Sabancı Müzesi Los Angeles Times’da

Amerika’nın en önemli gazetelerinden Los Angeles Times’da, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı ile yapılan röportaja ve Sakıp Sabancı Müzesi’nin tanıtımına geniş yer verildi.

Sabancı Holding’den yapılan açıklamaya göre, Sakıp Sabancı’nın başarılarının hafife alınamayacağından bahsedilen haberde, Türkiye’nin en zengin işadamlarından Sabancı’nın, İstanbul’un en güzel yerinde bulunan köşkünü, dünya standartlarında bir müzeye dönüştürerek, Osmanlı hat ve resim eserlerinden oluşan paha biçilmez koleksiyonlarını sanatseverlerle paylaştığı belirtildi.

“Ben paylaşmaya hazırım” diyen Sabancı’nın paylaşacak çok şeyi olduğundan bahsedilen gazetinin 16 Haziran tarihli sayısında yer alan haberde, Sakıp Sabancı’nın, halka açık 13 şirketi ile Türkiye’deki toplam vergilerin yüzde 6’sını ödeyen Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu ve Sabancı Holding’in, bankacılıktan, çimentoya, perakendecilikten, gıdaya birçok sektörde faaliyet gösterdiği bildirildi.

4 ayrı şehirde caddelere ismi verilen Sabancı’nın kartvizitinin 10 sayfa uzunluğunda olduğu da haberde yer aldı. Sabancı’nın ülkesinin başarılarını kutlamaktan da gurur duyduğu kaydedilen haberde, Sabancı’nın “Herkes Picasso ve Van Gogh’ları biliyor, ama bizim de 500 sene öncesine dayanan muhteşem kaligrafi eserlerimiz var. Gözler için müzik” sözlerine yer verildi.

Los Angeles Times haberinde, 70 yaşında olan Sabancı’nın, bir bankacı gibi giyindiğinden ve ceketinin yakasında modern Türkiye’nin kurucusu olan Atatürk iğnesini taşıdığından bahsedildi. 1970’lerde sanat eserleri alarak koleksiyonculuğa başlayan Sabancı’nın bugün, 500’ü aşkın Osmanlı hat eserinden oluşan bir koleksiyon oluşturduğu belirtildi.

Haberde, “Kaligrafi sanatının güzelliğinden ve görkeminden etkilendim. Osmanlı sanatını korumanın gelecek nesiller için önemli olduğunu anladım” diyen Sabancı’nın, iş ortağı DuPont Ailesi’nden etkilenerek, 1998 yılında içinde yaşadığı köşkü müze yapmaya karar verdiği anlatıldı. Arkadaşlarının Sabancı’nın bu kararı üzerine ona “Sen deli misin? Böyle bir ev bırakılır mı? Öldükten sonra bağışlarsın” dedikleri, ancak Sabancı’nın müzeyi kendisi hayattayken görmekte ısrar ettiği okurlara aktarıldı. Haberde, müze yapılırken, Sabancı koleksiyonlarının Lacma’dan Louvre’a dünyanın ünlü müzelerinde sergilenerek, uzun bir yolculuk yaptığı bilgisine de yer verildi.

1 YILDA 50 BİN KİŞİ ZİYARET ETTİ
Geçen yıl Haziran ayında Sabancı Üniversitesi’ne bağlı olarak açılan müze için yaklaşık 150 milyon dolar harcandığı anlatılan haberde, açıldığı bir sene boyunca müzeyi 50 bin kişinin ziyaret ettiği belirtildi. Haberde, kaligrafi eserlerinin özel olarak ayarlanmış karanlık odalarda sergilendiği ve eserlere uygun Türk müziği eşliğinde eserlerin “cennetten gelen ışık” gibi parladığından bahsedildi. Los Angeles Times haberinde ayrıca, Sabancı’nın müzeyi gezmeye gelenleri ellerinden tutarak gezdirdiği ve içinde 25 yıllık randevu defterleri, dünya liderleriyle çekilen fotoğraflar ve ödüllerin sergilendiği anlatıldı.

Haberde son olarak, “Genelde mutluyum” diyen Sabancı’nın, “Müze daha büyük ve daha iyi olabilirdi, ama en azından biliyorum ki benden sonra da koleksiyonlar sergilenmeye devam edecek” sözlerine yer verildi.