Tekstilci Yine İnşaata Yöneldi



Ortadoğu’da süren iç savaş, Rusya- Ukrayna arasındaki çatışmalar, yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin peşpeşe gelmesi ve son olarak rehine krizi... Türkiye’nin çevresinde ve içinde yaşanan siyasal ve toplumsal olaylar nedeniyle asıl odaklanılması gereken konulara, üretime, istihdama kısacası ekonomiye bir türlü sıra gelmiyor... Doların da son olarak 2.30’a yaklaşmasıyla, üreticilerden ve iş dünyasından ‘artık ekonomiye bakın’ çağrısı sık sık duyulmaya başladı. Dünya Gazetesi'nin haberine göre, ihracatta üst sıralarda yer alan hazırgiyim ve tekstil sektör temsilcileri, son dönemde yaşanan olaylar nedeniyle alarm zillerinin çaldığına dikkat çekiyor. İSO Yönetim Kurulu Üyesi, TOBB Hazır Giyim Meclis Başkan Vekili Ali Ulvi Orhan, seçim sürecinin ekonomiye zarar verdiğini, siyaset ekonominin önüne geçtiğini, ekonomiye ilişkin alınması gereken tedbirlerin bir süreliğine ertelendiğini kaydetti.

“Her tekstilci gayrimenkulcü oldu”

Osmanbey ve Merter piyasasında vadelerin çok uzadığını iç piyasada bir yıl vade ile döndüğüne işaret eden Orhan “Piyasada adı konmamış bir kriz var. Durgunluk var. Bu çok fazla dillendirilmiyor. Siyasetten ekonomiye dönmemiz gerekiyor. Bu gayrimenkulde de var. Her tekstilci gayrimenkulcu oldu. İnsanlar artık kendi işinden değil de gayrimenkulden para kazanmak istiyor. Bu sağlıklı bir ekonomiye işaret etmiyor. Otomobil satışında yüzde 27’lik bir düşüş var. Yeni yapılan evler umarım yabancılara satılır. Bu kadar stoğu satmak için yeni oyuncu lazım” ifadelerini kullandı.

LASİAD Başkanı Gıyasettin Eyüpkoca da 2008’de yaşanan krizden sonra küresel ölçekte bir türlü toparlanma gerçekleşmediğini, hatta euro bölgesinde geriye gidiş olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye son 5-6 yıldır sürekli büyüyen bir ülke ama kendi içinde önemli sorunları var. Laleli özelinde söylemek gerekirde hedef pazarlarda daralma var. Daralan pazarlar yerine yenisi koymak zorundayız. Bu konuda devletin bize yardımcı olması gerekiyor. Rusya ve Ukrayna’da kaybettiğimiz pazar oranlarını tekrar yakalamamız gerekli. Euro Bölgesi’ndeki daralmayı Afrika pazarlarına açılarak kapatmıştık son krizlerden sonra yine Afrika pazarına döndük. 500 milyar dolarlık ihracat hedefini ülke olarak yakalamak istiyorsak, tekstil sektörüne yönelik devletin bir politikası olması gerekir. Bunu yöneten ve muhatap olabileceğimiz bir birim olmalı. Ancak tekstille alakalı hükümetin bir politikası yok.”

“İnşaattan kolay para kazanılıyor”

Üretimde sürekli bir düşüş olduğuna işaret eden Gıyaseddin Eyüpkoca, daha kolay para kazanma şekilleri ortaya çıktığını, bunların başında inşaat sektörünün geldiğini söyledi. Eyüpkoca, “Bizi bekleyen en büyük tehlike budur. Bu durum bizi felakete sürükleyebilir. Sanayii ve üretime ağırlık vermemiz lazım ABD ve Avrupa krizleri yaşadı. Bu dalga bize doğru geliyor. Antidamping yasasıyla ilgili olarak biz artık tasarım Osmanbey, Merter ve Laleli olarak tasarım yapan bölgeleriz. Katma değeri yüksek tasarımlı ürünler satmak istiyoruz. Bu korumaya aldığın kumaşlara ve aksesuarlara ihtiyacım var. Bunları alamadığım anda rekabette geriye düşerim. Fransa ve İtalya aynı kumaşı Kore’den yüzde 20 vergi ile alırken ben yüzde 70 vergi ödüyorum. Neyi neye kurban ettiğimize iyi bakmak lazım” dedi.