THBB: Yapı Kalitesi Seviyemiz Düşük



Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), sağlanan olumlu gelişmelere rağmen, ülkenin yapı kalitesi açısından henüz yeterli seviyeye ulaşmadığını bildirdi. THBB’den yapılan yazılı açıklamada, Hakkari’de meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki depremin bile evlerin çökmesine neden olduğu hatırlatıldı.

Aşağıda THBB tarafından yapılan yazılı basın açıklamasını dikkatinize sunuyoruz...

Yaklaşan Felakete Kulağımızı Tıkamayalım

Geçtiğimiz hafta Hakkari’de meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki deprem sonrası yaşananlar ülkemizdeki yapıların büyük kısmının, depremle yada kendi kendine yıkılma tehlikesi içinde olduğunu göstermektedir. Acil önlemlerin alınması yönünde uyarıyoruz.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) olarak, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri öncesinde ve sonrasında yayımladığımız basın bildirilerimizle ve yurtçapındaki tüm seminerlerimizle kamuoyunu ve yetkilileri dış etkilere ve depreme karşı dayanıklı ve güvenli yapılaşmanın sağlanması için ciddi adımların atılması amacıyla bir çok kez uyardık. Hakkari’de yaşanan 5.5 büyüklüğündeki bir depremin bile evlerin çökmesine neden olması, 2 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, 22’sinin yaralanması, 100 kadar binanın hasar görmesi ülkemizdeki yapı kalitesinin mevcut durumunu gözler önüne sermektedir. Gerek depremlerle gerekse Konya’da olduğu gibi binaların kendi kendine yıkılması hem devlet hem de vatandaş olarak felaketlerden ders almadığımızı göstermektedir. Ciddi önlemler alınmadığı takdirde mevcut yapı stoğuyla daha büyük yıkımlarla karşılaşacağız. Artık yaklaşan felakete kulağımızı tıkamayalım.

1999 yılından sonra yaşanan depremlerin etkisiyle beton dayanım sınıflarının kullanımında olumlu artışların yaşandığı gözlenmektedir. 1999 yılında toplam % 41.2 olan C20 ve üstü dayanım sınıfındaki beton üretimi 2003 yılında % 80.7’e yükselmiştir ama hala bölgeler arasında çok büyük farklılıklar bulunmaktadır. İstanbul, Ankara, İzmir vb. büyük illerde elle üretilen betonların kullanımı sona ermişken Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere hala ilkel yöntemlerle göz kararı ve el yordamıyla hazırlanmış beton diye adlandırılamayacak karışımların kullanımı devam etmektedir. Bu nedenle sağlanan olumlu gelişmelere rağmen ülkemiz yapı kalitesi açısından henüz yeterli seviyeye ulaşmamıştır. Kendi kullanımı için bina yapanlar kaliteli ve yüksek dayanım sınıflarında hazır beton kullanırken yap-sat şeklinde yapılan binalarda genelde Kalite Güvence Sistem (KGS) belgesiz ve düşük dayanım sınıfılarındaki hazır betonlar veya elle üretilen betonlar kullanılmaktadır.

Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar hakkındaki yönetmelik deprem bölgelerinde C20 dayanım sınıfının altında beton kullanılmamasını öngörmektedir. Ancak betonda dayanıklılığın sağlanması için bu sınıfın yeterli olmadığı, ülkemizde en az C30 dayanım sınıfında beton kullanılması gerektiği 2001 yılında ülkemizin İnşaat Fakülteleri Yapı Malzemeleri öğretim üyelerince imzalanan ‘Betonda Kalite Deklerasyonu’yla kamuoyuna ve yetkililere duyurulmuştur. THBB olarak tadil çalışmaları devam eden Yönetmelikte, beton dayanım sınıfının yükseltilmesi için başvuruda bulunduk.

Büyük felaketler sonrasındaki gelişmelere baktığımızda; devlet ve vatandaş olarak yapılması gereken pek çok şeyin gerçekleşmediğini görmekteyiz. Örneğin; İnşaatlarda Kalite Güvence Sistemi (KGS) Belgeli hazır betonun kullanılıp kullanılmadığına bakılmamakta, uygulamada betonun yerleştirilmesine ve bakımına özen gösterilmemektedir. Ayrıca Belediyelerin teknik kadroları son derece yetersizdir. Ruhsat dosyalarında hazır beton fatura ve irsaliyesi aranmamaktadır. Hala elle üretilen beton kullanılmakta, inşaatlardaki beton kalitesizliği önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Bir yapının can damarını oluşturan betonarme taşıyıcı iskeletin ana malzemesi olan beton, yapının genel maliyetinde yüzde 10’u bile bulmadığı halde, çoğunlukla inşaatın en az özen gösterilen ve en çok “tasarruf edildiği sanılan” bölümünü oluşturuyor.

Beton konusunda uzman meslek kuruluşu olarak depreme ve dış etkilere dayanıklı yapılaşmanın bir dizi önlemle sağlanabileceğini savunuyoruz.

· Standardlarda kullanılması öngörülmeyen ama herhangi resmi bir karar ile de yasaklanmayan elle üretilen betonun taşıyıcı sistemlerde kullanılması artık yasaklanmalıdır.
· İnşaatlarda kullanılması zorunlu en düşük beton dayanım sınıfı C30 olmalıdır.
· Standart dışı - Kalite Güvence Sistemi (KGS) belgesi olmayan beton kullanımı yasaklanmalı, buna ait irsaliye ve fatura istenmelidir.
· Yapı Denetimi güçlendirilmeli ve sigorta sistemiyle denetlenmelidir.
· Belediyeler hazır beton tesislerine ruhsat verirken şimdiye dek olduğu gibi sadece çevre koşullarına bakılmamalı. Standartlara uygun beton üretilip üretilmediğine denetlenip ona göre ruhsat verilmeli. İnşaat ruhsatlarında KGS belgeli hazır beton kullanımı aranmalı.
· Eğitimsiz ve sertifikasız inşaat kalfası çalıştırılmamalıdır.