Birleşik Krallık Mimarlar Enstitüsü (The Royal Institute of British Architects - RIBA), dünyanın en iyi yeni binalarını onurlandıran Uluslarlarası Mimarlık Ödülü’nün ikincisini geçtiğimiz hafta (4 Temmuz 2017) duyurdu.
RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü, tasarımda mükemmelliği ve mimari azmi yansıtan ve çevresine sağladığı olumlu katkı ile ön plana çıkan binaya verilecek. Yarışmaya katılacak projeler büyüklük, tür ve bütçelerinden bağımsız olarak değerlendirilecek. Ödül programına, dünyanın her yerinden nitelikli mimarlar, 17 Ekim 2017 tarihine kadar başvuruda bulunabilecek.
Ödülün ilk sahibi; Grafton Architects
2016 yılında ilki gerçekleşen RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü’ne, Grafton Architects’in Peru’nun Lima kentinde gerçekleştirdiği etkileyici üniversite binası UTEC (Universidad de Ingeniería y Tecnología) değer görülmüştü [üstteki fotoğraf]. “Dikey kampüs” tarzındaki yaratıcı bina, RIBA jürisi tarafından Machu Picchu’nun modern bir versiyonu olarak değerlendirilmişti.
Jüride mimarlara bir de koreograf eşlik ediyor
RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü’nün bu yılki jürisi, Elizabeth Diller (Diller Scofidio + Renfro kurucu ortağı) tarafından yönetilecek. Jüride ayrıca, Hong Kong’ta yer alan Rural Urban Framework’ün kurucu ortağı ve geçen seneki yarışmada "En İyi Öne Çıkan Proje" ödülüne değer görülen Joshua Bolchover ve ünlü koreograf Wayne McGregor CBE de yer alıyor.
RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü kapsamında gerçekleşecek değerlendirme sürecini takiben ilk elemeyi geçen binalar uzman jüri üyeleri tarafından iki kez ziyaret edilecek. Bu aşamadan sonra belirlenecek dört finalistin projeleri son bir kez ziyaret edilerek, ödülün sahibi bu dört finalist arasından seçilecek. Kazanan isim Kasım 2018’de açıklanacak.
Yarışma hakkında ne dediler?
Jane Duncan (RIBA Başkanı):
"RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü 2018’i duyurmaktan dolayı çok mutluyuz. Dünyadaki tüm mimarların başvurularına açık olan yarışmada projeler, tasarım ve mimari mükemmeliyetin yanı sıra, kullanıcılarına ve fiziksel çevresine sağladığı katkı ile değerlendirilecek. (...) RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü ilk senesinde bir çok yetenekli mimara ve istisnai binalara dikkat çekti. Bunların arasında ödülü, son derece önemli bir mimari proje olan UTEC ile Grafton Architects kazandı. Bu sene çok daha benzersiz mimari örnekleri ortaya çıkarmayı umuyoruz.”
Elizabeth Diller (Jüri Başkanı):
"RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü’nün Büyük Jüri ekibine başkanlık edecek olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Bu başvuru çağrımızda, aynı zamanda mimari toplulukları ve bu yapıların kullanıcıları olan halkı da değişen zorlu statükolar karşısında uygulanması gereken yeni çözümler ve mimarinin bu noktadaki potansiyel gücünü düşünmeye çağırıyoruz. Yarışmanın ilk senesindeki başarıyı takiben, bu sene mimari kültüre katkıda bulunan ve aynı zamanda günümüzün demokratik değerlerine işaret eden, halk için güçlü öneme sahip binaları keşfetmeyi dört gözle bekliyorum.”
Elizabeth Diller / fotoğraf: Abelardo Morrell
Joshua Bolchover (Jüri Üyesi, Rural Urban Framework Kurucu Ortağı):
“Mimarlık zor bir iş - mekan, politika, ekonomi, iş veren ile halkın talepleri ve şahane bir iş ortaya çıkarmak için kendimize yaptığımız baskıyı düşünecek olursak aslında mimarinin kompleks yapısını küçümsediğimiz söylenebilir. İtiraf edelim, bu iş hiç kolay değil; bir bina anı yakaladığında, mimari denen şeye inancımızı güçlendirir. Bu işi bu yüzden yapıyorum ve bu nedenle uluslararası mimariye yer veren RIBA ödülünün bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.”
Joshua Bolchover / fotoğraf: Camilla Holmgren
Wayne McGregor CBE (Jüri Üyesi, Koreograf):
“RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü jürisinde yer almaktan dolayı gurur duyuyorum. Mimarlığa karşı duyduğum tutku, işimde yaratıcı olmamda ve dünyadaki en sıra dışı yapıları tecrübe etmemde çok etkili oldu. Koreografi ile mimarlık arasındaki ilişki şaşırtıcı bir şekilde birbirine benzer. Bu heyecan verici sürecinden içinde olmayı dört gözle bekliyorum.”
Wayne McGregor / fotoğraf: Rick Guest
Yvonne Farrell (Grafton Architects Kurucu Ortağı ve 2016 RIBA Uluslararası Mimarlık Ödülü’nün sahibi):
“Peru, Lima’da yer alan UTEC Universite Kampüs projesiyle yarışmayı kazandığımızı duyduğumuzda, sadece mimarlar olarak harika hissetmedik, aynı zamanda bize bu işi veren müşterimizin çağdaş mimariye olan inancı değer gördüğü mutlu olduk. (...) Jürinin özellikle dikey kampüs tezimizi farketmiş olması bizim için çok önemliydi. Lima’nın coğrafi konumu ve iklimi çok farklı ve tüm bunları göz önünde bulundurarak sürdürülebilirliği sağladığımız, doğal güçleri düşünerek tasarımını uyguladığımız, ‘Kültürün Fiziği’ adını verdiğimiz bir proje oldu bizim için.”
Ayrıntılı bilgi ve başvuru için tıklayın.