Deloitte Enerji ve Doğal Kaynaklardan Sorumlu
Ortak Sibel Çetinkaya, Deloitte, 3E ve ELC işbirliğiyle, Ritz Carlton'da
düzenlenen ''Rüzgar Santrali Yatırımlarında Riskleri Azaltmak'' konulu
toplantıda AA muhabirine yaptığı açıklamada, enerjide yatırımlara ilişkin uzun
yıllardır hizmet verdiklerini anımsatarak, bu işin ekonomisi ve riskine
yönelik konsantrasyonunun kendilerinin yetkinlikleriyle uyuştuğunu
anlattı.
Türkiye'de yenilenebilir yatırımların artarak devam ettiğini belirten
Çetinkaya, ancak bu konudaki yatırımların hala yeterli seviyede olmadığının
altını çizdi.
Bu yatırımların kendi içindeki dinamiklerini dikkate alarak, teknik konulara
cevap verebilecek ekiple ve iş ortaklarıyla hizmet vermeyi amaçladıklarını
aktaran Çetinkaya, sürdürebilirliğin de önemli olduğunu ifade etti.
Çetinkaya, Deloitte'nin sürdürülebilirlik konusunda önde giden firma olmayı
istediğini dile getirerek, sürdürebilirliği geniş kapsamlı şekilde ele
aldıklarını söyledi.
''Enerjiyi daha verimli kullanmak zorundayız. Mümkün olduğu kadar kendi
kaynaklarımızı kullanarak enerji üretmeliyiz. Bu anlamda da tüm endüstrileri
içerecek şekilde içimizde kapasite geliştiriyoruz'' diye konuşan Çetinkaya,
kendilerinin globalde de sürdürebilirliğe yönelik çok ciddi bir kapasitelerinin
olduğunu anlattı.
Çetinkaya, sürdürebilirlik için çeşitli uluslararası etkinliklerde
bulunduklarını, yenilebilir yatırımları Türkiye'de artırılması gerektiğinin
altını çizdi.
Sibel Çetinkaya konuşmasına şöyle devam etti:
''Türkiye bu kadar güneş ülkesi olmasına rağmen yenilebilir yatırımlar yavaş
yapılmış durumda. 'Her şey yenilenebilirden sağlanır' da diyemiyoruz çünkü
Türkiye'de çok ciddi bir talep var. Bu talebi karşılamak için sadece güneş,
rüzgar veya hidroelektrik santrallerle bunu sağlamamız çok mümkün değil. Belirli
ölçüde kömür, gaz, nükleer gibi santrallere de ihtiyacımız var. Elimizdeki doğal
kaynakları maksimumda kullanmak bundan 50-100 yıl sonrası için önemli konular.
Biz de buna katkı sağlamayı çalışıyoruz.''
Rüzgar yatırımların artarak devam ettiğine dikkati çeken Çetinkaya, ''Türkiye
yüzdesel olarak rüzgardaki yatırımını en çok artıran ülkelerden bir tanesi ancak
mutlak değer olarak baktığımızda hala çok düşük bir kurulu güçten bahsediyoruz''
şeklinde konuştu.
Diğer yenilebilirler yatırımların hala fizible bulunmamasından dolayı yavaş
ilerlediğini dile getiren Çetinkaya, bu yüzden devletin verdiği garantili
fiyatın yeterli olup olmadığı tartışmalarının bulunduğunu anımsattı.
Çetinkaya, rüzgar yatırımına yüksek bir ilgi olduğuna işaret ederek, burada
kendilerinin endişesinin gerçek anlamda fizibilitesi yapılmadan ''Benim de
rüzgar projem olsun, sonra bunu satarım'' mantığıyla girilen yatırımların
olduğunu, bu konuda yatırımcı açısından çok ciddi sıkıntıların olduğunu
anlattı.
Rüzgar üretiminde altyapı anlamında belirli ölçüde hazır olunduğunu dile
getiren Çetinkaya, bunun dışında daha yüksek üretimler için yatırımların
yapılması gerektiğini kaydetti.
Rüzgar üretiminin tamamen rüzgara bağlı olduğunu anımsatan Çetinkaya,
dolayısıyla frekansın hep aynı noktada tutulması ve ihtiyacı karşılamak
gerektiğini belirtti.
Çetinkaya sözlerine şu şekilde devam etti:
''Rüzgar üretiminde iletim tarafında çeşitli yatırımların yapılması ve
piyasanın rüzgardan üretimi kontrol edebiliyor olması gerekiyor. Devletinde
hedeflerini gerçekleştirebilmesi için bazı yatırımlar yapması gerekiyor. Sadece
yatırımcıların yatırım yapması yeterli değil. 2012'ye baktığımızda başlayan bir
çok rüzgar projesi var. Bunlar gerçekleşmeye devam ediyor olacak. Ancak
istediğimiz hızda olabilmesi için yerli katkı konusunun bir parça daha çözülmesi
lazım. Yatırımların operasyona geçtiğinde sıkıntı çekme olasılığı var çünkü
katkı payları yüksek olan projeler var. Hem banka finansmanında hem de ticarette
zorlanma riskleri var.''