Susuzluk Turizmi de Vuracak



Türkiye'nin tatil cenneti Bodrum yarımadasında turistik tesisler kuraklık nedeniyle her geçen gün su bulmakta biraz daha zorluk çekiyor. Ssusuzluk o hale geldi ki yerleşim nüfusu 100 binin altında olan yerlere içme suyu sağlamak DSİ'nin görev alanında olmadığı halde 2000 yılında özel bir yetki verilerek DSİ, Bodrum Acil İçme Suyu Projesi'ni uygulamak üzere görevlendirildi. Ancak açılan ihalelere itiraz nedeniyle bir türlü başlanamayan projenin bu yıl start alması bekleniyor. 80 milyon dolara mal olacak proje tamamlanırsa Bodrum'un su sorunu çözülecek.

Yazın üç kat artıyor

Yılda 14 milyon metreküp suya ihtiyaç duyan Bodrum'un su kaynağı Kocadere üzerindeki Mumcular Barajı ve DSİ'nin izniyle açılan su kuyuları. Ancak bu kaynaklar, Bodrum'un su ihtiyacını karşılamaktan uzak. Bu ay başında yarımadanın su ihtiyacının yüzde 70'ini karşılayan Mumcular Barajı'nın doluluk oranı yüzde 25'e kadar düştü. Belediye şimdilik dönüşümlü olarak 12'şer saat arayla evlere ve otellere su verebiliyor. Oteller kendi imkânlarıyla birçoğu kaçak sondaj kuyularından tankerle su temin ediyor. Ancak yeraltı suları beslenemediği için sondaj kuyularının da ömrü kısıtlı. Önlemler alınmaz, kuraklık devam ederse Yeşiller Partisi Eşsözcüsü ve aynı zamanda Bodrum sakini Bilge Contepe'nin deyimiyle "Bodrum'da turizm 3-5 yıl içinde bitecek." Bodrum'da yaz ile kışın su ihtiyacı arasında derin bir uçurum var. Bodrum merkezin su ihtiyacı kışın günde 10-12 bin metreküp iken bu rakam yazın üç kat artarak 35 bin metreküpe ulaşıyor. Artan su ihtiyacını karşılamak için Bodrum Belediyesi yeni su kuyuları açıyor. Ancak kuraklık nedeniyle yeraltı suları gerektiği gibi beslenemediği için tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.

Tehlike çok büyük

Bodrum Belediyesi Su Hizmetleri Müdürü Esat Kaplan, beş yıl önce 40- 50 metreden su çıkarırken şimdi 70 metrede su bulabildiklerini anlatıyor ve tehlikenin boyutlarının tahmin edilenden çok daha büyük olduğunu söylüyor. Yaz aylarında suyun en büyük tüketicisi özellikle duş ve çim alanları için su kullanan turistik tesisler. 60 odalı bir tesisin tam kapasite çalıştığı dönemlerde günlük su ihtiyacı 3 tanker yani 72 ton su. Belediye şebekesinden yeterli suyu alamayan işletmeler su ihtiyaçlarını sondajla su çıkaran ve tankerlerle otellere ulaştıran şirketlerden temin ediyor. Ancak Bodrum Belediyesi'nden bir yetkilinin verdiğe bilgiye göre, sayıları bini bulan kuyuların çok büyük bir kısmı DSİ'den izin almadan açılmış ve bunlar yaz aylarında su seviyesinin çok düşmesine neden olmakta. Özellikle sahile yakın bölgede bulunan oteller deniz seviyesinin altından su çektiklerinden bu sular oldukça tuzlu ve içmeye elverişli değil.

Kaçak yapılaşma

Tuzlu su çekilmesinin en büyük tehlikelerinden biri de yeraltı sularının kirlenmesi. Bodrum'da turistik tesisler arıtma ve ciddi tasarruf gibi tedbirler alsa dahi kaybedilen yeraltı sularının kendini yenilemesi ve yeterli seviyeye gelmesi on yıllar alacak. Arıtılmadan kullanılan kaçak sular otellerin su şebekelerine de zarar veriyor. Ancak tesisleri bir iki yıllığına kiralayan işletmeciler bu zararı umursamıyor. Sonuçta Bodrum'un ve Türkiye'nin geleceğiyle oynuyorlar. Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Halil Özyurt, otellerin var olmak için kaçak su taşıyan tankerlerden su satın almaya mecbur olduğunu söyleyip, sektör olarak da su tasarrufu için ellerinden geleni yaptıklarını iddia ediyor. Bodrum'da çarpık yapılaşma ve mühendislik hizmeti görmemiş yollar nedeniyle su şebekesindeki kayıplar da yüzde 40'lara kadar varmakta. Bodrum'un genel su sorunları üzerine çalışma yapan İTÜ İnşaat Fakültesi'nden Prof. Dr. Atıl Bulu, özellikle Yalıkavak ve Gümüşlük arasındaki çarpık yapılaşmaya dikkat çekiyor.

