İzmir Limanı'nın özelleştirilmesi
karşısında yargı yoluna giden kesim, Global-Hutchison-EİB-Limaş
Konsorsiyumu'na, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın,
devir işlemi için çağrı yapması sonrasında, hukuksal sürecin henüz bitmediğini
açıkladı. Özelleştirmenin her aşamasının dava konusu yapılabileceği
vurgulanırken, yüretminin durdurulmasına karşı verilen yargı kararına itirazda
bulunulduğu bildirildi. Limanı almak isteyen konsorsiyumun, yapılan itiraz
başvurusu gözardı edilerek, devir işlemi için imzaya çağrıldığına dikkat
çekilerek, bunun sürecin karanlık noktalarından birisi olduğu kaydedildi.
Kerhen...
Özelleştirme sürecinde Liman İş Sendikası Genel Merkezi'nin
tutumuna da dikkat çekiliyor. Sendika genel merkezinin özelleştirmeyi yargıya
taşıma ve açılan davayı sahiplenme konusunda eksiklikleri olduğu vurgulanıyor.
Sendikanın, özelleştirmeye karşı net tavır almadığı vurgulanırken, boşluğu
Kamu İşletmeciliği Geliştirme Merkezi'nin (KİGEM) doldurduğu
aktarılıyor. Sendikanın, KİGEM'in başlattığı hukuksal süreç ardından “kerhen”
yargı yoluna gittiğinin altı çiziliyor.
Liman-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Niyazi Tuncer, sendika
genel merkezinin Mersin Limanı'nın özelleştirilmesi sürecinde dik duruş
sergileyemediğini bunun da diğer limanlar için emsal oluşturduğunu ve İzmir
Limanı'nın da elden çıkmak üzere olduğunu söyledi. Tuncer, “Sendika genel
merkezi gizliden gizliye İzmir Limanı'nın özelleştirilmesini istedi. Bunu da tüm
tutum ve davranışlarına yansıttılar. Sendikamızın genel merkezi İzmir Limanı'nın
özelleştirilmesi sürecine seyirci kaldı. Bir el sendika genel merkezine değmiş
ve özelleştirilme sürecinde pasif kalınmasını sağlamıştır” dedi.
Tuncer, Liman-İş Sendikası Genel Merkez yöneticilerinin kendisini, İzmir
Limanı'nın özelleştirilmesine karşı çıktığı için görevden almak istediğini
savundu. İhaleyi kazanan konsorsiyumdan bazı kişilerin kendisiyle iletişim
kurduğunu da sözlerine ekleyerek, “Görüşmelerimizde limanda çalışan işçilerin
hakları konusu gündeme geldi. Bana, hiçbir işçinin hakkının yenmeyeceği
söylendi. Bu durumu sözleşmeyle güvence altına alalım dediğimde, önüme farklı
bir döküman çıkardılar. Kabul etmedim” diye konuştu.
KİGEM Başkanı Mümtaz Soysal da “Sendikalar ya teslim oldular
ya da teslim alındılar” dedi.
Soysal, İzmir Limanı'nın özelleştirme sürecinde Liman İş Sendikası Genel
Merkezi'nin ciddi bir karşı duruş sergileyemediğini aktararak, “Sendika,
özelleştirmeye karşı kararlı adımlar atabilseydi iş bu noktaya gelmezdi” yönünde
görüş belirtti.
KİGEM Genel Sekreteri Ayla Yılmaz da, İzmir Limanı'yla
ilgili hukuksal sürecin bitmediğini ve limanın kamu elinden çıkarılmasına ve
yabancılaştırılmasına karşı mücadelenin süreceğini söyledi. Yılmaz,
özelleştirmeye olanak sağlayan Danıştay 13. İdare Mahkemesi’nin kararına karşı
Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu’na itiraz edeceklerini söyledi. Yılmaz,
Yürütmeyi durdurma kararını kaldıran yargı kararını dayanak alarak konsorsiyumu
devir işlemi için imzaya davet etmeleri herşeyin bittiği anlamına gelmiyor.
Hukuksal süreç daha devam ediyor. Bizim açımızdan sonlanmış bir durum söz konusu
değil” diye konuştu.
Sokak kapısı...
Yılmaz, İzmir Limanı'nın, Ege Bölgesi'nin dışarıya açılan kapısı olduğunu
söyleyerek, “Burayı özelleştirerek ve yabancılaştırarak, evinizin sokak kapısını
sonuna kadar açmış oluyorsunuz. Endişem odur ki, yarın öbür gün bu alanlara
girmek için bizlerden vize istemesinler. Ancak bu konunun peşini
bırakmayacağımızı kamuoyunun bilmesini isterim” dedi.
Liman İş Sendikası Genel Başkanı Muzaffer Akpunar ise
şunları söyledi:
“Yapılan değerlendirmelerin odağında bir önceki dönem genel merkez yönetimi
var. Geçmiş dönem için yorum yapmam doğru olmaz. Ben o dönem İstanbul şube
başkanıydım. Başkanlar kurulunda bazı görüşlerimiz ve taleplerimiz oldu ama ne
kadarı yerine getirildiği konusunu liman işçileri
değerlendirecektir.”