TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen 'Tarlabaşı’nda Yenileme, Dönüşüm' başlıklı panel, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Taşkışla Kampüsü’nde gerçekleştirildi. 5366 Sayılı "Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması" hakkında kanun uyarınca, Bakanlar Kurulu kararı ile yenileme alanı ilan edilen Beyoğlu Tarlabaşı Bölgesi’nde yapılması planlanan projenin geniş katılımlı bir platformda tartışılması amacıyla düzenlenen panele uzmanlar, proje müellifleri, yerel yönetim, meslek odaları, sivil toplum örgütleri ile ulusal ve uluslararası kurumların temsilcileri katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul
Şubesi Başkanı Erhan Demirdizen, tarihi mahallelerin hızla ortadan kalktığı ve
siteleşme süreci yaşandığına dikkat çekerek, Tarlabaşı’nın korunmasının önemini
vurguladı. 5366 Sayılı Kanunu, tarihi mekanları bütünlüğünden koparan bir yasal
düzenleme olarak niteleyen Demirdizen, "Bu kanun planlamayı tamamen ortadan
kaldırıyor ve bunun yerine sihirli bir yenileme kavramı getiriyor. Burada fiziki
çevrenin bina bina yenilenmesi ve kamulaştırılması var. Planlama, koruma ve
katılım unsurları göz ardı ediliyor" dedi.
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi II. Başkanı Pelin Pınar Özden ise, 5366 Sayılı Kanunun uygulamayı yönetmeliğe bırakan keyfi bir kanun olduğunu söyleyerek, "Belediyelere arsa kiralama ve satma yetkisi veren bu yönetmelik, kamulaştırılan alanların rant amaçlı kullanılmasını mümkün kılıyor" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi’ni hazırlayan GAP İnşaat Yetkilisi Nilgün Kıvırcık, projeyi tanıtan bir sunum yaptı. Kentle ilişkisi kopan Tarlabaşı’nın İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanı ile yeniden buluşmasını amaçladıklarını belirten Kıvırcık, proje ile bölgenin ekonomik yönden kalkınacağını savundu. Projenin sosyal yönünü de unutmadıklarını söyleyen Kıvırcık, bölgede yaşayan sakinler arasında anket çalışmaları yaptıklarını ve sorunlara çözüm aradıklarını ifade etti.
Panelin son bölümünde, Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç.
Dr. Asu Aksoy’un yönetiminde yuvarlak masa toplantısı yapıldı. Yuvarlak masaya;
İTÜ İstanbul 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu (KTVKBK)
Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hale Çıracı, Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve
Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Enlil, Bilgi Üniversitesi
Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği Başkanı Neşe Erdilek, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi (İBB) Etüd ve Projeler Daire Başkanlığı Tarihi Çevreyi Koruma Müdürü
Cem Eriş, Tarlabaşı Projesi Uzlaşma Yöneticisi Şehir Plancısı Faruk Göksu,
Tarlabaşı Mülk Sahipleri ve Kiracıları Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Ahmet
Gün, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarih Vakfı Başkanı Prof. Dr. Murat
Güvenç, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Tayfun Kahraman,
İstanbul 2 No’lu KTVKBS Üyesi Avukat Sait Karabulut, Tarlabaşı Projesi Direktörü
GAP İnşaat Genel Müdür Yardımcısı Nilgün Kıvırcık, İstanbul Sit Alanları Alan
Yönetim Başkanı İhsan Sarı, Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi
Bahar Şahin, Yrd. Doç. Dr. Gülsün Tanyeli, İTÜ Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Alper Ünlü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge
Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Binnur Öktem Ünsal, TMMOB Şehir
Plancıları Odası İstanbul Şubesi’nden Yrd. Doç. Dr. Hülya Akar, Mahalle
Dernekleri Platformu’ndan Avukat Ayşe Yazıcı ve Tarlabaşı Projesi Tasarım
Danışmanı Beykent Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sercan Yıldırım
katıldı.
Yuvarlak masada söz alan Tarlabaşı Mülk Sahipleri ve Kiracıları Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Ahmet Gün, yasalarca tarihi sit alanı olarak belirlenen Tarlabaşı’nda vatandaşların yıllardır binalara bir çivi çakamadığını, Tarlabaşı’nın yenileneceğini duyduklarında sevindiklerini, yenileme projesine karşı olmadıklarını ancak hayata geçirilecek projelerde mülk sahibi vatandaşların haklarının gasp edildiğini ifade etti. Gün, "5366 Sayılı Kanun, uzlaşma sürecinin sonunda hak sahibi ile uzlaşılamaması durumunda, tek taraflı bir kararla hak sahibinin mülkiyet hakkını elinden alma yetkisini yani kamulaştırma yetkisini belediyeye tanımıştır. Beyoğlu Belediyesi ve GAP İnşaat yetkilileri uzlaşma adına bizlere iki seçenek sunuyor. Bu seçenekleri kabul etmezsek belediyenin kamulaştırırım tehdidi karşımıza çıkıyor. Aslında göstermelik bir uzlaşma süreci işletiliyor" dedi.
Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Bahar Şahin
ise, mülk sahiplerinin yanında, bölgenin yüzde 71’ini oluşturan kiracıların
haklarının da korunması gerektiğini belirterek, "Bu insanların buradan
koparılarak başka semtlere gitmeye zorlanması, buradaki sorunları ortadan
kaldırmayacak. Sorunlar başka bir bölgeye transfer olacak"
dedi.