Sultanahmet Meydanı'nın değişmeyen yazgısı... Tarihi meydanın dokusu 15
yıldır her Ramazan sucuk döner, kebap, kestane kokularına boğuluyor. '2010
Avrupa Kültür Başkenti' seçilen İstanbul'u yönetenler rant panayırından bir
türlü vazgeçemiyor.
2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un 'turistik' kalbi
Sultanahmet Meydanı'nda gelenek yine bozulmadı! Kurulan 'Ramazan Panayırı'
yüzünden tarihi meydan dumanaltı oldu.
Taş-tuğla görünümlü kalın plastikten barakaların dikildiği,
Fatih Belediyesi eliyle parça parça (en küçük baraka 20 bin TL) kiralanan
Sultanahmet'ten izlenimler:
Turistler, Sultanahmet Meydanı'nın çimenlerine 'yün halı' ve
'battaniye' serip iftar eden 'piknikçileri' ağzı açık seyrediyor.
Sucuk döner, tantuni, kebap, kokoreç ve kestane satan
barakalardan yayılan duman Sultanahmet Camii'nin avlusunu bir bulut gibi
sarıyor.
İftardan sonra en çok geleneksel Ramazan tatlılarımızdan
'chocnette' ve 'waffle'ı yeniyor.
Panayırın popüler içeceği közde Türk kahvesi. Fincanların nasıl
yıkandığını gören yok!
Piknikçilerin çocukları Yılanlı Sütun'a mısır koçanı atma
yarışması yapıyor! Zabıta kovaladığı için ağlayan çocuklar anne-babaları
tarafından 'sosis balon' ve 'uçan sapan'la ödüllendiriliyor.
Görgüsüzlüğün miladı 1994
Şair ve yazar Hilmi Yavuz'un 'Lumpen şenliği' olarak
nitelendirdiği panayırın temelleri 1994 yılında atıldı. Dönemin
ANAP'lı Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya', Sultanahmet Camii'nin ön duvarına
Osmanlı evlerinden benzetme barakalar yaptırarak kiraya verdi. Fazilet, Saadet
ve AKP'li belediyelerin 'Ramazan eğlenceleri' adı altında meydanın tamamına
yayılması, baraka sayılarını artırması ve bu barakaları kiralamasıyla
Sultanahmet'in çevresi yeme-içme panayırına
döndü.