Rejans’ı Sahibine Vermeli mi?



Beyoğlu Olivya Geçidi’nde İstiklal’in keşmekeşine iki adım uzaklıkta saklanan Rejans, İstanbul’da en sevdiğim mekanlardan biridir. Beyaz Rusların kurduğu, Pera’nın 'ah o eski güzel günlerini' yaşatan, Atatürk’ün sıklıkla uğradığı bilinen mekan, hakikaten yıllarca orijinalliğini korudu. Son beş yıldır Rejans sanki küllerinden doğdu, şef değişti, güzel Rus yemeklerinin tadılabileceği, eski İstanbul günlerini çağrıştıran hoş geceler düzenlenmeye başladı. Biberlisinden tutun enginarlısına kadar her çeşit votkayı bizzat üretiyorlar. Hatta çok beğenen şişeyi satın alabiliyor.  Rejans’ın canlanması, biraz da  Beyoğlu’nun güneyinin şaşaalı günlerine dönmesiyle orantılı. Haliyle nostaljik mekanlara meraklı olanların ilgisini çekti, eskilerin yanında yeni müşteriler edindi. Bu süreçte mülk sahibinin dava açtığını öğrendik ve 'kapatıldı, kapatılacak' söylentileri müdavimleri arasında neredeyse infial yarattı.

Sahibi bir müzikolog

Ve nihayet, yıllardır devam eden süreç bu hafta noktalandı: Rejans kapatılacak. Daha doğrusu şu andaki işletmeciler Rejans’ı tahliye edecek. Dava şimdi temyiz aşamasında.  Rejansçılar kızgın, "Karar, içimize hiç sinmedi" diyorlar. Çok anlaşılır. Peki buraya siz sahip olsaydınız ne yapardınız? Mal sahibi Emel Çelebioğlu, şimdiye kadar sessizliğini korudu. Kendisi bir müzikolog, İstanbul Üniversitesi Konservatuar Bölümü’nde kompozisyon sanat dalı programının başkanı. Aradım, ulaşamadım. Şahsen müzik profesörü olan bir insanın Rejans’ı yıkıp alışveriş merkezi yapacağını veya Simit Dünyası açacağını düşünmüyorum. Belki profesör Rejans’ın ruhunu yaşatacak, ne biliyoruz?

Ancak Rejans müdavimlerini rahatlatacak bir çift söz duymaya ihtiyacımız var. Çünkü bu mekan alelade bir ticari işletme değil, İstanbul’un kültür hayatının çok nadide bir değeri. Elbette mülk sizin, ama bizi bir güzellikten daha mahrum etmeyin.

Tahliye süreci

Rejans cephesi yoğun bir PR kampanyası sürdürüyor. Neden bu kararın “içlerine sinmediğini” şöyle aktarıyorlar: Yerel mahkemenin ilk kararında, mal sahibinin tahliye talebinde göz önüne alınan dört kriterden üçü geçerli bulunmamıştı.

* Tahliye talebi zorunlu değildi. Çünkü mal sahibinin bu mekana acil olarak ihtiyacı yoktu. Aynı binada dilediği amaç doğrultusunda kullanabileceği boş gayrimenkulleri vardı.
* Tahliye talebi samimi değildi. Çünkü mal sahibi bir hekim, mekana ihtiyaç duyduğu belirtilen kızıysa bir müzik profesörü.
* Tahliye talebi gerçekçi değildi. Çünkü mal sahibi defalarca tahliye davası açmış ve bunları hep kira artırımında rayicin üzerinde fiyatlara taşımak için kullanmıştı.