Depreme geçtiğimiz yıl 42 kurban veren ve en son 5.4’le
sallanan Elazığ ve çevresindeki olası tehlikeyi tespit etmeyi
hedefleyen bilimsel araştırmaya Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırmalar Kurumu’nun (TÜBİTAK) vize vermediği ortaya çıktı.
Doğu Anadolu Fay (DAF) hattının röntgenin çekileceği projeyi
hazırlayan İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Naci Görür, son depremin ardından adeta isyan etti:
“Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) gerekçe bile
göstermeden projeden çekildi. TÜBİTAK da ‘AFAD yoksa onay da yok’ yanıtını
verdi. Bu çalışmayla enerjinin nerede biriktiği, olası deprem bölgeleri,
nerelerin ne kadar ve hangi şiddete etkileneceği önceden belirlenecekti.”
Deprem uzmanı Prof. Görür, kaynak bulunamadığı için rafa kalkan projeyi
Milliyet’e anlattı. DAF’ın yerleşim alanları için büyük bir tehlike
oluşturduğunu belirten Görür, bu tehlikenin analiz edilip yerel yönetim ve bölge
halkının bilgilendirilmesi amacıyla İTÜ Jeoloji Mühendisliği olarak 2010 yılının
başında bir proje başlattıklarını söyledi.
Türkiye’deki ilk kez kullanılacak “lidar” teknolojisiyle fay hattının
geometrisi, kinematiği, deformasyon birikimi ve boyutunu ölçmeyi
hedeflediklerini ifade eden Görür, “Projeye, Elazığ, Bingöl, Malatya ve
Kahramanmaraş’taki valilik ve belediyeler, İstanbul Teknik, Fırat , İnönü,
Bingöl ve Sütçü İmam üniversiteleri, MTA Genel Müdürlüğü, Harita Genel
Komutanlığı ve AFAD da katıldı. Geçtiğimiz yıl Mart ayında yaşanan ve 42 kişinin
öldüğü depremden önce bölgede toplantılar yapıldı. Tüm kurumlar temsilci
gönderdi. Projeyi hazırlayıp sunum aşamasına getirmiştik” dedi.
‘AFAD’ın kararı politik’
Kaynak için TÜBİTAK’a sunmak üzereyken AFAD’ın gerekçe göstermeden projeden
çekildiğini anlatan Prof. Görür, şöyle devam etti:
“Onlar imza atmayınca AFAD’ı çıkarıp projeyi 2010 yılının Mayıs ayında
TÜBİTAK’a sunduk. Ancak proje değerlendirmeye bile alınmadan 3 Ağustos 2010
tarihinde iade edildi. Ben Türkiye’deki tüm afet yönetimini organize eden
AFAD’ın projeye katılmama kararının politik olduğunu düşünüyorum. Başkanlık
afetin farkında değil. Çünkü, bu işi araştıran bir kadroya sahip değiller. Ama
garip bir ülke afet ve acil durum yönetiminden de sorumlular.”
İlk kez ölçüm yapılacaktı
Görür, “Proje 8-10 milyon TL’lik bir proje. Para olmadan uçaklarla, lidar
aletleriyle, uydu ve arazi çalışmaları nasıl yapalım? Doğu Anadolu Fayı riskli
bir zon. Biz de depremlerin nerede ve nasıl olabileceğini çalışmak istiyorduk”
diye konuştu. Görür, “lidar” teknolojisinin sadece ABD’deki San Andrea fay
zonunda kullanıldığını ve büyük bir enerjinin biriktiği DAF zonunda ilk kez
böyle bir ölçüm yapmak istediklerini kaydetti.
‘Lidar’ teknolojisiyle önceden belirlenecekti
Prof. Dr. Görür, proje kapsamında kullanılacak “lidar” teknolojisi ve elde
edilecek sonuçlarla ilgili şunları anlattı:
“Uçağa takılan, uydu fotoğraflarından çok daha ayrıntılı görüntüler alınıyor.
Herşeyi tabak gibi görüyorsunuz artık. Ona bakarak yeryüzündeki bütün
kabarmaları, hareketleri ve deformasyonu milimetre ölçeğinde haritalayıp tespit
edebiliyorsunuz. Deprem bir yerde başladığı zaman hemen sarsıntı olmaz. Belli
bir kilometre derinlikte başlar. Derindeki tabakalar deforme olur. Bu yeryüzüne
de bir şekilde yansıyabilir. Topografik değişimler olabilir. Bazı yerlerde
çökme, kabarma ve çatlamalar olur. Halbuki sarsıntıya gelinceye kadar deprem
derinde çok önceleri başlıyor. İşte bu ‘lidar’ teknolojisi ve bizim
uygulayacağımız teknikle, insanların göremediği değişiklikleri önceden saptayıp,
depremin nerede olabileceğini öngörecektik.”