Sanat Dünyası AKM'nin Yıkılacak Olmasına Tepkili



Birgün Gazetesi'nden Derya Aydoğan'ın haberine göre,"AKM’yi yıkıma terk etmek de yıkmak da suçtur" diyen Mimarlar Odası’nın ardından sanat dünyası da tepkisini dile getirmeyi sürdürüyor. Ahmet Say, Müjdat Gezen, Altan Erkekli, Orhan Alkaya’nın görüşleri şöyle:

Ahmet Say

Bu yapılan ziyankârlıktır. Atatürk Kültür Merkezi’nde hepimizin anıları var. Sahne sanatları orda sergilendi. Kesinlikle yıkılmasından yana değilim. Binanın dokusu, değişiklikler yapılarak, onarılmalıydı. Taksim’i, Taksim olmaktan çıkarıyorlar. Taksim Meydanı denince aklımıza 1 Mayıs gelmez mi? AKM gelmez mi? Asıl amaç bunların değişmesi. Yıllardır sanata ve kültüre dair yaptıkları açıklamalarla kendilerini zaten ortaya koydular. Uluslararası sanatçılarımız yokmuş, yok saydıkları için yok zannediyorlar. Hedefleri silmek, unutturmak. Bu tip nitelemeler mahalliymiş, milliymiş, ulusalmış, uluslararasıymış oldukça komik. Sanat evrenseldir ve her sanatçı bu evrensele bir taş koyar.

Müjdat Gezen

O binanın her yerini her karesini iyi biliyorum. Konuk sanatçı olarak her sahnesinde oynadım. Tarihi ve konumu ile hep çok önemli oldu. Mimari açıdan yıkımının çok tehlikeli olduğu ve uygun olmadığına dair açıklamalar yapıldı. Hangi nedenle yıkmak zorunda olduklarını açıklamaları gerekli. Tek sevindirici şey ise Atatürk Kültür Merkezi’nin adının değişmeyecek olması.

Altan Erkekli

Ankara’da özel tiyatro yapan bir ekip olarak AKM’de oyun oynamaya geldiğimizde o görkemi gördüğümüzde inanamaştık. Rutkay Aziz’e “sağdan spot ışık alabilir miyim?” demiştim, “250 spot ışık var hangisini istiyorsun?” demişti. 2 kez büyük sahnede oyun oynadım. Muhteşemdi. Uluslararası sanatçımız yok diyorlar ama bizim çok önemli sanatçılarımız var. Çok iyi çok yetenekli gençlerimiz var.

Orhan Alkaya

AKM teknik olarak çok iyi işliyordu. Orda iş yapmak çok keyifliydi. Cuma konserlerine gitmek çok güzeldi. Büyük dans topluluklarını hep o sahnede seyrettik. Öyle mekanlar hafıza mekanlarıdır, tek başlarına sadece mimari açıdan değerlendirilemezler. Yaşanılanlarla hatırlanır binalar. 2010 yılında restorasyon çalışmaları sırasında o projenin içindeydim ve Mimar Murat Tabanlıoğlu ile çalışmıştım. Ön cephenin korunması da çok önemli. Projenin içini detaylı olarak inceleyeceğim. 2500 kişilik opera salonu biraz fazla geldi. 2500’e ulaşabilen, eklemelerle o sayıya ulaşabilen bir salon yapılmasını tercih ederim.