Teker: Konut Sektörü 'Vahşi Batı' gibi



Türkiye'nin ilk mortgage kuruluşunu hayata geçirmeye hazırlanan İstanbul Capital'in ortaklarından Bahadır Teker, menkul kıymetler piyasasında uygulanan denetimlerin inşaat sektöründe uygulanmadığını belirterek, başka sektörlerden konut işine kontrolsüz giriş yapan şirketlerin tüketici aleyhine riskler oluşturduğunu söyledi. Türkiye'de 1 milyon dolarlık menkul kıymet satışının bile denetime tabi olduğunu anlatan Bahadır Teker "Ama 'inşallah ben size ev yapacağım, 300 bin dolar verin' diyeni kimse kontrol etmez, hiçbir yerden izin almaya da gerek yoktur. Toplanan para 300 milyon doları bulur. Hiçbir kamu kurumu neden toplandığını sormaz" dedi.
Son yıllarda müteahhit tarafından mağdur edilen konut alıcısına fazla rastlanmamasına rağmen böyle bir ihtimalin her zaman var olduğunu kaydeden Teker şunları şöyledi:

"Bizim bildiğimiz oyuncuların dışında sektöre çok farklı insanlar giriyor. Piyasanın menkul kıymetler tarafında, para toplamaya çalışan bir kesime inanılmaz bir düzenleme ve kontrol var; diğer tarafında 'vahşi batı' tarzında her isteyen inandırabilirse istediği kadar parayı toplayabiliyor. Zaten bir iki tane maketle de inandırabiliyor."
Dünyanın hiçbir yerinde bitmemiş evin taksitlerini ödeme uygulamasına rastlanmadığını belirten Bahadır Teker, şöyle devam etti: "Amerika'da mavi gökyüzünü satan insanlar çıkınca rahat rahat satmasınlar diye Blue-Sky kanunlarını çıkarmışlar. Bu kanunda müteahhitlerin parayı ne zaman ve ne kadar kullanacağına, vatandaşa ne vereceğine dair düzenlemeler var ve çok katı uygulanıyor."

'Devletin yapamadığını dar gelirli nasıl yapsın'
Mortgage'ın konut problemini çözmesi gibi bir beklenti oluştuğunu belirten Bahadır Teker, 'Konut problemini çözmek için, ulaşım, altyapı, mevzuat gibi başka birçok çalışmanın yapılması gerektiğini belirterek "Mortgage konut probleminin çözülmesine destek sağlayacak. Bunu anlatamadık" dedi.

Kamuoyunun mortgage çıkmış olmasına rağmen dar gelirlinin neden ev sahibi olamadığını sorguladığını kaydeden Teker, şöyle devam etti:
"Olamaz tabii. Devlet bile bugüne kadar 5 seneden daha fazla TL cinsinden borçlanmamış. Devlete bile hiç kimse 5 seneden fazla TL kredi vermiyor. Devlet de almıyor zaten. Böyle bir ortamda zengini ve orta gelirliyi de geçtik, devletin bile yapamadığı şeyi dar gelirliye nasıl sağlarsınız? 20 - 30 sene sabit faizli kredi almanın, bunun karşılığında ev teminat göstermenin lüks şeyler olduğunu vatandaşın anlaması gerekiyor. "

'Banka, riski tüketiciye yıkıyor'
Bahadır Teker, inşaat halindeki konutlara verilen konut kredilerindeki risklerin de tüketicinin üstüne yüklendiğini belirterek "Vatandaşın buna karşı durması lazım" dedi. Teker, şunları söyledi:

"Dünyanın her tarafında yapı tamamlanmadan önceki süreç kredi yoluyla finanse edilebilir. Ama yurt dışında bunun inşaat kredisi, tamamlama kredisi, köprü kredi gibi isimleri olur. Türkiye'de biz daha yaratıcı olduğumuz için baştan itibaren vatandaşı yükümlülük altına sokup, daha yapılmamış evin taksitlerini ödemesini istiyoruz. Bankalar burada açıkcası, kendi alması gereken müteahhidin evi bitirmeme riskini vatandaşa yüklüyor. Eğer o ev bitmezse vatandaş mecburen bankaya borcunu ödeyecek. Riski benim üzerinden yürütüp de parayı başkasının kazanmasını ben istemem."

Tüketici Kanunu'nun 'bankayla müteahhidin arasında özel anlaşma varsa banka da müteahhit gibi sorumlu olur' dediğini kaydeden Bahadır Teker, böyle bir anlaşmanın olmadığı kredilerde ise bankanın hiçbir sorumluluk taşımadığını söyledi.