Tek Bir 'İyi Koltuk' Tasarlamak İçin Kolları Sıvadılar
“Nesnelerin hangi malzemeden ve nasıl yapıldıkları konusunda olduğumuz
kadar, görünüşü ve duyusu konusunda da yaratıcı olabilir miyiz?” sorusundan yola
çıkan 'One Good Chair' Tasarım Yarışması, dünyanın her yerinden tasarımcıları,
öncelikle forma odaklanan yeni bir tür eko-koltuk vizyonu yaratmaya
çağırmıştı. İşte bu uluslararası yarışmanın sonuçları açıklandı. İki önerinin
eşdeğer olarak birinciliğe layık görüldüğü yarışmada Jittasak
Narknisorn’un “Posi+ive Lounge Chair” tasarımı ile Jessica
Konawicz’in “Pandanus Lounge Chair” önerisi ödül kazandı. Aynı zamanda jüri
tarafından finale kadar çıkarılan üç tasarım da
onurlandırıldı.
Jittasak Narknisorn, “Posi+ive Lounge
Chair”
Yalın, temiz ve rahat bir biçim yakalamak için bir parça
kağıda şekil vermekle işe başladım. Eğer bunun kolay bir yolunu bulabilirsem,
tasarımın da endüstriyel sisteme rahatlıkla uyum sağlayacağını düşündüm. Tek
parça eğilmiş kontrplaktan oluşan tasarım, bu parçanın üzerinde 4 tane artı
şeklinde yarık oluşturulması ile şekilleniyor. Standart formu ile artık materyal
çıkarmayan ürünün kontrplaktan yapılması, rahatlıkla şekil verilebilir olmasını
ve böylece ergonomiye yönelik eğriselliklere olanak tanımasını
sağladı.
Sandalyenin ayakları daire kesitli çelik borulardan meydana geliyor. Bu
ayaklar yukarıya doğru uzanırken konfor sağlayan kolluklar halini alıyor. İki
arka bacağın yönelimi ve konumu, sandalyeler üst üste dizildiklerinde oturak
kısmındaki iki yarıktan rahatça geçirilebilmelerine dikkat edilerek belirlendi.
Sandalyenin minderi yün dokulu bir kumaşla kaplı. Sandalye ile aynı şekilde
(kare ve kesik artı şekilli) olan minder de yine minimum artık malzeme
çıkarıyor.
Jessica Konawicz, “Pandanus Lounge Chair”
Eşsiz ve güzel, yenilenebilir tek bir malzemeden imal edilmiş, aynı zamanda
kolaylıkla ve verimli şekilde üretilebilecek, çoklu taşıma kolaylığı sağlayacak
bir koltuk tasarlamayı hedefledim; insanların nasıl rahatladıklarına dikkat
çekecek bir koltuk.
Pandanus’un ismi ve formu Pandanus ağacının yaprakları ve meyvelerinden
esinlenilerek ortaya çıktı. Yaprakların oluşturduğu spiraller bana birbiri
üzerine kondurularak stoklanan koltukları hatırlattı. Bu ağacın bezeler gibi
görünen kıvrımlı ve rengarenk meyveleri vardır. Meyvelerin izini sürerek ve
onunla oynayarak en dikkat çekici şekli tespit ettim. Zorlayıcı yanı tek
satıhtan oluşan bir şekli insanların üzerinde rahat edebilecekleri bir forma
çevirmekti. Üzerinde pineklenecek bir koltuk değil, aktif rahatlama için
düşündüğüm koltuk, okumak, müzik dinlemek veya arkadaşlarla kahve içmek gibi
aktiviteler sırasında kullanılacak.
Hedeflerim arasında koltuğu pek çok açıdan sürdürülebilir hale getirmek de
vardı: Yenilenebilir bir malzeme olan selüloz bazlı plastikten imal edilen
koltuk, düşük enerjili bir üretim sürecine sahip. Ayrıca depolama ve taşıma için
optimum mekan yaratacak bir istifleme yöntemi
mevcut.
