Susuzluk Gökçek'in Eseri

AKP'li Ankara Anakent Belediyesi, 2004 yılında ilk etabı bitmesi gereken Gerede Sistemi'ni devreye almış olsaydı, başkent bugünkü su sıkıntısıyla karşı karşıya kalmayacaktı. Bitişi 2011'e ertelenen Gerede Sistemi yerine Kızılırmak'tan su getirme projesi uygulamaya kondu. Ancak Kızılırmak suyundaki aşırı nitrit ve sülfatın "radyasyon" etkisi yaptığına dikkat çekilirken sülfat oranı başkentlinin şimdi kullandığı sudaki sülfat oranından 16 kat daha fazla.

Başkentte, bugün saat 24.00'ten itibaren 48'er saatlik periyotlar halinde su kesintisine başlanıyor. Hava sıcaklığının 38-40 derece ortalamasında seyrettiği ve Ankara Tabip Odası'nın hastanelerin acil servislerine başta ishal olmak üzere çeşitli bulaşıcı hastalıklar nedeniyle birçok başvuru geldiğine dikkat çektiği günlerde, Ankara'nın yarısının 48 saat boyunca susuz kalacak olmasının ciddi sağlık sorunları ortaya çıkaracağı vurgulanıyor.

Başkentin, bu denli büyük su sorunuyla karşı karşıya kalması, Melih Gökçek yönetimince sadece küresel ısınmanın beraberinde getirdiği kuraklığa bağlanıyor, ancak uzmanlar, kentin "su politikası" nın belirlenmesi ve uygulanması konusunda yanlışlar yapıldığının altını çiziyor. Buna göre, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) projesi olan Gerede Sistemi, 1996'dan bu yana gündemde. Projenin ilk etabının 2004 yılında tamamlanarak devreye girmesi ve başkentin 2027 yılına kadar olan su ihtiyacının karşılanması öngörülüyordu. Ancak 1994'ten beri görevde olan Melih Gökçek ve ekibi, projeyi sürekli erteledi ve hem ucuz hem de daha sağlıklı olacağına işaret edilen Gerede Sistemi devreye alınamadı. İlk etabı 3 yıl önce tamamlanması gereken projenin bitiriliş tarihi 2011 olarak açıklandı.

16 kat fazla sülfat
Gerede Sistemi'nin alternatifi olarak ortaya çıkarılan Kızılırmak suyunu Ankara'ya getirme projesi kapsamındaki çalışmaların ise en erken aralık ayında bitirileceği ve bu sayede başkentin 15 yıllık su ihtiyacının karşılanacağı savunuluyor. Proje kapsamında, Kesikköprü ve Hirfanlı barajlarından alınacak su, 125'er kilometreden 3 ayrı boru hattı ile İvedik Arıtma Tesisleri'ne getirilecek ve buradan kente dağıtılacak. İki barajdaki su rezervi 7 milyar metreküp. Barajlardan Ankara'ya günde 750 bin metreküp su getirilecek. Ancak getirilecek bu su, başkentlinin yıllardır kullandığı sudan daha kötü bir kaliteye sahip.

Kimya Mühendisleri Odası'nın "radyasyon" etkisi yapacağına dikkat çektiği Kızılırmak suyundaki "sülfat ve nitrit" oranının çok yüksek olduğu belirtiliyor. Tüketici Hakları Derneği'nin (THD) hazırladığı rapora göre de Ankaralının şimdi kullandığı içme suyunun litresinde 21 miligram sülfat bulunurken Kızılırmak suyunun litresindeki sülfat oranı 336.8 miligrama çıkıyor. Bugün çeşmeden akan suyun litresindeki 8 miligram klorüre karşın Kızılırmak suyunun litresinde 239 miligram klorür bulunuyor. Sertlik açısından da Kızılırmak suyu, şimdi kullanılan sudan 5.34 kat daha sert.

Gökçek yönetimi, Kırıkkale'nin yıllardır Kızılırmak suyu kullandığına dikkat çekiyor, ancak kent sakinleri içme suyu ihtiyacını "tamamen temizlendi" açıklamasına karşın hâlâ çeşmeden değil ambalaj sularından gideriyor.