"TMMOB’un İçini Boşaltmaya Güçleri Yetmeyecek"



TMMOB Kanunu ve İmar Kanunu’nun da içerisinde olduğu yasa tasarısını bugün yapılan basın toplantısında eleştiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Tapu kanunu, Belediye gelirleri kanunu, İmar Kanunu, TMMOB Kanunu, yapı denetim Kanunu ile 13 kanunu içerisine alan bir yasa tasarısı ile karşı karşıyayız. Tasarı, kent rantını, kültürel ve doğal varlıkların talanıyla elde edilen rantı tek elde organize etme tasarısıdır. Tasarıda kamusal değerlere el koyma süreci var. Arsanız, toprağınız bu tasarıyla size ait değil, malımıza mülkümüze ortak oluyorlar. Bu ortak olma durumu Osmanlı’da var. Aynı şekilde belediyenin yaptığı her asfalta,  asfalt payı ödüyoruz her birimiz. Bu tasarıyla emsal değişikliği yaptık, yol geçirdik, evinizin yakınına park yaptık, sizin de evinizin değeri arttı diyerek, değer artışı payı isteyecekler. 16 milyon aileden topladıkları paraları Kaçak Saraya yatıracaklar. Planlama süreçlerinde elde edecekleri rantın yanına, bir de milletin cebinden alan bir sistem getirilecek” şeklinde konuştu.

Mühendis ve Mimarlar Odası Artık Dava Açamayacak!

“Dava açmayalım istiyorlar”

Candan şöyle devam etti:  “AKP bütün sermayesini inşaat sektörü üzerinden doğal varlıkları ve kültürel varlıkları ekonomiye dönüştürüyor. İmar Kanunu’nda yapmaya çalıştığı değişiklikler, merkezileştiren değişikliklerdir. İmar Kanunu ile Kültür Bakanlığı gibi ihtisas Bakanlıkları devre dışı bırakarak  ilgili bakanlık statüsüne getiriyor, belediyeleri ilgili belediye haline getiriyor. TMMOB ve meslek odalarının ismini çıkartarak  ilgili kuruluş haline getiriyor. Her kurumu devre dışı bırakarak bütün rantı tek elden idare edilebilecek bir tür ekonominin anayasasını çıkartıyor.  Burada tüm bu organizasyonları yaparken, muhalefet eden herkesin ve TMMOB’un sesini kısarak örgütlenmesini dağıtmak istiyorlar. Muhalefet edilmesin diye TMMOB'un birliğini ve dirliğini bozmaya yelteniyorlar. Tüm davalarımızı Anayasa’dan aldığımız kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü dayanağı ile açıyoruz.Davalarımızı düşürmek için, halka ait olan değerlere el koyulurken dava açılmasını engellemek için kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü niteliğini kaldıracak bir düzenleme getiriyorlar. Bu ne demek, kaçak saraya dava açamazsın, Haydarpaşayı satarken dava açamazsın, Taksime Topçu Kışlasına dava açamazsın, Atatürk'ün vasiyetini ihlal ederim dava açamazsın demek.Tasarının yasalaşması durumunda,TMMOB  ve bağlı odalar tarafından açılmış binlerce davamızı düşürmeye çalışıyorlar. AOÇ’de 35 davamız var, Kaçak Saray’a dava açmayalım istiyorlar,halka doğru bilgi vermemizi istemiyorlar.Rahatça rantı kontrol edelim istiyorlar,ancak yağma yok. Yarın Anayasa Mahkemesi’nde AOÇ’ye bireysel başvurumuz görüşülecek ne karar çıkarsa çıksın bu bir hukuk mücadelesi, sorumlular yargılanana kadar mücadelemiz devam edecek. Olumsuz karar çıkarsa Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidecek bir hazırlığımız zaten var, AOÇ'yi Uluslararası ortamlara taşıdık.“dedi.

