Topkapı Sarayı’nın, depo olarak kullanılan mahzenlerinde bulunan 80 bin eser sergilenmeyi bekliyor. Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, bazı depoların rutubet nedeniyle çok kötü durumda olduğunu, kurtlanan ahşap eserlerin ise gözden çıkarılması gerektiğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un ‘Her girilen depoda durum daha da kötü’ dediği Topkapı Sarayı’nda, Müze Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı sergilenmeyi bekleyan 80 bin tarihi eserin bulunduğu bazı depoları medyaya gösterdi.
Prof. Dr. Ortaylı, basın mensuplarıyla makamında düzenlediği sohbet toplantısında, eski bir yapı olan sarayın çağa uydurulması için yapılan eklemelerin de yetersiz kalması sonucu binalarda rutubet gibi sorunlar yaşandığını söyledi. Ortaylı, ‘Bizim depolarımızın iyi durumda olduğunu söylemiyorum. Çünkü burası saray. Depo diye yapılmadı. Eserleri sakladığımız yerler mahzenler. Depolar oluşturmamız lazım’ diye konuştu.
Sarayda, hazine, kumaş, avadanlıklar, Avrupa porselenleri ve gümüşler, çiniler, araba daireleri, saatler, portreler, kütüphane, silahlar ve arşivin bulunduğu depo bölümleri olduğunu bildiren Ortaylı, bazı depolar iyi durumda olmasına rağmen bazılarının problemli olduğunu belirtti. Ortaylı, ‘Silahlarımızın durumu çok zor. Avrupa porselenleri ve gümüşler deposu da kötü’ dedi.
Ortaylı, harem girişinde eskiden cami olan kütüphane bölümünde 20 bine yakın kıymetli yazma eser saklandığını, buranın çatısında çatlak bulunduğunu, ancak Anıtlar Yüksek Kurulu’nun restorasyona onay vermediğini söyledi. Ortaylı, bir gazetecinin sorusu üzerine ‘Kurul,(Orayı cami yapın) diyor. Nasıl camiye çevireyim? Ben nereye kitap koyacağım?’ dedi.
Bazıları gözden çıkarılmalı
Özellikle bazı ahşap eserlerin kurtlanması nedeniyle diğer parçalara da zarar verebileceği için gözden çıkarılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ortaylı, ’Basında çıkan resimler uzun zamandan beri tasnifin dışında kalan eserlere ait. Onlar, bir şekilde ihmal edilmiş, kızağa çekilmiş eserler’ diye konuştu. Müzede sadece 11 uzmanın bulunduğunu söyleyen Ortaylı, eserlerin tamiri ve restorasyonu için bir konservasyon bölümünün bulunmamasının da eksiklik olduğunu vurguladı.