Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 1. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi'nin açılışında, Bakanlık tarafından bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi sonuçlarını açıkladı. TGB'lerin ülkenin inovasyon ekosisteminin merkezine yerleştireceklerini ve bu yaklaşımın ilk ve önemli bir adımı olarak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi'ni oluşturduklarını belirten Ergün, endeks sayesinde Bakanlığın TGB'lerdeki gelişmelere daha yakından odaklanacağını, hangi alanlarda ne gibi düzenlemeler yapılması gerektiğini daha net tespit edeceklerini söyledi.
Bakan Ergün, 2011 yılı verileriyle oluşturdukları Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi için 3 kategoride 6 boyutta ve 14 alt başlıkta veri topladıklarını ve endeksin 2011 yılında faaliyete geçen 32 TGB'yi kapsadığını belirterek, şöyle devam etti:
''Birinci boyutumuz olan devlet destekleri ve yönetici şirket harcamalarının altında, yönetici şirketlere sağlanan destekler, firmalara sağlanan muafiyetler ve yönetici şirket harcamalarını dikkate aldık. İkinci boyutta Ar-Ge yetkinliği kapsamında Ar-ge projelerini, harcamalarını ve gelirlerini endeksimize dahil ettik. Üçüncü boyutta firmalarımızın ihracat verilerini ve firma kompozisyonunu değerlendirmeye aldık. Dördüncü boyutumuz olan fikri mülkiyet hakları kapsamında, yurtiçi ve yurtdışındaki patent başvurularına ve tescillerine, faydalı model ve marka tescil sayılarına yer verdik. Beşinci boyutumuzda Kuluçka programlarıyla, teknoloji transfer ofisi hizmetlerini değerlendirdik. Altıncı boyutta işbirliği ve etkileşim başlığı altında ise üniversite-sanayi işbirliği, firmalar arası işbirlikleri ve uluslararası işbirliklerini endeksimize dahil ettik.''Foto: Yakup Çabuk (AA)Endeks sonuçlarına göre ODTÜ TGB'nin 57,39 puanla birinci olduğunun, bu üniversiteyi 54,56 puanla İTÜ TGB ile 53 puanla Batı Akdeniz TGB'nin takip ettiğinin bilgisini veren Ergün, ilk 10'daki diğer TGB'lerin ise Gazi, Bilkent Cyberpark, Ulutek, Selçuk, Erciyes, Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) ve TÜBİTAK MAM olarak sıralandığını söyledi.
Teknoparkların kurulması ve etkinliği zaman isteyen bir süreç
Bir teknoparkın kurulmasının ve etkin bir şekilde faaliyete geçmesinin zaman isteyen bir süreç olduğunu vurgulayan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu nedenle, TGB'leri 2002-2004, 2005-2008 ve 2009-2011 yıllarında faaliyete geçenler olmak üzere sınıflandırmanın ve kendi içlerinde bir değerlendirme yapmanın da sağlıklı olacağını düşündük. TGB'lerimizin yaşları ve bulunduğu illerin gelişmişlik düzeyleri gibi bazı kriterler açısından homojen bir yapıya sahip olmadıklarını biliyoruz. Endeks sonuçları TGB'lerimizin birbirlerine karşı üstün ya da zayıf olduklarını göstermenin ötesinde, her bir bölgemizin belirli özellikler açından ne durumda olduğunu gösteren bir mevcut durum analizi olarak da değerlendirilebilir. Birkaç yıl sonra endeks sonuçları karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, her bir TGB'lerimizin performans seyrini görecek olmamız son derece değerlidir''.Teknoloji geliştiren bu bölgelerin gelişmesinin gerektiğini ve bunu sağlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Ergün, şu an hazırlıklarını son aşamaya getirdikleri yeni yönetmelikle, TGB'ler için bir dizi önemli adım daha atacaklarını söyledi. Bu yönetmelikle, yapılaşma, Ar-Ge personelinin dışarıda geçirdiği süre, ruhsat ve izinlerle ilgili bazı rahatlıklar sağlayacaklarını, kuluçka programlarını, Teknoloji Transfer Ofisi hizmetlerini destekleyeceklerini ve teknolojik ürün yatırımlarını özendireceklerini kaydeden Ergün, şöyle konuştu:
