1872’de yapılan ilk gar binasından sonra, temeli 11 şubat 1888’de atılan yeni Sirkeci Garı, 3 Kasım 1890’da hizmete açıldı. Mimarı, Alman Mimar-Mühendis A. Jasmund’dur. İstanbul’un doğuyla batının birleştiği noktada yer alması nedeniyle Jasmund, özellikle şark mimarisi özelliklerini kullanmıştır. Bu nedenle bina oryantalist bir üslupla yapılmış; bu üslubu yansıtmak için cephelerde tuğla bantlar kullanılmıştır. Jasmund, binada sivri kemerli pencereler, ortaya ise Selçuklu dönemi taş kapılarını anımsatan geniş bir giriş kapısı yapmış ve vitraylarla da bu üslubu tamamlamıştır.
Sirkeci Garı’nın yapıldığı dönemdeki hali çok görkemliydi. Deniz, binanın eteklerine kadar geliyor ve denize taraçalar halinde iniliyordu. Yapılan bu görkemli binada, orta girişin iki yanında saat kulesi, üç büyük lokanta, ayrıca binanın arkasında geniş bir bira bahçesi ve açık hava lokantası bulunmaktaydı.