Rusya ile Enerji ve İnşaatta Yollar Açık



Uluslararası Vergi Denetim ve Danışmanlık şirketi KPMG Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS) Ülkeleri Türk Masası Başkanı ve Sorumlu Ortak Murat Karakaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 9 Ağustos'taki St. Petersburg ziyaretinden sonra Rusya ile ilişkilerde inşaat ve enerji sektöründe toparlanmanın hızla olabileceğini, turizm ve ihracatın ise zamana ihtiyacı olduğunu belirtti.

St. Petersburg ziyareti sonrasında Rusya ile ekonomik ilişkilerde önem arz eden 4 ana sektörü nelerin beklediğine yönelik değerlendirmelerde bulunan Karakaş, Türk-Rus ilişkilerinin Kasım 2015 sonundan itibaren zorlu bir döneme girmesiyle bu yılın ilk 5 ayında iki ülke ticaret hacminin bir önceki yıla göre yüzde 43 azalarak 6,1 milyar dolara gerilediğini söyledi.

İki liderin görüşmesiyle bu dönemin noktalandığını hatırlatan Karakaş, “Bu toplantı, doğru yönde atılan fevkalade önemli bir adım olmakla beraber, ne yazık ki iki ülke arasındaki bütün sorunların bir anda çözüleceği anlamına gelmiyor. Yaklaşık 9 aylık gerginlik dönemi, özellikle iki ülkenin yazılı ve görsel medyasının da bu yöndeki yayınlarıyla, kamuoylarında karşı taraf için olumsuz hisler doğurdu. Örneğin Rusya’da, bilimsel olmayan fakat çok katılımcılı internet anketlerine göre, Rus kamuoyunun yarıdan fazlası ilişkilerin eski düzeyine gelmesi için çok acele edilmemesini istiyor.” diye konuştu.

Karakaş, Rusya ile ekonomik ilişkilerde önemli yer tutan inşaat sektöründeki 9 aylık kaybın kapabileceğini belirterek, şöyle devam etti:

"İnşaat, Türk şirketlerin rakiplerinden daha güçlü oldukları ve Rusya’nın da Türkleri tercih ettiği bir sektör. Ancak yaptırımlar nedeniyle Türk inşaat şirketlerinin yeni inşaat yapması yasaklandı, sadece başladıkları inşaatları bitirmelerine izin verildi. Rusya’daki şirketlerde Türklerin çalışması yasaklandı. Türk inşaat şirketleri, projeler için çok önemli olan Türk mühendis ve Türk ustabaşı düzeyindeki çalışanlarını kaybetme riskiyle karşılaştı. Bilindiği gibi geçmiş yıllarda, Türk inşaat şirketleri Rusya’da hem yatırımcı hem müteahhit olarak çok fazla sayıda ve değerde projeye imza attı. Genellikle kalite ve sürat açısından rakiplerinden daha kuvvetli olduklarından, özellikle altyapı projelerinde ve Rusya’nın diğer bölgelerinde de çok tercih edilen şirketler arasına girdiler."

Müteahhitlerin kayıpları 5 milyar doları buldu

Yaptırımlar nedeniyle Türk şirketlerinin bu 9 aylık dönemde hiçbir yeni proje alamadığını ifade eden Karakaş, "Hatta Rusya’nın bölgelerindeki bazı önemli altyapı işlerini, yerel yöneticiler istediği halde kaybettiler. 2015 yılında Türk şirketlerinin gayrimenkul yatırım ve geliştirmeden Rusya’daki kazançları 773 milyon dolar oldu. Türkiye Müteahhitler Birliği’ne göre, yaptırımların başından beri Türk müteahhitlik şirketlerinin kayıplarının 5 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor." ifadelerini kullandı.

Karakaş, yeni iş alamamak açısından bu 9 ayın kaybı büyük olduğunu ama daha önemli olarak Türk şirketlerin rakiplerine pazar payı kaybetme riski ile karşılaştığını anlattı.

Türk inşaat şirketlerinin iş yapma yöntemleri ve kalitelerinin genellikle rakiplerine göre daha sürdürülebilir olduğunu vurgulayan Karakaş, "Dolayısıyla, hemen olmasa bile bu dönemdeki kayıplarını geri alacaklarını düşünüyorum. Burada önemli olan, daha önce zaten önem verdikleri kaliteye ve zamanlamaya ayrı bir özen gösterip, Rus inşaat piyasası için vazgeçilmez olduklarını bir kez daha kanıtlamak.” değerlendirmesinde bulundu.

