Sel ve Heyelanların Nedeni Plansız Yapılaşma

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Fakültesi Hidrolik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hızır Önsoy, Doğu Karadeniz bölgesindeki sel ve heyelanların nedeninin dere yataklarındaki yanlış ve plansız yapılaşma olduğunu belirterek önlem alınmadığı takdirde bölgedeki sel ve can kayıplarının süreceğini söyledi.

Prof. Dr. Önsoy, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Mayıs-Haziran ve Ekim-Kasım ayları olmak üzere 2 periyotta sel baskınları görüldüğünü belirtti. Bu kışın aşırı yağışlı geçtiğini hatırlatan Önsoy, ''Zemin tamamen suya doydu. Mayıs-Haziran periyodundaki aşırı yağışlar nedeniyle toprak suyu ememiyor ve su hızla akışa geçerek sel oluşuyor. Bu yıl iki periyot arasında yakınlaşma oldu ve sel bugünlerde gerçekleşti'' dedi.

Dere yataklarındaki plansız yapılaşmanın bir türlü önüne geçilemediğini vurgulayan Prof. Dr. Önsoy, şöyle devam etti:

''Dere yataklarındaki yanlış ve plansız yapılanmalar olduğu sürecebölgedeki sellerde can kaybı devam edecektir. Doğu Karadeniz'de akarsu kıyılarına yapılan müdahaleler devam ediyor. İmar izni olmayan bu alanlara binalar yapılıyor. Bölgedeki hiçbir akarsuyun düzenlemesi yapılmamış. Erozyonlar sonunda taşınan kum ve çakıllar dere yataklarında birikiyor, kesitler daralıyor. Kesitler daralınca akım olmuyor ve taşkınlar meydana geliyor. Dere içerisinde biriken kum ve çakıllar bir an önce kaldırılmalı.''

DOĞU KARADENİZ JEOLOJİK AÇIDAN YERLEŞİME UYGUN DEĞİL

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği BÖlümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmet Gedik ise Doğu Karadeniz Bölgesi'nin jeolojik açıdan yerleşime fazla uygun olmadığını söyledi.

Prof. Dr. İsmet Gedik, Türkiye'de kuzeyden Kafkaslar, güneyden ise Arap Yarımadası'nın sıkıştırması sonucu Karadeniz ve Bitlis yöresinin gittikçe yükselen iki bölge olduğunu söyledi. Bu iki bölgede yükselti ve eğim nedeni ile sıkça aşınma ve toprak kaymasının meydana geldiğini anlatan Gedik, selve heyelanların, Doğu Karedeniz'in jeolojik yapısı itibarı ile uzun yıllar devam edeceğini belirtti. Prof. Dr. Gedik, şöyle devam etti:

''Doğu Karadeniz Bölgesi, Türkiye'de yüksekliğin ve eğimin en fazla olduğu iki bölgeden biridir. Bu yüzden bölgede yamacın kayma olasılığı fazladır. Toprak örtüsünün yer yer 20 metreye kadar ulaşması, killi ve kalın toprağın yüksek miktarlarda su tutması, heyelanları artırır. Yükselti, nemli iklimi yağmura dönüştürür. Eğim yerçekimini hızlandırır. İşte bu nedenler Doğu Karadeniz'de sel ve heyelanları arttıran etkenler olarak karşımıza çıkar.''

Sel ve heyelanların etkisini azaltmak için ormanlık alanların korunması ve yerleşim birimlerinin zemin etüdleri sonucunda sağlam raporu verilmiş yerlerde kurulması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr.Gedik, ''Doğu Karadeniz'de yol geçirme, yoğun orman tahribatı yüzündenbitki örtüsü yok edilerek sele ve toprak kaymasına adeta davetiye çıkarıldı. Yerleşim birimlerinin kurulmasında maalesef bugüne kadar kayda değer bir zemin araştırması yapılmadı. İmara kapalı bulunan dereyataklarına hızla binalar dikildi. Bu yüzden sel ve heyelanlarda can kaybımız fazla oldu'' dedi.