"Sürekliliğin Sınırları - Territories of Duration"
Diyarbakır Keçiburnu'nda Eylül 2005'te Avrupa'nın ne kadar Avrupalı olduğunu sorgulayan nerede olduysa orada olacağım…(where It was, shall I be…) sergisinin katettiği yolu takiben, var oluşsal / mekansal sınırlarda geçişsel etkileşimde sınır ötesi bir iletişim ve diyaloğu oluşturmayı amaç edinen sürekliliğin Sınırları… (territories of Duration…) 'farklılık' ve 'kimliğin farklılığı' sorgulamasını disiplinler-arası sanatsal bir yaklaşım içerisinde araştırmayı öneriyor.
Bu grup sergisine kültürel var oluş zemininde 'Avrupa'nın Doğusu' fikri ile bütünleştirdikleri yeni Avrupa alanını sorgulayan çalışmalarını sergilemek üzere Cengiz Tekin, Dilek Winchester, Elena Cologni, Genco Gülan, Karl Ingar Roys, Nasan Tur, Shezad Dawood, Sophia Kosmaoglou ve Turan Aksoy davet edildi.
Turan Aksoy / Yalan ve Bellek enstelasyonu
Proje yapımcısı Gülsen Bal'içteki' ve 'dıştaki' ile bağlantılı 'sınırlar' ve 'aradalık' sorgulamasını jeopolitik bir açılımın ötesinde gündeme taşıyarak nerede konumlandırabilirizi soruyor. Yeni the fortress Europe (Festung Europa) diye bilinen sınırları ile Avrupa, büyük ölçüde 'biz kim değilizin' diyalektik imajında buyurganlığına işaret eden somut duvarlara sahiptir.
Uzamsal nesnelere yakınlık ve bizim nesneleri nasıl algıladığımız; karakterize olan ilişkiler içinde temellenmiş bir olgudur. Çünkü algının özündeki her duygu gibi 'kabul etme' veya 'reddetme' boyutunda sembolik bir dünyanın varlığına ihtiyaç duyulur. Daha somut biçimde dile getirmek gerekirse: 'burada' ve 'orada', 'bizimle' 'onlar' arasında 'şehir' ve 'lokal alan'' ya da 'ulus-devlet' arasındaki ilişkiyi yalnızca politik sınırlarda değil aynı zamanda, buna bağlı öznelliğin bu çapraz geçişi "Terre" (Erde) olarak adlandırılan coğrafik nesne ile özellikle ilişki içindeki dışsal dünyanın sınırlarını da ele almaktadır.
Disiplinler-arasılık ve melezlik (hybridity) sınırında ortaya çıkan, kültürel bağlamlar ve eleştirel söylemler arasında, sürekliliğin Sınırları… (territories of Duration…) "kodlanmamış akışların aksiyomatik" politikasını; kültürel ve sosyal değişimlere bağlı ulus-ötesi/aşırı(trans-national) ve/ya da yerel-ötesi/aşırı sınırları aşmak ve aşina olmadığımız güzergahları takip etmek için dünyada var olmanın yöntemlerini ön plana çıkartarak sanatsal ifadelere yeni kaynaklar oluşturmayı hedefliyor.