Dünya'daki turizm trendinin lüks otellerden, doğanın dokusuyla oluşturulan ekolojik otellere doğru kaydığını söyleyen Eco-Luxury Genel Müdürü Enrico Ducrot, “Türkiye bu konuda büyük bir potansiyele sahip. Yurtdışındaki turistler Bodrumu ya da İstanbul’u değil Nemrut Dağı’nı ve Van’ı merak ediyor. Türkiye büyük tarihini değerlendirmediği için her geçen gün değerini kaybediyor” dedi.
Adalar değerlendirilmeli
Eco-Luxury sisteminin, bulunduğu bölgenin iklimine ve kültürüne uygun butik otellerin, lüks hizmet sunmasından meydana gelen bir felsefe olduğunu anlatan Ducrot, şu bilgileri verdi:
“Dünya genelinde, bu sistemle çalışan 150 otel, kriz yılı olan 2009’da 2 milyar dolar ciro elde etti. Bu süreçte turizm sektörünün ciroları yüzde 4 oranında gerilerken, Eco sisteme geçen işletmelerin cirolarında ise yüzde 18’lik bir artış yaşandı. Üyelerimizden 15 tanesi hükümetlerin sağladığı alanlardan oluşuyor. Türkiye’nin de çok güzel adaları var. Buralar da çok güzel değerlendirilebilir.”
Sit alanları hedefte
Türkiye’deki yeni ya da mevcut yatırımcıların Eco’ya dönüşmesi konusunda yardımcı olduklarını anlatan Ducrot, şöyle konuştu: “Ancak bizim hedefimiz sit alanlarına bu projeyi genişletmek. Değerli vakıf arazilerinin de önümüzdeki dönemde bu sistemle değerlendirilmesini, önümüzdeki yıl içinde Türkiye’de 50 yeni otelin bize başvurmasını bekliyoruz. Ancak bunların içinden sadece 15 tanesini seçerek Eco-Luxury seviyesine yükselteceğiz. Bölgede yatırım yapmak isteyen girişimcilere danışmanlık hizmeti veriyoruz. Çeşitli hizmet paketlerimiz var. Bunların fiyatı 3 bin Euro ile 20 bin Euro arasında değişiyor. Ancak asıl gelirimizi dünyanın pek çok bölgesinde ortak girişimle kurduğumuz otellerden elde ediyoruz.”