"Teknik müşavirlik firmaları kuruluyor, mimarlar mühendisler taşeronlaşıyor"

Candan, “Tasarı sadece bunlarla yetinmiyor, mühendislik, mimarlık bürolarını da devre dışı bırakarak, hükümetten izin alan teknik müşavirlik firmaları kuruyor.Yandaş Teknik Müşavirlik firmaları hem inşaat sektöründe yıkım işlerini yapacak, hem mimar mühendisin yaptığı  projeleri yapacak. Hem de bunların yapımını denetleyecek. Bir Kamu denetiminde olmayacak denetimsizleştirilecek şekilde, sorumluluk  tek bir firmaya veriliyor. Firmaların çalışma sistemini de AKP’ye bağlıyor.  Burada ciddi bir taşeronlaşma süreci yaşanacak, mühendis, mimar hepsi taşeron olacak işçileşecek. İnşaatın denetlenmesinde yetkisi olan şantiye şefliği işlerinde de taşeronlaşmayı yaygınlaştırmak için teknik öğretmenlere ve teknikerlere sözde hak tanıyarak, teknik bilgilerinin de ötesinde bir yük ve sorumluluk yükleyecek. Bu taşeronlaşmada meslek odalarına da bir görev veriyor ; Eğer teknik eleman yanlış yapmışsa onu cezalandırmak da bizlere düşüyor.Meslek Odalarını da taşeron olarak kullanmaya niyet ediyor.İlgili bakanlık yapılı çevreye müdahale ediyor. Bir mimarın muvaffakatını almadan değiştiremeyeceğiniz, cephe değişikliklerine karar veriyor.  Belediyenin aldığı kararların ötesine geçemeyecek bir yapılı çevre getiriyorlar. Yapılı çevre ibadethane ve karakoldan öteye gidemiyor. 200 metrede bir camii, bir karakol yapılacak.”

“Nalıncı keseri gibi her şeyi kendine yontuyor”

TMMOB Kanunda yapılacak değişiklikleri bir ses kısma yöntemi  ve örgütlenmeyi dağıtma olarak yorumlayan Candan,  ”Aykırı ses çıkmasın diye örgütsel birliğimizi bozacak düzenlemeler de yapıyor. Yönetimlerinizin birliğini  ve dirliğini bozarım diyor. Yönetim Kurulu kararları ile kamuoyunu bilgilendiriyoruz, mücadele kararları veriyoruz. Bundan sonra Nispi temsil sistemi ile çalışacaksınız, benden de insanlar  yönetim kuruluna girecek demiş oluyor. Böyle bir yönetim kurulunda ne birlik çıkar, ne AOÇ'nin talan edilmesine ne de kaçak saraya karşı mücadele çıkar. Yüzde 10 barajını geçemeyen partiler milletvekili çıkartamıyor. Türkiye’de çoğunluk sistemine göre meclis oluşturuyorlar. Meclisteki sistem bu kadar sakatken ve iktidarını bu sistemle yürütürken kimse bize demokrasi dersi veremez. Böyle demokrasi mi olur? Nalıncı keseri gibi her şeyi kendine yontuyor. Mimarlar Odası olarak sürecin takipçisiyiz, bu kanun değişikliklerinin iktidarlarını sürdürme kanunu olduğunu biliyoruz. Ancak 60 yıllık TMMOB geleneği ve direnişi bunları boşa çıkartacaktır.Öyle kolay yağma yok, biz varız.” şeklinde konuştu.

“Güçleri yetmeyecek”

Mimarlar Odası Ankara Şube 2. Başkanı Ali Atakan, “ Bir gecede yasalar değişiyor, 12 Eylül Darbe Anayasası’nın değiştirilmesine dair ciddi bri çalışma olmadığını , bu yasalarla yanıltıcı ve darbe Anayasası’ndan faydalanılarak çıkartıldığını görüyoruz. Toplumu özgürleştiren yasalar olmadığını görüyoruz. Kendi ağını ören kanunlar sistemi birer birer meclisten geçiyor. Toplum yararı yok ediliyor. Tüm ülkenin sağlık, hukuk eğitim ve planlama süreçlerine müdahale ediliyor sıra TMMOB’a gelmiştir. TMMOB’un 60 yıllık deneyimi vardır.  Hangi yasayı çıkarırlarsa çıkarsınlar TMMOB’un içini boşaltmaya güçleri yetmeyecek. Kendini tehlikede gören yapı gittikçe topluma baskı yapma çabasıdır. ” İfadelerini kullandı.