“Temiz Enerji ile Ekonomik Kalkınma Mümkün”



Son yıllarda cari açığın en önemli nedenlerinden biri olan enerji sektöründe yeni arayışlara gidiliyor. Bu kapsamda Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde rüzgar türbinleri ve güneş panelleri yerleştirilerek enerji açığının bir kısmının kapatılmasına çalışılıyor. DHA’da yer alan habere göre; ’Dual Bir Ekonomide Sürdürülebilir Büyüme ve İklim Değişikliği ile Mücadele' raporu ile Türkiye'nin durumunu gözler önüne seren Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevil Acar Aytekin, Türkiye'nin temiz enerji alanında gerçekleştireceği politikaların, çevreye olumlu katkılarının yanı sıra cari açığın kapatılmasında da büyük oranda etkilerinin olacağı belirterek, "Türkiye'nin temiz enerji alanında ekipman üretimi ile de yeni bir sanayi hamlesi yapılmış olunacak. Türkiye'de yenilenebilir enerji devrimini gerçekleştirmemiz mümkün" dedi.

Reklam Goruntulenme Bolumu


'Enerjide Dışa Bağımlılık İthalatın Yüzde 75’i”
Türkiye'de enerji sektörünün çıktıları ve enerji kaynakları birçok sektörün girdisini oluşturduğunu ifade eden Sevil Acar Aytekin, "Dolayısıyla da cari açık için doğrudan ve dolaylı yollardan önem taşıyor. Enerjideki dışa bağımlılık, ithalatın yüzde 75'i oranında karşımıza çıkıyor. Cari açığı oluşturan en büyük faktör, enerji ithalatımızın bu derece yüksek olması. Yeterli rezervimizin olmadığı petrol ve doğalgazda neredeyse yüzde 100'e yakın bir bağımlılık söz konusu. Bunun yanında Türkiye termik santrallerde kullandığı kömürün çoğunu ithal ediyor" diye konuştu.

‘Türkiye Yenilebilir Enerji Kaynaklarını Verimli Kullanamıyor”
"2012 yılında Türkiye, enerjisinin sadece yüzde 4'ünü güneş ve rüzgardan ürettiği yenilenebilir enerjiden elde ediyordu. Günümüzde ise bu oran, toplam kurulu gücün yüzde 13'ü civarında. Baktığınız zaman çok yavaş bir artış söz konusu ve potansiyelimizin çok altında kalan bir kullanım. Bu nedenle Türkiye'de bir tercih yapılması gerekiyor. Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliği, iklim krizi ile mücadele ve gelecek nesillerin sağlığı için bu tercih temiz enerjiden yana olmalı. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın hızla olması mümkün değil. Bu nedenle, yatırımları hem özel sektör hem de devlet aracılığıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirmek ve bununla birlikte teşviklerle desteklemek önem taşıyor. Burada bahsettiğimiz destekler, sadece büyük maddi transferler olarak algılanmamalı. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, finansman kaynaklarına erişimde kolaylıklar ve dünyada da yenilenebilir enerji üretim maliyetlerinin günden güne düşmesiyle yenilenebilir enerji yatırımı yapmak gitgide daha makul bir hal alıyor."

 ‘İleride Kullanılmayacak Fosil Kaynaklara Yatırım Yapılmamalı”
Türkiye'nin temiz enerji kaynaklarındaki potansiyelin yeterince değerlendirilememesi ve fosil kaynaklarının maliyetinin gün geçtikçe artıyor olması Türkiye ekonomisinin üzerinde olumsuz etki oluşturduğunun altını çizen Doç. Dr. Sevil Acar Aytekin, "Uluslararası finans kuruluşlarının da aktardığı üzere fosil kaynakların fonlanması önümüzdeki yıllarda neredeyse sıfırlanacak ve bu kaynaklar atıl durumda kalacak. Gelecek hakkındaki öngörümüzü oluştururken bu detaylar göz önünde bulundurulmalı. İleride atıl kalacağı kesin olan bir kaynağa boşuna yatırım yapılmamalı, tüm mesai geleceğin enerjisi temiz enerjiye harcanmalı" dedi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

'Daha Temiz Sanayi Devrimi Mümkün”
Türkiye'nin bu zamana kadar dışa bağımlılığı azaltmak için yerli kaynakları özendirmek gibi nedenlerle kömürü çokça teşvik eden bir ülke olduğunu söyleyen Doç. Dr. Sevil Acar Aytekin, şöyle konuştu: "Ancak değişen dünya düzenindeki enerji stratejilerinde teşvik politikasının yenilenebilir enerji yanlısı olması herkes için kazançlı olacaktır. Bu dönüşümü gerçekleştirmenin aciliyeti ise, bugün fosil yakıtları desteklemenin ülkenin geleceğini fosil yakıtlı teknolojilere ve altyapılara bağımlı kılacak olmasından, başka bir deyişle 'kitleyecek' (lock-in) olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca bu dönüşüm sanayideki bir başka dönüşümle birlikte etkili olabilecektir. Çünkü Türkiye, yenilenebilir enerji ekipmanlarını üretirken, aynı zamanda yeni bir sanayi hamlesi yapmış olacaktır. Şu anda bizim 18.- 19. yüzyılın gelişmekte olan, yani bugünün gelişmiş ülkelerinin yaptıklarını yaparak, kalkınma yolunda aynı yolları izlememize gerek yok. Sanayide dönüşümü daha temiz bir biçimde gerçekleştirmemiz mümkün. Tüm bu üretim süreci hem teknolojik bir sıçramayı beraberinde getirecek hem de yeni ve yüksek bir istihdam kapasitesi yaratacaktır. Bütün uluslararası raporlarda bir değer zinciri olarak yenilebilir enerjinin sağlayacağı istihdamın fosil yakıtlarınkinden daha fazla olduğu açıkça görülüyor" dedi.