Para Çevreden Önce

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Türkiye'nin küresel ısınmaya neden olan 6 sera gazı emisyonunun 2010 yılına kadar 1990 yılı seviyesinin yüzde 5 altına indirmelerini zorunlu kılan Kyoto Protokolü'ne, şimdiye kadar ''yüklü mali külfet getireceği'' gerekçesiyle taraf olunmadığı itirafında bulundu. Pepe, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne taraf olup olmamasına, ''İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İDÇS)'' kapsamında hazırlanacak 1. Ulusal Bildirim Raporu'na göre karar verileceğini bildirdi.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin, Bağımsız İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in, Kyoto Protokolü'ne Türkiye'nin neden taraf olmadığına ilişkin soru önergesine verdiği yanıt, Türkiye'nin son 10 yılda sera gazının çoğalmasına önemli oranda neden olduğunu ortaya koydu.

Türkiye'nin, 24 Mayıs 2004 tarihinde ''insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının, iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemek ve sera gazı emisyonlarını 1990 yılı seviyesinde tutmak için'' hazırlanan İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne taraf olduğunu kaydeden Pepe, Kyoto Protokolü'nün ise mali yükümlülükler getirdiğine dikkat çekti.

Emisyon oranı arttı
Kyoto Protokolü'ne taraf olunması halinde Türkiye'nin ''Ek-B'' listesinde yer alan ''endüstrileşmiş ülkeler'' kategorisine gireceğini kaydeden Pepe, şu görüşlere yer verdi: ''Bu durumda 2010 yılında protokol kapsamında sınırlama getirilen karbondioksit (CO2), metan, hidrofloroklorokarbonlar, perflorokarbonlar, kükürthekzaflorit, azotoksit olarak belirlenen 6 sera gazının toplam emisyonlarının 2008- 2012 döneminde, 1990- 2000 dönemine ait 1990 yılı seviyesinin en az yüzde 5 altına indirilmeleri gerekmektedir. Bunun sağlanması ise önemli bir mali külfeti üstlenmeyi zorunlu kılmaktadır.''

Çevre ve Orman Bakanı Pepe, Türkiye'nin endüstrileşmekte olan ülkeler arasında da sera gazı emisyonu indiriminde iyi bir performans sergileyemediğini verdiği rakamlarla ortaya koydu. Buna göre 1990-2000 yılları arasında Avrupa Birliği'ne aday ülkeler, sera gazı emisyonunda yüzde 35'lik indirim sağlarken, Türkiye'de sera gazı emisyonu yüzde 65 oranında arttı. Yine Türkiye'de birincil enerji kaynaklı karbondioksit emisyonu 127.2 milyon ton olarak gerçekleşirken, 2000 yılında 210.4 milyon tona, 2005'te ise 295.3 milyon tona fırladı. Pepe 2010 yılı tahminini ise 403.6 milyon ton olarak açıkladı.

1 Ağustos dönüm noktası
Bakan Pepe, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne ne zaman taraf olacağı konusundaki soruya ise şu yanıtı verdi: ''Ülkemizin 2004 yılında taraf olduğu İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında 1. Ulusal Bildirim Raporu'nun hazırlanması gerekmektedir. 1 Ağustos 2006 tarihi itibarıyla bitirilecek olan Ulusal Bildirim Raporu'nda ülkemizin durumunun net olarak ortaya konulması özel şartların belirlenmesinde büyük önem taşıyacaktır. Kyoto Protokolü'ne taraf olup olmayacağımızın değerlendirilmesi bu çerçevede yapılabilecektir.''