Bir Defada Sadece 17 Kişi

Nazire Kalkan’ın 'Bunlar da Picasso Kriterleri' yazısını (Tempo Dergisi, 1 Kasım 2005) hepimiz okumalıyız.

Özellikle saray eşyasını bütün dünyada dolaştıran bizler, acaba bu konuda ne oranda özen gösteriyoruz, hangi tür anlaşmalar yapıyoruz, ne gibi koşullar öne sürüyoruz?

Sakıp Sabancı Müzesi’nde 24 Kasım’da açılacak sergiye gelecek eserler için belirlenen özel şartları görünce, bir sanat eserine, bir sanatçıya gösterilen saygı bu olmalı, dedim.

Tempo Dergisi’nde, Picasso’nun eserlerinin küçük fotoğraflarını görünce, neden bu kadar küçük sorusunu sorabilirsiniz, Kalkan’ın yazısında bunun yanıtını bulabilirsiniz:

‘Picasso’ya ait tabloları ancak bu boyutlarda yayımlayabiliyoruz, çünkü Picasso Vakfı basına özel kriterler belirledi.’

Serginin halkla ilişkilerini üstlenen şirket de basın için de bazı koşulları, kuralları basına iletti. Aşağıda birkaçı var:

Sergi hakkında basında yayımlanacak fotoğraf ve görüntü için eserin sahibi kurumdan izin alınacak, gerekli bilgiler verilecek, sayfanın 1/4’ünden daha büyük kullanıldığında telif ödenecek, fotoğraf ve görüntüler için özel izin alınacak.

Müze’ye ileri sürülen koşullardan biri de, müzenin duvar boyalarının değiştirilmesi, su bazlı, yanmaz boya kullanılmasıydı. Boyama işlemi bir ay önceden bitirilerek, kuruma ve havalandırma için salonlar boş bırakıldı.

Şimdi gelelim diğer koşullara:

Sergiyi gezenler Vandalizm tehlikesine karşı uçağa biner gibi aranacak.

Sergi alanını gezen gruplar 17 kişiden kalabalık olmayacak.

Sandıklar müzeye geldikten 48 saat sonra açılacak.

Böyle bir sergi için her şeye katlanılabilir.

Güler Sabancı, ‘Bu amcam Sakıp Sabancı’nın hayaliydi. Kendisi, ‘Öyle bir müze yapın ki Picasso’lar sergilenebilsin’ derdi’ diyor.

Müze Müdürü Nazan Ölçer’in serginin gerçekleşmesinin öyküsünü anlattığı röportajda söyledikleri, bizde büyük uluslararası sergi yapmanın zorunluluğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

Bizim Topkapı Sarayı’ndan giden eşyanın, başka müzelerimizden gönderilen değerli parçaların bu sıkı kurallarla gönderilip gönderilmediğini doğrusu çok merak ettim. Hele Nazan Ölçer’in sigorta konusunda söylediklerini okuduktan sonra.

Sanırım bir gün bir yetkili bu konuda bizi aydınlatır.

Müzelerimizin, bu tür sergileri gerçekleştirmesinin, Türkiye’de yaşayanların görsel birikimlerini artıracağı kanısındayım.