Diana Rowntree, 22 Mart tarihli Guardian’daki yazısında, Ralph Erskine’in ününün “düşük-gelir grubuna yönelik konutlar”a dayandığını belirtiyor. Projelerinden en önemlilerini ise Newcastle’daki Byker Gelişim Bölgesi ve Londra’daki “The Ark” olarak gösteriyor. Kirsten Kiser’ın arcspace’deki yazısına göre ise Erskine gerçek bir hümanist. Binaları iyimserlik, uygunluk ve zeka dolu; iklim ve çevrenin, sosyal ve insani ihtiyaçlarla birleşmesine dayanıyor.
Rowntree’nin aktardığına göre, Erskine, Byker’ın dönüştürülmesinde (1969-82), ofis olarak bir köşebaşı dükkanı kullanıyor ve devamlı insanlar ile konuşarak isteklerini soruyor. Rowntree, Byker’da evlerin birbirinden farklılığına, renklerine, iklimsel ve gürültü konforu sağlayan duvarına ve peyzaj mimarisine dikkat çekiyor. Londra’daki ofis binası “Ark”ta ise, tüm katlara gün ışığı sağlayan atrium ve açıklıklara ve bir ofis binasının insan ölçeğine inmedeki başarısından bahsediyor. Rowntree’nin yazısına göre, Erskine, 1939’da gittiği İsveç’te 1941’den sonra kendi ofisini kuruyor ve çiftlik evleri, dağ otelleri tasarlıyor. Yarışmalara katılıyor ve Anders Tengbom ile bir okul, kamu ofisi ve yaşlılar evi projeleri yapıyor. 1955’de ofisini Verona adında bir tekneye taşıyor ve mesleğini ve yaşamını bu tekneden sürdürüyor.
Building Design’da aktarıldığına göre, Erskine ölmeden kısa süre önce şu yazıyı yazmış:
“Mimarlık dünyasında 60 yıldan fazla bir süredir beslediğim umudum, oluşturmaya çalıştığım felsefenin, amaçların ve sürdürülebilir çevre tasarımlarının rahatsız edici işlevsel, sosyal ve estetik parçalanmışlıktan kaçınmamıza yardımcı olmasıdır. Umuyorum ki, toplum ve bireysellik, harmoni ve zıtlık arasında tatmin edici bir dengenin kurulması için bir katkıda bulunabilmişimdir. ...Geçtiğimiz yüzyıldaki kentsel büyüme, değerlerin unutulmasına, planlama ve yapımda bir kontrol listesi kültürü oluşmasına yol açtı. Bu kültür, kullanıcılarının başka yerde çalıştığını varsayarak, boş zaman geçirme çevreleri yaratmaya yöneldi; çocuklar, yaşlılar, işi olmayanlar ya da evden çalışanlar dikkate alınmadı. Şehirlerimizin modern uzantıları sosyal ilişki ya da estetik etki için çok az şey vaat ediyor. Benim yeni milenyum için ev tasarımı yaklaşımım, insani ve sosyal fonksiyonlu çevreler yaratan değerler ve davranışları içeriyor. Aynı zamanda, günümüzün çevresel ve ekolojik kısıtlamaları tasarıma ve yapıma yeni bir yaklaşım-“gerçekten modern” ve sürdürülebilir mimarlık ve planlama- gerektiriyor. Bu yaklaşımın merkezinde ise çeşitliliği besleyen ve kamusal bir gerçekliği tanımlayan “kentsel” bir çevrenin yaratımı var. Mimarlık ve kent tasarımı- makro ya da mikro ölçek, özel bir villa ya da ofis bloğu olsun- sadece tasarım ve teknolojinin gösterişi olmasın, demokratik ideallerimiz olan insan değeri, eşitliği ve özgürlüğüne saygıyı ifade etsin.”
İlgili Linkler: Diana Rowntree’nin yazısı Kirsten Kiser’in yazısı Ralph Erskine’in biyografisi ve projeleri
Ralph Erskine’in Projelerinden Örnekler:
Londra, “The Ark"(1990)
Greenwich Millennium Köyü, 2000-2005