"Türk Akımı ve Akkuyu 35 milyar dolar değerinde"

Karakaş, Rusya-Türkiye ilişkilerinde enerjinin politik ve parasal hacmi sebebiyle çok ayrı bir yer tuttuğunun altını çizdi.

İki ülke arasındaki Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santral projelerinin geçen Kasım'dan beri askıda olduğunu anımsatan Karakaş, "Türk Akımı tamamen gündem dışıydı. Akkuyu Nükleer Santral inşaatı projesi aslında resmen bitirilmemişti ama pratikte hiç ilerlemiyordu. İki projeye de hızlı bir şekilde geri dönülmesi kararlaştırıldı. Önümüzdeki günlerde bunlarla ilgili anlaşmaların kamuyla paylaşılacağına inanıyorum. Sadece bu iki projenin maliyetinin 35 milyar dolar civarında olduğunu tekrarlamakta fayda var, önemini tekrar hatırlamamız açısından.” diye konuştu.

Turizm 2018 sonrasında patlar

Karakaş, Türkiye'nin yaptırımlardan önce Rus turistler için en popüler tatil bölgelerinden olduğunu ve 2015'te 3,5 milyondan fazla Rus'un Türkiye’yi ziyaret ettiğini aktardı.

Bu yılın ilk yarısında bu sayının yüzde 80’in üzerinde azaldığına dikkati çeken Karakaş, şunları kaydetti:

"Bu durumda turizmdeki yasaklar kalksa bile Türkiye hakkında olumsuz görüşlere sahip Rus vatandaşlarının Türk şehirlerine ve sahillerine hemen dönmeleri beklenmemeli. Zaten hem Rusya’daki genel ekonomik durum hem de Türkiye’deki algılanan güvenlik sorunları nedeniyle eski talep şu anda yok. Fakat diğer yönden Türkiye’nin de kendi kalite-fiyat denkleminde bir rakibi yok. Yunanistan, İspanya gibi popüler Avro bölgeleri ortalama Rus turisti için fazla maliyetli. Buralarda ucuz tatil yapmak mümkün, ama o tatilin seviyesi de ailesiyle seyahat eden Ruslar için çok arzu edilebilir değil. Yıl sonuna doğru ufak bir yükseliş de olsa, 2016’yı bu seviyelerde kapatacağımız kesin gibi. 2017 sezonu için de sektörün beklentisi, bu yıla göre çok ciddi yükseliş olacağı, ama 2014, hatta 2015 seviyelerini göremeyeceğimiz yönünde. 2018 ve sonrasında, iki ülke ilişkilerinde her şey iyi giderse, Rusya ekonomisinin de o tarihte tekrar büyümeye başlayacağı beklentisiyle beraber, Rus turist sayısında eski rakamları yakalamak hatta geçmek mümkün.”

"İhracatta pazarı tekrar kazanmak gerek"

Karakaş, Rusya ile ilişkilerde diğer bir önemli konunun da Türkiye’nin Rusya’ya yaptığı ihracat kalemleri olduğunu ve bu kalemler arasında en önemlilerden olan pek çok meyve ve sebzenin Rusya’ya girişi yasaklandığını hatırlattı.

Yaptırımlardan doğan toplam kaybın 600 milyon dolar olduğu tahmin edildiğini ve yasaklanmayan tekstil, sanayi ürünleri, özellikle otomotiv ve diğer ürünlerin de Rus gümrüklerinde detaylı incelemeye tabi tutulduğunu ifade eden Karakaş, "Bu incelemeler neticesinde yasaklanmayan kalemlerde bile son noktaya teslimatlarda ciddi gecikmeler yaşandı. Hatta uluslararası otomotiv şirketlerinden biri, parçaların zamanında teslim edilmemesi sebebiyle Rusya’daki üretimini yavaşlattı. Yeni gelişmelerle birlikte, yakın bir zamanda hem kağıt üzerindeki hem de pratikteki yasak ve kısıtlamaların kalkacağını düşünüyorum. Fakat burada da işin içine yeni tedarikçiler girdi, dolayısıyla Türk ihracatçıları pazarı tekrar kazanmak zorunda.” değerlendirmesinde bulundu.

Karakaş, Türk-Rus ilişkilerinde geçmiş 9 ayın kayıp bir dönem olduğunu vurgulayarak, “Bu kötü dönemin bir tek iyi sonucu varsa, iki ülkenin iyi ilişkiler içinde olmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha herkesin anlamasıdır." dedi.