Seramik ve Vitrifiyede Hammadde Alarmı!



Dünya Gazetesi'nden İbrahim Ekinci'nin haberine göre, bugünlerde başta seramik üreticileri olmak üzere birçok sanayi sektörü diken üstünde! Literatüre “Şile Killeri” olarak geçen bağlayıcı özelliği yüksek kilde büyük bir sorun var. Eğer çözüm bulunmazsa Türkiye’nin en ihracatçı sektörleri arasında yer alan seramik, vitrifiye, demir döküm gibi sektörler büyük pazar kaybı riskiyle karşı karşıya kalabilir. Konuyu Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur ile Kale Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Ferdi Erdoğan anlattı... Kemerburgaz ve Şile havzasının killeri şekillendirme ve bağlayıcılık açısından önemli olan “plastik” özellikte. Seramik imalatında ikame edilemeyen tek hammadde. Karo seramik imalatında yüzde 35-40 oranında, vitrifiyede yüzde 40-45 oranında kullanılıyor. Üst kısım kumları da demir döküm sanayiinde kullanılıyor. Zeynep Bodur Okyay'ın verdiği bilgiye göre yerli kil, ithale göre çok ucuz.

Şile killerinin tonu 70-80 lira. İthal killer 220-240 lira. İthal kil üretim maliyetinde karo seramikte yüzde 10-15, vitrifiyede yüzde 20-25 artışa neden oluyor. Ferdi Erdoğan, “Yerli kille üretimde bile Çin seramiği ile rekabet zorluğu varken şimdi ambargonun kalkması durumunda İran ve Rus menşeli seramiklerle rekabet etmemiz iyice zorlaşacak. Hedef pazarlarda kaybımız olacak” dedi.

“Sektör korku içinde”

Zeynep Bodur Okyay, “Hammadde konusunda önemli bir riskle karşı karşıyayız. Kemerburgaz ve Şile tarafında bağlayıcı özelliği yüksek seramik killeri var. Alternatifi yok. Kemerburgaz bitti. Şile’de 2014 sonu itibariyle ruhsatlarda çalışma izni verilmeyecek. Nerden bulacağız? Ukrayna’yı gösteriyorlar. Bir kere arz güvenliği yok, yüksek maliyeti de cabası. Seramik sektörü korkuyor. Bu kil özel. Üstündeki kum tabakası demir dökümde kullanılıyor. Altındaki özel kil katmanı seramikte kullanılıyor. İthalata kalktığınızda maliyetler çok yükseliyor. Kemerburgaz kaynaklarına şehirleşme dolayısıyla izin vermiyorlar. Rezerv kullanılmadan bölge yapılaştı. Kısırkaya bölgesinde rezerv vardı, şimdi üzerinde şehir var. Şile’de ruhsatlara çalışma izini verilmiyor. Bölgeye kentsel dönüşüm alanı olarak bakıyorlar. Kentten uzaktaydılar, kentleşme yaklaştı ama hala 4 - 5 km kent dışında. Başka yerden temin edebilir miyiz diye çok aradık, İkame edebileceğimiz bir kaynak bulamadık. Söğüt havzası bitti. Konya’da biraz var, yeterli değil” diye konuştu.Son sektörel toplantı da dahil konu birçok kez hükümetin günmedine taşınmış. Zeynep Bodur Okyay, “Söyledik, anlıyorlar ama çözüm yok. TOBB’daki sektör toplantılarında dile getirdik, bakan not aldı. 4-5 sektör gündeme getirdi" dedi.

“5 yıldır uğraşıyoruz”

Şile rezervinin sektöre 25-30 yıl yetebileceğini, bölgenin şartlı verilebileceğini belirten  Zeynep Bodur Okyay, "Biz açalım ama kapata kapata gidelim diyoruz. Sektör bunu zaten yasa gereği üstleniyor. Kötü görüntüyü önleyebiliriz. Şartlı açabilirler. En azından bir 10 yıl daha süre verilebilir. 5 yıldır uğraşıyoruz sonuç yok. Ukrayna’dan getirmek rekabetçi olmuyor. Yerli kaynak kullandığı için katma değeri çok yüksek bir sektörü ithalat bağımlısı haline getiriyorsunuz. İthalat 3 katı pahalı geliyor. Diğer sektörlerle birlikte hareket etmeye çalışıyoruz. Sanayinin vazgeçilmez hammeddelerini yapılaşmaların altına gömmek en çok ülkenin ekonomisine zarar verir” diye konuştu.