Su Varlığı Tehdit Altında



Cumhuriyet'ten Hazal Ocak'ın haberine göre, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2016 Dünya Su Günü’nün teması “Su ve İstihdam” olarak belirlendi. TEMA da 81 ildeki gönüllü temsilcileriyle “Türkiye Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası” hazırladı. Aralarında akarsu ve göl kirlenmesi ile biyoçeşitlilikte azalmanın da olduğu su varlığının niteliğine yönelik 35 tehdit kayıt altına alındığı haritada akarsu ve göl kuruması ile yer altı sularının tükenmesini içeren su varlığının miktarına yönelik 29 tehdit saptandı.

Su varlığına erişime engel olacak baraj ve HES kaynaklı sorunların yanı sıra sağlıklı içme suyuna erişime dair sorunlar içeren de 4 tehdit kaydedildi. Haritada tehditlerin ana nedenleri arasında başta endüstriyel faaliyetler ve havzalar arası su transferi olarak gösterildi.

Haritanın sonuç kısmında “Özüne sadece insanı koyan kalkınma ve büyüme odaklı politikalar yerine, ekosistem hakkını gözeten ve sadece bugünün değil gelecek nesillerin haklarını da tanıyan ‘Çevre yönetimi ve Doğal varlıkların korunması’ stratejileri ve polikilarının oluşturulması gereklidir. Bu strateji ve politikaların temel amacı doğanın ve çevrenin korunması, öncelikli odağı ise sürdürülebilir yaşam olmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

Haritayı gazetemize değerlendiren TEMA Vakfı Genel Müdürü Doç. Dr. Barış Karapınar 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyarı geçeceğini belirterek 2025’ten itibaren 1.8 milyardan fazla insanın su kıtlığına maruz kalacağının tahmin edildiğini söyledi.

Hâlâ dünyada su tüketiminin yüzde 71’i, Türkiye’de ise yüzde 73’ü tarım sektöründe gerçekleştiğine değinen Karapınar, “2050 yılına kadar Fırat-Dicle Havzası’nda yüzde 10, Akdeniz Bölgesi Havzaları’nda yüzde 37, Konya Havzası’nda ise yüzde 70 oranında azalma olabileceği öngörülüyor” dedi.

‘Su yasası çıkarılmalı’

“TEMA Vakfı olarak doğanın bir parçası olan insanın, su ve orman varlıklarını önce koruması ve ardından geliştirme konusunda çalışması gerektiğini vurguluyoruz” diyen Karapınar, “Türkiye’de suya dair 40’ı aşkın yasal düzenleme bulunuyor. Su varlığımızın sürdürülebilirliğini sağlamak için bir Su Yasası’na ihtiyaç olduğu açıkça görülüyor. Türkiye’de üstün ekosistem yararını koruyacak nitelikteki bir Su Yasası çıkarılmasının önemine bir kez daha dikkat çekiyoruz. Öte yandan orman alanları için de gereken hassasiyetin gösterilmesi, doğa haklarının gözetilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.