''Mesela Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun önceki toplantılarında alınan en önemli kararlardan biri de teknoloji transfer ofislerinin desteklenmesiyle ilgiliydi. Biz TÜBİTAK bünyesinde bu konuda bir hibe destek programı başlattık ve ilk başvuruları aldık. 39 üniversitenin proje başvurularını, teknoloji transfer ofisinin deneyimi, yetkinliği, personel yapısı, projenin hedefleri, çıktıları ve iş planı gibi kıstaslara göre değerlendirdik. Buna göre bu yıl Boğaziçi, Ege, Gazi, Hacettepe, Koç, ODTÜ, Özyeğin, Sabancı, Selçuk ve Yıldız Teknik üniversitelerindeki teknoloji transfer ofislerini destekleyeceğiz. Buralara TÜBİTAK tarafından yıllık 1 milyon liraya kadar destek sağlanabilecek. Gösterdiği performansa göre 1 milyon liralık destek 10 yıl boyunca devam edecek. Önümüzdeki yıl yeni bir çağrıya çıkılacak ve 10 yeni başka üniversitenin projeleri değerlendirilecek ve teknoloji transfer ofisleri kademeli olarak desteklenmeye devam edecek''.
Teknoparklardan yapılan ihracat miktarı 1 milyar dolara yaklaştı
Bakan Ergün, Bakanlık olarak hem Ar-Ge projelerine hem de bu projelerin ekonomiye kazandırma süreci olan inovasyon çalışmalarına destek olduklarını dile getirerek, ''2011 yılında Bakanlığımızın adının Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na dönüştürülmesi ve buna uygun bir organizasyon yapısına kavuşması, bu açıdan son derece kritik, stratejik bir hamledir. Yeni yapımızla bir yönümüz sanayiye, diğer yönümüz ise akademisyenlerimize ve öğrencilerimize yani üniversitelerimize bakıyor'' dedi.Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği Başkanı Mustafa İhsan Kızıltaş, teknoparkların Türiye'nin Ar-Ge ve inovasyon politikasının en temel yapı taşı ve ülkede yaşanan teknolojik değişimin en önemli tetikleyicilerinden biri olduğunu söyledi. Teknoparklarda geliştirilen teknoloji ve teknolojik ürünlerin satışından elde edilen ihracat rakamının 900 milyon dolara ulaştığını, buralardan elde edilen gelirin şimdiden sağlanan tüm teşviklerin 6 katını geçtiğini dile getiren Kızıltaş, ''Önümüzdeki 10 yılda ülkemizde teknolojik sıçrama olacak ve biz teknoparklar olarak bu sıçramanın merkezinde olacağız'' dedi. Kızıltaş, bugüne kadar teknoparklara 144 milyon lira destek sağlandığını, buna karşın 500 milyon liranın üzerinde yatırım yapıldığını ve daha fazla desteğe ihtiyaçları bulunduğunu da ifade etti.
Bakan Ergun, katılımcı firmalarla fotoğraf çektirdi (Foto: Yakup Çabuk, AA)Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yükse de dünyadaki teknoparkların sayısının kuluçka merkezleri ile 4 bini bulduğunu, bu teknoparkların çoğunluğunun 80'li yıllarda kurulduğunu belirtti. Yüksek, ''Yüzde 83'ü kar amacı gütmeyen yapıda bulunan, yüzde 70'i kamu katılımı ile kurulan bu teknokentlerin yüzde 73'ü arazi kiralayarak kendini idame ettiriyor. Teknokent firmalarının yüzde 26'sının bilişim teknolojilerinde, yüzde 20'sinin biyoteknolojide, yüzde 19'unun elektronikte, yüzde 8'inin çevrede, yüzde 6'sının ileri mekanik malzemelerde, yüzde 5'inin kimyada, yüzde 9'unun tarımda ve kalanların ise diğer sektörlerde olduğu görülüyor'' diye konuştu.