Geçen ay Japonya'daki Fukuşima Daiçi
nükleer santralinden radyoaktif duman yükselirken, Rusya'nın devlete bağlı
nükleer enerji şirketi Rosatom, Belarus'la bir
nükleer santral inşa etmek için sözleşme imzalıyordu. Rus nükleer enerji
sektörü genelde gelişmekte olan ülkelere olmak üzere tüm dünyaya
reaktör satarak büyük kâr elde ediyor. Japonya'daki felaket sonrası tüm
ülkelerde nükleer enerji konusunda bir kuşku oluşsa da Çin ve
Hindistan gibi büyüyen ekonomilerin sürekli artan enerji
gereksinimleri yüzünden başka seçeneği yok. Rosatom uzun süredir en güvenli
reaktörleri ürettiğini iddia ediyor. Bunu Çernobil'deki
felakete rağmen değil, tam olarak o patlama yüzünden olduğunu söylüyor. Rusya'ya
göre, Çernobil'den sonra alınan güvenlik önlemleri yüzünden üretilen reaktörler
dünyanın en güvenli reaktörleri.
Moskova'nın ön plana çıkardığı güvenlik önlemi ise fizikçi Leonid A.
Bolşov'un geliştirdiği "çekirdek tutucu". Çernobil
felaketi sırasında yaptıkları yüzünden Sovyet kahramanlık madalyası alan Bolşov
şu anda Nükleer Güvenlik ve Kalkınma Enstitüsü'nün başkanı.
Çernobil'deki patlama sonrası Bolşov'un geliştirdiği sistem sayesinde kömür
madencileri yanan reaktörün altını kazıp çelik ve betondan oluşan bir platform
yerleştirdi. Platformun içine yerleştirilen borulara santral dışından pompalanan
su soğutmayı sağlıyordu. Bolşov'un ilk geliştirdiği çekirdek tutucudan çok daha
modern olanları artık tüm Rus yapımı reaktörlere yerleştiriliyor. 64 yaşındaki
Bolşov ise şimdi felaketi kendi çıkarı için kullanan bir kişi gibi konuşuyor.
"Çernobil yüzünden Ruslar dünyanın en güvenlik takıntılı nükleer reaktör
üreticisi oldu. Japonya'da olanlar da tüm dünyaya bir ders olacak. Felaketler
sonrası herkes güvenliğe dikkat eder" diyor.
Ruslar nükleer reaktör sektöründe dünya lideri olduklarını söylüyor. Şu anda
dünyada inşa halinde olan 60 reaktörden 15'ini Rosatom yapıyor. Şirket ayrıca 30
reaktör için pazarlık aşamasında olduklarını ve ilerde çok daha fazlasını
satmayı planladıklarını belirtiyor. Rosatom'un reaktörlerinde kullanılan
çekirdek tutucu erimeye karşı güvenliği artırıyor. Ancak Rosatom reaktörleri,
Japonya'daki Fukuşima benzeri soğutma sisteminin çalışmaması yüzünden meydana
gelen bir hidrojen patlaması riskine karşı diğerlerinden daha güvenli
olmayabilir. Alınan en büyük ders ise hali hazırda inşa edilen hiçbir reaktörün
nükleer erimeye (reaktör çekirdeğindeki radyoaktif yakıtın eriyip reaktörün
dışındaki çevreye karışması) karşı dayanıklı olmaması.
Rosatom'un 2007'de Çin'in Tianwan şehrinde inşa ettiği
reaktör, kendinden çekirdek tutucusu olan ilk örnek. Şirketin tasarladığı en son
çekirdek tutucu, reaktörün altında bulunan bir havuz. Ama havuzun içinde su
yerine metal bir alaşım var. Ruslar bu havuzu, en kötü nükleer kaza (çekirdek
erimesi) riskine karşı en güvenli önlem olarak lanse ediyor. Illinois merkezli
enerji danışmanlığı şirketi McI lvaine Company, Japonya'daki
felaketin ardından yeni reaktör projelerinin üçte ikisinin erteleneceğini ve beş
yıl içinde 200 milyar dolarlık küresel enerji yatırımının nükleer enerjiden
kömüre, petrole ve diğer alternatiflere kaydırılacağını tahmin ediyor. Rusların
türlü güvenlik önlemleriyle beraber sattığı yeni reaktörler bazı gerçekleri
değiştirmiyor. Rusya'nın kısıtlı imkânları yüzünden bazı eski santraller hâlâ
yenilenmiyor. Buna çekirdek tutucusuz Çernobil'de kullanılan tipte 11 reaktör de
dâhil.