Shigeru Ban ile Söyleşi:"Yakın Gelecekte Mimarlıkta Hiçbir şey Değişmeyecek"
Malzeme seçimi ve sosyal problemlere olan radikal yaklaşımı ile tanınan Shigeru Ban, Japonya'nın dış dünyaya açılan yenilikçi genç mimarlarından biri. Modern ancak alışılmamış malzemeleri yapımda kullanmaktadır. Suya karşı yalıtılmış karton, kâğıt boru, bambu ve prefabrike ahşap kullanımı ile Ban, yapılarının geridönüştürülebilir olmasına çalışıyor. Bu seçimdeki en önemli etken, çevreye saygı ve daha temiz bir dünya isteğidir. Ban, İstanbul'da UIA Kongresinde yaptığı konuşmada, çevrenin korunmasından yola çıkarak son dönemde gerçekleştirdiği projeleri sundu. Abby Aldrich Rockefeller Heykel Galerisi, Frei Otto ile birlikte tasarladığı Expo 2000 Hannover Fuarı'ndaki Japon Pavyonu, 2007 yılında tamamlanacak Metz Pompidou Merkezi gibi büyük ölçekli projelerin yanısıra, Türkiye'de yaptığı acil deprem konutu, Afrika'da katliamlar yüzünden göçenler için tasarladığı geçici barınaklar gibi küçük projelerini de izleyicilere gösterdi.
Konuşması sonrasında kendisiyle YAPI adına bir söyleşi yaptık.
17 Ağustos 1999 depremi sonrasında, tasarladığınız prototip geçici deprem konutu ile Türkiye Mimarlık gündeminde yer almıştınız. Belli miktarda uygulandıktan sonra, proje özellikle malzeme dayanımı ve malzeme sağlanması konusunda problemler çıktığından çok fazla tercih edilmedi. Bir anda, çok sayıda üretilmek istense malzeme sağlama sorunu sizce nasıl aşılabilir?
Ben mimar olarak olabildiğince küçük ölçekte çalışıyorum. Benim işim tasarım yapmak. Kolay çözümler üretir, kolay bulunan malzemelerle çalışırım. Deprem konutu tasarlarken, işi toplu konut tasarımı olarak görmedim. Çok miktarda ve hızlı üretilmesi gerekli deprem konutlarına tekil çözümü biz mimarlar; uygulama, malzeme sağlanması ve maddi çözümü ise hükümetler getirmelidir. Ben hükümetlerle değil daha küçük yapıdaki sivil toplum kuruluşlarıyla çalışıyorum.
Tasarımlarınızda her nekadar basit materyaller kullanılsa da oldukça karmaşık biçimlerin şekillendiğini gördük. Tasarımdan yapıma etkin olan bilgisayarı siz hangi yönde kullanıyorsunuz?
Bilgisayar ile hiçbir zaman çok bağlantılı olmadım. Halen de değilim. Bildiğiniz üzere eskiden bilgisayar yoktu, çoğu şeyi kafamda canlandırırdım. Şimdi ise biz mimarlara yardımcı iyi bir araç olduğunu düşünüyorum. Detay çözümleri için, örneğin suya dayanıklı bantlarla birleştirme gibi en basit çözümleri bilgisayara gereksinim duymadan kullanmayı öneriyorum. Ancak yapının üçboyutu için elbette bilgisayardan yararlanıyorum.
Günümüzde çoğu mimarın "ilginç, en ilginç" kavramının peşinde olduğu gözlemleniyor. Sizce yakın gelecekte mimarlık hangi doğrultuda bir yol izleyecek?
Yakın gelecekte mimarlıkta bana göre hiçbirşey değişmeyecek. Güncel mimarlar şu anda ne yapıyorlarsa onu yapmayı sürdürecekler. Malzeme teknolojisine bağlı olarak tasarımların görünümü ve ayrıntılarda değişiklikler olabilir ancak malsahibi-mimar ilişkileri aynı kalacak. Ben sürekli olarak kendimi yenilemeye, daha ilginç tasarımlar yapmaya çalışıyorum; öteki mimarların da böyle düşündüğünü sanıyorum.
Ayrıntı çözümleriniz oldukça basit. Kâğıt malzeme kullanımı ve taşıyıcılık ile ilgili konularda inşaat mühendisi ile ne derecede ilişki kuruyorsunuz?
İnşaat mühendislerinden çok strüktür mühendisleriyle çok yakın işbirliği içindeyim. Hangi malzeme ile çalışacaksam onu en iyi tanıyan uzman mühendisle çalışmayı tercih ediyorum.
Sunumunuz sırasında görülen en ilgi çekici projelerinizden biri Paris Pompidou Merkezi'nin çatısında kendiniz için tasarladığınız büro idi. Bu eki yaparken binanın mimarları ile bir görüşmeniz oldu mu?
Pompidou Merkezi'nin Paris'teki binasının üzerine kendi büromu inşa etmeden önce, yapının mimarları Rogers ve Piano ile görüşmeyi istedim. Merkez'in başkanlığından böyle bir görüşme talep ettim. Mimarların yöneticiden aldıkları bilgiyle bu fikri beğendikleri sözlü olarak bana iletilince tasarımı inşa etmekte bir sakınca görmedim.
Söyleşi: Sinan Özgen
İstanbul Teknik Üniversitesi
Berlin Teknik Üniversitesi
Mimarlık Fakülteleri
Araştırma Görevlisi
Söyleşi: Arda Karasu
Y. Mimar