Shigeru Ban Yapı-Endüstri Merkezi'nin Konuğu Oldu



Yenilikçi malzeme kullanımı, ekolojik yaklaşımı ve mimarlığın insani sorumluluğu üzerine radikal yaklaşımlarıyla tanınan Japon Mimar Shigeru Ban, "Çalışmalar ve İnsani İşler" başlıklı konferansı ile Yapı-Endüstri Merkezi’nin (YEM) konuğu oldu. Konferans mimarlar, öğrenciler ve sektör temsilcileri tarafından büyük ilgi gördü.

40 yılı aşkın süredir yapı ve mimarlık sektörünü buluşturan Yapı-Endüstri Merkezi, dünyanın önde gelen tasarımcı ve mimarlarını ilgilileri ile bir araya getirerek; sektördeki mesleki iletişim ortamı kalitesinin yükseltilmesini ve dünya tasarım pratiği bileşenlerinin Türkiye’de de eş zamanlı olarak tartışılabileceği ortamlar yaratmayı amaçlıyor. Bu kapsamda 2009 yılı boyunca dünyaca ünlü mimar ve tasarımcıları ağırlayacak olan Yapı-Endüstri Merkezi’nin konuğu, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi işbirliği ile dünyaca ünlü mimar Shigeru Ban oldu.

Konferans öncesinde gerçekleştirilen açılış konuşmalarında, ilk sözü YEM Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol aldı. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ile birlikte düzenlenen konferansa gösterilen ilgiden büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Hasol, izleyicilere, sponsorlara ve Mimarlar Odası’na teşekkürlerini etti.

 

Hasol’un ardından kürsüye gelen Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 2. Başkanı Prof. Dr. Deniz İncedayı ise "YEM ile birlikte gerçekleştirdiğimiz 3’üncü buluşmanın, mimarlık adına güzel katkılar yapacağını düşünüyoruz" dedi.

Açılış konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Shigeru Ban, sıra dışı malzemelerle tasarladığı yapıtlarının fotoğraflarından oluşan görsel sunumunda, genel mimarlık yaklaşımının ana hatlarını izleyicilerle paylaştı.

Ünlü mimar, tamamen fabrikadan çıkmış mobilyalardan yaptığı, Long Island’daki evi anlatarak konferansa başladı. Bu evin oldukça sağlam, ucuz ve kolay hayata geçirilen bir tasarım olduğunu söyleyen Ban; ardından tamamen kağıt ve konteynırlarla tasarladığı iki "Geçici Müze" örneğini anlattı. Tasarımlarında çevreye saygı ve daha temiz bir dünya isteğine vurgu yapan Shigeru Ban, sunumunda doğayla mimariyi birleştiren ve tamamen cam panjurlarla örülmüş ev tasarımlarına da yer verdi.

Genellikle suya karşı yalıtılmış karton, kağıt boru, bambu ve prefabrike ahşap kullanarak, yapılarının geri dönüştürülebilir olmasına çalışan Shigeru Ban, sunumunda Fransa’nın Metz kentinde yer alan Center Pompidou çalışmasına da yer verdi. Müzeyi kentle bağlamak istediği için her biri katedral, istasyon binası ve Seille Park gibi şehrin sembol yerlerini gören tüpler tasarladığını belirten Ban, cepheyi ise tamamen cam panjurdan yaptığını söyledi.

Aynı zamanda sosyal problemlere olan radikal yaklaşımı ile de tanınan Shigeru Ban, son olarak dünyanın çeşitli yerlerindeki afetzedeler için tasarladığı geçici konutlardan örnekler verdi. Bunların içinde 1999 yılında Türkiye’de meydana gelen deprem sonrasında, Türk mimarlarla birlikte depremzedeler için tasarladığı kağıt borudan yapılmış geçici evler de vardı.

Yapı-Endüstri Merkezi, dünya mimarlık pratiğinde önemli etki alanı bulunan mimarları ülkemizde ağırlamaya devam edecek. Shigeru Ban’ın "Çalışmalar ve İnsani İşler" konferansını, Haziran ayında yine dünyaca ünlü mimarlardan Stefan Behnisch Konferansı izleyecek.

Shigeru Ban kimdir?

Shigeru Ban 1957 yılında Tokyo’da doğdu. Güney Kaliforniya Mimarlık Enstitüsü’nde (SCIArch) mimarlık eğitimi aldı. Ardından eğitim yaşamına devam ettiği Cooper Union School of Architecture’da New York Five üyelerinden John Hejduk’un öğrencisi oldu. 2005 yılında, 48 yaşında, Virginia Üniversitesi tarafından verilen Thomas Jefferson Madalyasına Mimarlık alanında değer bulundu. Time Dergisi tarafından 21. yüzyılın mimarlık ve tasarım alanında çığır açan isimleri arasında gösterilen Shigeru Ban, felaket bölgelerinde halk için ekonomik ama aynı zamanda anıtsal tasarımları ile tanınıyor. Ban, 21. yüzyılda mimarın rolü ve sorumluluğu üzerine çalışmalar yürüten, pratiğini bu kavram üzerine temellendiren aktivist mimarlardan biri. Shigeru Ban, barınma ihtiyacını karşılarken, insanların yaşam kalitesini artıran ve dünyanın iç güzelliğini kutsayan yeni mekanlar yaratmaya çabalıyor.