Trakya'da Yeni Bir Çevre Felaketi



İnsan sağlığını, ormanları, bitki çeşitliliğini, su kalitesini ve yaban hayatı tehdit eden termik santralin Tekirdağ’da yasaklı sanayi türleri arasında olduğunun altını çizen CHP’li Yüceer, ‘Fabrikaların bıraktığı kimyasal ve evsel atıklar nedeniyle içinde canlı barındırmayan Ergene Nehri’nin etkileri bertaraf edilmeden Trakya, yeni bir çevre felaketi ile karşı karşıya bırakılmaktadır’ dedi.

sol.org.tr'nin haberine göre, Yüceer, Marmara Ereğlisi’nde kurulması planlanan kömüre dayalı termik santral için Meclis Araştırması açılmasını istedi. TBMM Başkanlığına önergesini sunan Yüceer, özelde Trakya, genelde ise Türkiye’deki tüm HES, nükleer ve termik santrallerin neden olduğu çevre, insan ve canlıların hayatını tehdit eden uygulamalarının araştırılması gerektiğini kaydetti.

Tekirdağ’da termik santral yasaklı sanayi türü arasında

Kurulması planlanan kömüre dayalı termik santralle ilgili Yüceer, 2010 yılında Tekirdağ Belediyesi ve İl Genel Meclisi tarafından onaylanan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilen 1/25 000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planı’nda Tekirdağ bölgesinde yer alamayacak yasaklı sanayi türleri arasında “kömüre dayalı termik santraller” olduğunu belirtti. Yüceer, Bakanlığın kömüre dayalı termik santraller için, plan değişikliğine ‘enerji depolama ve üretim alanları hariç’ ibaresi ekleyerek, santral yapılmasının önünü açtığını kaydetti.

Kirlenmeye yol açacak

CHP’li Yüceer, ‘Özel bir firma Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi ilçesine toplam kurulu gücü 2x350 MWe / 2x365 MWm kömür santrali kurmak için çalışmalara başladı. ÇED süreci işleyen santralde yurt dışından tedarik edilecek ithal kömür kullanılacak’ ifadelerini kullandı. Termik santralin önemli ölçüde hava kirliliğinin yanı sıra toprak üzerinde fiziksel, kimyasal ve biyolojik anlamda kirlenmelere de yol açtığını bildiren Yüceer, Trakya’da yaşayan vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşlarının termik santrali bölgelerinde istemediği yönünde açıklamalar yaptığını hatırlattı.

Trakya’da çevre tehdit altında

Yüceer, doğal güzellikleri ile ülkemizin en müstesna bölgelerinden biri olan Trakya’da son yıllardaki plansız ve sağlıksız sanayileşmenin insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştığının inkâr edilemeyeceğini bildirdi. Yüceer, ‘Özellikle Çerkezköy ve Çorlu’daki fabrikaların bıraktığı kimyasal ve evsel atıklar nedeniyle içinde canlı barındırmayan Ergene Nehri’nin etkileri bertaraf edilmeden Tekirdağ, yeni bir çevre felaketi ile karşı karşıya bırakılmaktadır’ dedi. Siyasi iktidarın çevreye yönelik çağrılara duyarsız kaldığını kaydeden Yüceer, elektrik üreteceğiz diye insan sağlığının, çevrenin ve doğanın yok edilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, bunun doğaya yapılan en büyük ihanet olduğunu söyledi.

Alternatif enerji kaynakları önemli

Türkiye’de enerji açığı olmasına rağmen alternatif enerji kaynaklarına gereken önemin verilmediğinin altını çizen Yüceer, ‘Ülke potansiyeli yeterince ve akıllıca değerlendirilemediği için ülkemizin doğası, temiz toprağı, havası ve suyu büyük tehdit altındadır’ dedi. Termik santrallerin zararları hakkında bilgi veren Yüceer, Türkiye’nin sahip olduğu en bol fosil kaynaklı yakıt, düşük-kaliteli ve yüksek derecede kirlenmeye yol açan linyitin ülke enerji üretiminin belkemiği olduğunu kaydetti. Yüceer, ‘Ancak bu tür kömürün kullanımı çok yüksek miktarlarda kükürt dioksit, azot oksitler, karbonmonoksit, ozon, hidrokarbonlar, partiküler madde ve kül oluşturmakta ve bu atıklar, çevre sağlığına çok çeşitli biçimlerde etki etmektedir. Kükürtdioksit ve azotdioksit gazları asit yağmurlarının oluşumundan birinci derecede sorumludur. Asit yağmurları yeryüzüne yağmur ve kar ile ulaşır. Böylece baca gazları ikinci kez ve daha geniş bir bölgeye etki etmiş olur’ dedi.

Yüzlerce kilometreye yayılabilir

Bölgenin arazi yapısı ve hava koşullarına bağlı olarak, etkinin yüzlerce kilometreye kadar yayılabileceğinin altını çizen Yüceer, asit yağmuru denilen olgunun doğadaki canlılar kadar, taş yapıtlar ve eski sanat eserleri için de önemli bir tehlike oluşturduğunu kaydetti.

Yüceer, ‘Termik santrallar soğutma, buhar elde etme ve temizleme gibi çeşitli amaçlarla su kullanmakta ve tüm bu işlemler sonucunda tonlarca atık su oluşturmaktadırlar. Bu miktar ve özellikteki atıkların ne kadar işlemden geçirilirse geçirilsin, çevre kirliliğine yol açması kaçınılmazdır. Bu sular termik santralin kurulduğu alanda ya toprağa ve yeraltı sularına ya da bir şekilde denize ulaşacaktır’ ifadelerini kullandı.