'Bodrum'u deniz suyu kurtaracak'

Bodrum Yarımadası'nın 2010 yılında toplam su tüketimi yıllık 20 milyon metreküp olarak hesaplanmakta. Su arıtma sistemleri üzerine çalışan işadamı ve araştırmacı Mehmet Arif Demirer, 20 milyon metreküp suyu bu imkânlarla sağlamanın mümkün olmayacağına dikkat çekiyor. Bu nedenle Bodrum Belediyesi deniz suyunu arıtmak için gerekli çalışmaları tamamladı, yer tahsisi için Orman Bakanlığı'ndan izin çıkmasını bekliyor. İki üç milyon YTL'lik bir yatırım ile günde beş altı bin metreküp deniz suyunu tuzsuzlaştırmak mümkün. Konuyla ilgili SABAH'a konuşan Bodrum Belediyesi Su Hizmetleri Müdürü Esat Kaplan, "Yap-işlet ya da yap-işlet-devret modeliyle yapılacak. İnşaat başladıktan iki-üç ay sonra biter. Onay alındı. Tesis, için Orman Bakanlığı'ndan izin bekliyoruz" dedi.

Etkin su yönetimi için bazı öneriler

Buket Bahar Dıvrak WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Su Kaynakları Programı Müdürü:

* Kapsamlı bir Ulusal Su Yasası hazırlanmalıdır. Katılımcı, yenilikçi ve "talep yönetimi" odaklı bir anlayış geliştirilmelidir.

* Su kaynaklarının yönetiminde havza ölçeğinde ve entegre bir bakış açısı geliştirilmeli ve dünyada kabul gören "Entegre Havza Yönetimi" benimsenmelidir.

* Tüm sektörlerde kaçak su kullanımının önüne geçmek ve özellikle sanayinin kullandığı suyu geri dönüştürerek yeniden kullanımını sağlamak için gerekli adımlar bir an önce atılmalıdır.

* Tarımda alternatif ürün uygulamalarında suyu daha az kullanan ürünlere ağırlık verilmesi, yağmurlama ve damla sulama sisteminin özendirilmesi ve bunun için uygun kredi olanaklarının oluşturulması gereklidir.

* Yeraltı suları; çevresel ve nükleer etkilerden en az kirlenen su kaynağı olması nedeniyle bir ülkede en az kullanılması gereken kaynaklardır. Yeraltı su rezervlerini eksiltmemek ulusal politika haline getirilmeli, kaçak kuyularla ilgili yaptırımlar artırılmalı, bu konudaki izleme ve denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir.

* Sulak alanlarımız korunmalıdır; mevcut alanların daha fazla tahrip olması önlenmelidir.

* Her havzanın su sorunu öncelikle kendi içinde çözülmelidir. Yanlış yatırımlar nedeniyle sorunları çözmek adına havzalar arası su transferleri; yeni barajların inşası ve yeni yeraltı su kuyusu açılması gibi müdahaleler geçici çözümdür.

Barajlarda minimum koda yaklaştık

* Barajlardaki su miktarı nasıl?

Geçen yıla göre yüzde 2 daha iyi durumdayız. Uzun yıllar ortalamasına bakıldığında, seviye olarak biraz düşük. Dikkatle suyun izlenmesi ve yönetilmesi gereken bir süreci yaşıyoruz. İsraftan kaçınmalıyız.

* Kuraklıkla en ciddi biçimde karşı karşıya olan bölge hangisi?

Güneydoğu Anadolu Bölgesi.

* Hidroelektrik santrallerden elektrik üretiminde durum nedir?

Bu yıl, geçen yıla göre bir miktar daha düşük elektrik üretilecek. Bu yıl Fırat ve Dicle havzalarında su miktarlarında ciddi azalma görüyoruz. Bu enerji üretimiyle bizi etkiliyor.

* Barajları bir süre dinlendirmek gerekir mi?

Kuraklık, enerji dengesinde ve miktarında, hidroelektrik katkıyı bir miktar azaltacak. Barajlarda, minimum işletme kodu ve maksimum işletme kodu dediğimiz iki kod belirleniyor. Bu kodlar arasında salınım olarak elektrik üretimi yapılıyor. Şu anda alt kodlara diğer bir deyişle minimum işletme koduna yaklaştığımız barajlarımız var.

* Bu barajlar hangileri?

Birisi Keban Barajı. Keban'ı dikkatli kullanmamız gerekiyor. Hidroelektrik enerjiyi daha dikkatli kullanmak gerekiyor.

