İstanbulluların 'yeşil' ve 'dağ' özlemi içinde olmaları kadar doğal bir şey yok. Çünkü, kentin içinde nefes alacak yer kalmadı. Her yan beton yığını... İstanbullular çareyi mesire yerlerine gitmekte buluyor. En yakını da Belgrad Ormanı içindekiler... Neşet Suyu, Kömürcü Bendi, Kurt Kemeri gibi.
İstanbul'un çevresinde Çevre ve Orman Bakanlığı'na bağlı bu yerlere giriş yapmanın da bir bedeli var. Sözü işte bu bedele getirmek istiyoruz. Çünkü Bakanlık son dönemde bu giriş yerlerini de özelleştirme kapsamına aldı. Önce 5 yıl süreyle ihaleye çıkardı. İhaleyi 1.440 milyon YTL'ye bir firma aldı ama yürütemedi. Ardından bir kez daha ihale yapıldı. Bu kez kimse ihaleye girmedi. Ama üçüncü kez ihaleye çıkınca araya 'yeşil' ve 'dağ' sever etkili isimler girdi.
Ve ihale 3 Mart 2006 günü Ankara'da, 'sessizce' yapıldı. İhaleye 7 firma katıldı. 4'ü yeterlilik kapsamında elendi ve geriye üç firma kaldı. Boğaziçi, Eser ve Kur Yapı. İhale yıllık 705 bin YTL'ye Boğaziçi'ne verildi. İhaleden elenen bir firmanın önerisi 1 milyon YTL' idi. Bugün devletin kendi topladığı giriş ücretleri bu civarda.
Daha önce 5 yıl olan sürenin 29 yıla çıkarılması da ayrı bir maharet.
İhaleden elenen 4 firma bu duruma itiraz etti. İtirazın bir gerekçesi de söz konusu 'ihaleye katılan üç firmanın' da aslında ' tek bir firma' olduğu iddiası. İlginç değil mi? Konuyu Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Mustafa Kemal Yalınkılıç'a sordum.
Yalınkılıç, basına açıklama yapamayacağını, izin alınması gerektiğini söyledi. Devreye bürokrasi girince, biz de en iyisi buradan soralım dedik.
İşte sorularımız;
-Bu ihaleye katılan üç firma, aynı kişi veya kişilere mi ait?
-Belgrad Ormanı giriş kapıları hangi gerekçeyle 29 yıl süreyle ihaleye çıktı?
-İhaleyi alan firmaya orman içinde neler yapabilme hakkı verildi?
-Elenen firmalardan biri yıllık 1 milyon YTL verirken, ayrıca ihale bir önceki yıl da 1.440 milyon YTL'ye verilirken, neden şimdi yıllığı 705 bin YTL'ye verildi?
-İlk ihaledeki 1.440 milyon YTL karşılığında devletin alacağı söz konusuyken, ikinci ihalede ihale şartlarını değiştirmek suretiyle ilk ihaleyi alan firmanın devlete olan yükümlülüğü niçin ortadan kaldırıldı? Ve bir not: Siz de bu 'yeşil' ve 'dağ' sever etkili ismi bulabilirsiniz. Tahminlerinizi bekliyorum.
Danıştay'dan Ataşehir'e durdurma kararı!
İstanbul Ataşehir'de geçen yıl TOKİ tarafından yaklaşık 20 bin konutun temeli atıldı. Konutların yapımını da SOYAK, Ağaoğlu gibi Türkiye'nin önde gelen inşaat firmaları üstlendi. Büyük reklam kampanyalarıyla kamuoyuna sunulan lüks konut inşatları büyük ilgi gördü. Ancak bu ilgi kadar Ataşehir sakinlerinin tepkisiyle de karşılaştı.
Ataşehir Sakinleri Dayanışma Derneği, yeni konutların bölgeye büyük yük getireceğini ileri sürerek, 'yürütmeyi durdurma' için Danıştay'a başvurdu.
Geçtiğimiz ay yani 13 Şubat 2006'da Danıştay 6. Dairesi bu başvuruyu değerlendirdi ve Ataşehir Sakinleri Dayanışma Derneği'nin, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yapılan 1/5000'lik planların yürütülmesinin durdurulması kararını verdi.
Peki şimdi ne olacak? Bu soruyu TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'a sorduk. Bayraktar kaygılanacak bir durum olmadığını, mevcut ruhsatların devam edeceğini ancak bölgede yeni ihale ve ruhsat veremeyeceklerini söyledi. Bunun için yeni 1/5000'lik planların yapılacağını da sözlerine ekledi.
TOKİ Başkanı, Danıştay kararını böyle yorumluyor ama kararın tüm planları kapsadığı da açık bir gerçek. Bu nedenle herkes inşaatların durup durmayacağını merak ediyor.