Susuzluğun Miladı Pazartesi Başlıyor


Kuruyor, kavruluyoruz; her şeyimizle...

İktidar ve belediyeler susuzluğu bilerek gizlediler. Kısıntı veya kesintiden 'seçim' nedeniyle korktular.

Sularımızı hiç 'kuraklık' yokmuş gibi hoyratça tükettik; bir hovarda gibi 'har vurup harman savurduk'.

Tasarruf nedir bilmedik.

Perde şimdi kalkıyor.

Sadece seçimi düşününce bir kriz yönetimi bile oluşturamadık.

Ne banyo yapmaya, ne abdest almaya su bulacağız.

Hiçbir dağımızda eskisi gibi kar yok; dereler 'mahzun' akıyor.

İstanbul ve çevresinde dereler 'leş' gibi kokuyor.

Kuraklık için Özgen Acar, 1950'lerdeki iktidarında Adnan Menderes'in korkunç kuraklık nedeniyle güç durumda kaldığını, kuraklığın getirdiği enflasyon karşısında 1958'de 2.80 olan doları, üç katı aşan bir devalüasyonla 9 TL'ye çıkarmak zorunda kalınca ipin koptuğunu ve ardından acı sonu yaşadığını anlatıyor. Demirel'in de 'Kuraklık-hasat-seçimler' konusunda "Eğer iktidar olarak köylüye para ödeyecek gücün varsa seçimi kasımda yap. Eğer paran yoksa haziranda yap ki, iktidarını koruyabilesin" sözlerini anımsatıyor.

BALIKLAR ÖLÜYOR

İktidar da kasımda yapılacak seçimi temmuz sıcağına aldı. 12 Eylül'de başlayacak Ramazan'dan önce vaziyeti kurtarmaya çalıştı.

Ama 23 Temmuz'dan sonra manzara vahim... Tüm göl ve akarsularımız kirli.

Göl, baraj ve derelerdeki balıklar can veriyor; yaban ördekleri çırpınıyor; yılan ve kurbağalar bir damla su için karalara vuruyor kendilerini...

Tarım ürünlerinde büyük bir rekolte düşüşü bekleniyor. Üreticinin gelirleri azalıyor.

Stoklar eriyor.

KITLIK TEHLİKESİ

Buna karşılık dünyadaki tarım ürünlerinin fiyatları da giderek artıyor.

Gıda uzmanları 'kıtlıktan' söz ediyor.

Böyle bir yaşam tehlikesi karşısında ne genel, ne cumhurbaşkanı seçimleri, ne de referandumu kim takar!

Küresel ısınma sadece bizim başımıza mı patlıyor? Bırakın Londra'yı, Münih'i, Moskova'yı, Atina ve Sofya'da niye su sıkıntısı yok.

'Şişe ağzı' konumundaki İstanbul'a milyonlar yerleştirdik. Bu rantın bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.

Coğrafyamızı hiç de iyi günler beklemiyor.

Çare, deniz suyu mu? Onun da bedeli ağır; hálá tartışmaya açılmadı; bir çözüm üretilmedi.