Birgün Gazetesi'nden Gülsen Candemir'in haberine göre, İzmir'in Gaziemir ilçesindeki Aslan Avcı döküm ve Kurşun Fabrikasının bulunduğu alanda nükleer atık bulunması üzerine açılan davaların birleştirilmesinden sonraki ilk duruşma İzmir Bayraklı Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, sanıklardan Öznür Kolcuoğlu, tanık İbrahim Trabzon ile çevreci avukatlar katıldı. Sanık Öznur Kolcuoğlu, farbikanın kendisine miras yolu ile kaldığını, hiç bir yönetim kurulu toplantısına katılmadığı için fabrikada nasıl bir faaliyet yürütüldüğünü ve ham maddenin nereden getirildiğini bilmediğini söyledi. Tanık İbrahim Trabzon ise 17 yıl fabrikada ergitme (ham maddeleri eritme) işi yapmasına rağmen hiç bir şey bilmediğini, fabrikaya sadece atık akü getirildiğini söyledi.
Avukatların taleplerine red
Sanık ve tanığın ifadesinin ardından taleplerini açıklayan Av. Arif Ali Cangı, mahkemeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Aslan Avcı Döküm Sanayi Tic. A.Ş. ve Aslan Avcı Sanayii'ne kestiği cezanın nedenlerinin öğrenilmesini, fabrikanın Ekim 2006 yılından sonra aldığı ham maddelerin irsaliyelerinin istenmesini ve Aliağa gemi söküm alanına gelen tüm denizaltıların dökümünün (nükleer atığın yurt dışından gemi ile getirildiği düşünülerek) istenmesini talep etti. Ancak mahkeme tüm bu talepleri red ederek, diğer sanıkların da duruşmaya getirilmesini istedi ve davayı 13 Mayıs'a erteledi.
'Mahkeme heyeti tavır değiştirdi'
Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması yapan avukatlar, mahkeme heyetinin bir önceki duruşmaya göre tavır değişikliği içinde olduğunu ve olayı salt bir fabrika davası olarak değerlendirmeye başladıklarını ifade ettiler. Fabrika arazisi içerisinde bulunan atıkların doğada oluşmasını mümkün olmadığını, ancak dışarıdan getirilebileceğini söyleyen avukatlar, bunun da ya kaçak yollardan ya da Aliağa'ya söküm için getirilen yabancı gemilerden getirilmiş olabileceğini iddia ettiler.
Ne olmuştu?
Aslan Avcı Döküm San. Tic. A.Ş.'ye ait bir atık aracı 2007 yılında, İzmit Atık Yıkama ve Depolama Merkezi'ne (İZAYDAŞ) girerken sabit radyasyon ölçüm cihazı alarm vermiş ve böylece nükleer atıklar ortaya çıkmıştı. Fabrika alanında yapılan incelemelerde cürufun bulunduğu depolama sahasında doğal seviyenin üzerinde radyasyon ölçülmüş ve ülkeye girişi yasak olan Europium 152 bulunmuştu. Olayın 2013 yılında basına yansıması üzerine, fabrika çevresinde hiçbir önlemin alınmadığı, alanda hala atık bulunması sebebiyle çevrede bulunan insanların sağlık tehlikesi yaşadığı ortaya çıkmıştı.