Finale Kalanlar:
Robert Corser, “NOLA Chair”
New Orleans’daki Katrina kurbanları için gerçekleştirilen bir hayır
projesinin parçası olan NOLA koltuğu, dijital tasarım ile prefabrikasyon
alanlarının araştırılmasını da içeriyor.
Malzeme ekonomisi konusuna eğilen proje, aynı zamanda mevcut ‘sıkıştırılmış
paket’ mobilyalarının montajına dair yaklaşımları dijital teknolojinin
yardımıyla geliştirmeye çalışıyor. Dijital olarak optimize edilmiş bir şema
sayesinde eğilmeler ve iç gerilimlere bağlı olarak sıkılaşan mesnet bağlantıları
ortaya çıkarılırken, tasarımın üç boyutlu formu da belirginlik kazanıyor.
Büyük hacimli paketlerde taşıma zorluğu çıkaran diğer tüm kontrplaktan imal
edilmiş mobilyalardan farklı olarak NOLA, tek düzlem halinde taşınıp, montajlama
sırasında heykelsi bir forma dönüşmek üzere yalnızca katlanıyor. Bu 8 kat
nakliyat verimliliğine denk düşecek şekilde prototip de malzeme verimliliği
sağlıyor: Her bir koltuk 12 milmetre kalınlığındaki kontrplaklardan, 2
metrekareden küçük bir parçadan üretiliyor. Koltukların tane başına üretim
masrafının son rötuşlarla birlikte 40 Dolar civarında olması
bekleniyor.
Catherine Pena, “Duv-tal”
Duv-Tal, Amerika’daki araba takıntısı ve toplu taşımaya yönelik eksik desteğe
cevap niteliğinde bir tasarım. Amerika’da gereklilik yüzünden toplu taşımayı
kullananlar için arabalar lüksü sembolize ederken toplu taşıma araçları bireyin
limitlerine tekabül ediyor. Pek çok otobüs durağının doğru düzgün bir oturma
alanı bulunmuyor ve bireyler yerde oturmak zorunda bırakılıyorlar; dolayısıyla
ekonomik sistemimizdeki yerlerine yerleşmiş oluyorlar.
Amacım çevre dostu, kullanışlı bir oturma ile toplu taşıma araçlarını
kullanan kimselerin verimlilik düzeyini arttırmak, yolculara bir tür otorite ve
özgünlük hissi sağlayarak onları avantajlı konuma getirmekti.
Duv-tal otobüs durağı işaretlerinin sabitlendiği elektrik direklerini
kullanıyor. Bu direk daha ziyade tiyatro salonlarındakilere benzer, sırta vermiş
iki oturağa yer sağlıyor; bir yolcunun zaten kapladığı alandan daha fazlasını
kaplamıyor. Oturağın üzerinde bir de yazı bulunuyor: “Sen bir rol modelisin.
Otobüsü kullanarak çevreye aktif katkı sağlıyorsun.”
Moon
Choi, “Jigai Chair”
1.Jigai koltuğunun konsepti, son
derece bilimsel bir strüktüre oturuyor. Optimum malzeme ve üretim sürecini
kolaylaştıran yapısı ile Jigai koltuğunun temel esprisi, tek bir çelik boruya
dayanıyor olması. Ürünün kırık geometrisi hem koltuğu hem de insan vücudunu
destekliyor. Bu yalın form sayesinde malzeme tasarrufu ve üretim kolaylığı da
sağlanıyor. Koltuğun geri dönüştürülmüş ahşaptan imal edilmesi düşünülmüş.
2. İnsanların oturma şekil ve tarzları çok farklıdır. Jigai koltuğu, farklı
pozisyonlarda oturmak isteyenlere cevap veriyor ve 5 aşamalı konumu ile bunun
kolaylıkla gerçekleştirilmesine olanak tanıyor. Son derece basit strüktürü de
bunun bir parçası.
3. Jigai koltuğun şekli şemali
insanları büyülemeyebilir, ancak tanıdık tipi ile tipik bir koltuğu, dolayısıyla
insan ergonomisine uygun bir koltuğu çağrıştırıyor. Jigai, sürdürülebilirlik ile
duyusallığı yalınlıkta birleştiriyor.