İstanbul'u felaket bekliyor, İzmir yazı çıkarmaz

Melen Suyu ile İstanbul'un su sorununu çözülebilir mi? Bu büyük projenin tüm safhaları tamamlandığında 2040 yılında İstanbul'a yılda 2 milyar metreküp su getirilmesini öngörülüyor. İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Orhan Şen'in buna bir itirazı var. Şen, iklim riskinin hesaba katılmadığını ve 2040'ta Melen'de o kadar su kalmayacağını iddia ediyor.

İklim hesap edilmeli

* Kuraklık nasıl etkiliyor?

- Geçen sene de su sıkıntımız vardı ama bu sene daha da kötüleşti. Önümüzdeki ekim ayına bakıyoruz. Ekimde yağış olmazsa tabii bir felaketle karşı karşıya kalırız. Batı bölgelerimiz mayıs ve haziranda yağış alamadı neredeyse. Bu da krizi öne çekti. Yaz sonunda ekim ayında barajlardaki su seviyesi tükenme noktasına varacak. İstanbul barajlarındaki su miktarı geçen sene ekim ayında yüzde 8'e düşmüştü. Bu sene İstanbul'a Melen'den su geliyor ama geçen yılın avantajı haziranda yağış almıştık. Bu yıl o da yok. İzmir'in durumu daha kötü. İzmir yazı çıkartamaz gibi geliyor. Su bitecektir. Şu an İzmir'deki barajlarda 30 milyon metreküplük su var.

* Peki çözümü var mı?

- Çözüm hep geçici çözümler olarak bulunuyor. Melen'den su getirmek gibi... Deniliyor ki 2040'ta İstanbul' a yılda 2 milyar metreküp su gelecek. 2040 yılında Melen'de o kadar su kalmayacak. Bunun ölçümleri yapılmıyor. Küresel ısınmaya bağlı olarak. Bu hızla o kadar su kalmaz. İklim riski var. 30 senelik projeksiyonlar yapılamıyor. İstanbul'da 12-13 milyon insan yaşıyor ama su kaynakları aynı. Terkos, Büyükçekmece Ömerli ve Melen'den geliyor İstanbul'un suyu. Nüfus çoğaldıkça su yetmiyor. Bu sorun ilelebet devam edecek. Büyük şehirlerde geri dönüşü (tersine göç) özendirecek şeyler yapılmalı. Kayseri'den öbür tarafta Orta Anadolu'da su problemi yok. Batı, İç Anadolu, Ege ve Marmara'da hatta Akdeniz bölgesinde su problemi var.

* İçme suyu sıkıntısı kadar tarımsal kuraklık da söz konusu mu?

- Tarımsal kuraklık daha ileri safhalarda. Büyük Menderes ve Gediz gibi nehirler denize ulaşamıyor, çünkü ulaşamadan suları bitiyor. Batı Anadolu'daki nehirlerde su kalmadı. O açıdan tarımsal kuraklık seneye de hissedilecek. Bu sene zaten Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu'da tarımsal kuraklığın zararlarını görmeye başladık. Geçen sene yüzde 15'lerde bir hasat düşüklüğü oldu. Bu sene daha kötü olacak. GAP'taki barajlarımız tehlike sınırlarına giriyor. Türkiye'de doğu Karadeniz dışında kalan yerlerde hiç yağış yok.

Su fakiriyiz

* Türkiye yeraltı suları ve su potansiyeli bakımından nasıl bir ülke?

-Türkiye su fakiri bir ülkedir. Kişi başına 3 bin metreküp su düşen ülkeler fakir ülke sınıfına girer. Bizim şu anda 1700 metreküp civarında kişi başına düşen su miktarımız var. 2030 yılında kişi başına 900 metreküpe düşecek bu. Bizim sınır aşırı ülkelere giden sularımız var o açıdan kritik pozisyondayız biz. Su artık çok önemli bir meta. Türkiye su zengini değildir. Sularını çok iyi planlaması lazım.

 "Gereksiz duş ve çimen sulamaya son verilmeli"

Bilge Contepe (Yeşiller Partisi Eşsözcüsü, Bodrumlu): "Bodrum suyunun kullanımıyla ilgili kontrolsüz bir durum var. Peyzaj olarak ister belediye olsun, ister turistik tesisler herkes çim kullanıyor. Büyük miktarda su tüketen çimler yerine çok az su ile yaşayabilen kuru peyzaj çalışmaları yapılmalı. İnsanlar denizden her çıkıştan sonra duş alıyor. Bu gereksiz, en son girişten sonra bir duş alınsa toplamda büyük su tasarrufu yapılır. Ayrıca duşlara tasarruflu su tüketimini sağlayan sistemler yerleştirilmeli, süreli otomatik çalışan duşlar kullanılmalı. Bodrum'da bir tane küçük bir golf sahası var, bu yetmezmiş gibi iki tane de büyük golf sahasının projesi yapılıyor. Bunlara engel olmalı, golf sahaları çok büyük miktarlarda su tüketir."