Sağlıklı Bir İş Akışı için BIM



Odağını, 1997'de başlayan, kesintilerle ancak tamamlanabilen King’s Cross İstasyonu dönüşüm projesinin oluşturduğu sunumlarında genel tasarım yaklaşımlarından ipuçları veren John McAslan + Partners Ulaşım ve Altyapı Dev Projeler Direktörü Hiro Aso ve Teknoloji Müdürü Cliff Green, BIM'in proje süreçlerine etkilerini de örneklerle katılımcılarla paylaştılar.

Londra'daki pekçok mimarlık ofisine göre küçük bir büro olmalarına rağmen geniş bir yelpazeye yayılan bir müşteri portföyleri olduğunu söyleyen John McAslan + Partners Teknoloji Müdürü Cliff Green, bütün projelerinin kendi içinde bir dönüşüm hikayesini de barındırdığını; eski ve yeni arasında bir köprü kurduklarını söyledi. Kentsel yoğunluğun yüksek olduğu yerlerde, kültürün de içinde olduğu bir dizi farklı katmanın belirleyici olduğu projeler üzerinde çalıştıklarını aktaran Green, bu nedenle her projenin ayrı bir hassasiyet gerektirdiğini vurguladı. Projelerini kendi prensiplerine göre şekillendirdiklerini ifade eden Green, bunun çok kompleks kentsel projeleri kendileri için kolaylaştırdığını da sözlerine ekledi.

Projelerde veri akışının sürekliliğinin öneminin altını çizen Green, "Sağlıklı bir iş akışı için farklı disiplinlerin de içinde olduğu bu veri akışının doğru organize edilmesi ve yönetilmesi çok önemli. Bu anlamda Bentley sistemlerinden, süreç yönetimi ve gerçeğe yakın modeller oluşturmak konusunda faydalanıyoruz" dedi. Green, BIM ile proje sürecinde istediğiniz her bir detaya istediğiniz zaman ulaşmanın mümkün olduğunu, oluşturulan veri setlerinin ihtiyaçlara göre farklı modülasyonlar oluşturulmasını mümkün kıldığını, bunun da sürecin aktörlerini rahatlatacak bir çalışma ortamı anlamına geldiğini söyledi.

John McAslan + Partners Ulaşım ve Altyapı Dev Projeler Direktörü Hiro Aso da BIM'in proje sürecini birebir takip etme ve öngörülerde bulunabilme şansı verdiğini vurguladı. King’s Cross İstasyonu dönüşüm projesinde Viktorya dönemi mimarlığı ve mühendisliği ile modern tasarım arasında bir köprü oluşturduklarını kaydeden Aso, ortaya çıkan projeyi 'mimarlık - mühendislik' karışımı bir çözüm olarak değerlendirdi. Uzun bir zaman dilimine yayılan projede başlangıçta geleneksel yöntemlerle de çalıştıklarını, ancak BIM'in gelişmesinden sonra BIM'e geçtiklerini aktaran Aso; yaya trafiği eğilimlerinden strüktürün 3D modellemesine kadar pekçok detayın bu şekilde çözüldüğünü belirtti.