Uluslararası İstanbul Bienali sırasında İstanbul'da Galeri Apel'de açılan 'Komşu' sergisi Diyarbakır'a taşındı. Diyarbakır Sanat Merkezi'nde açılan ve küratörlüğünü daha önce aynı mekânda 'Newroz' sergisini düzenleyen Nuran Terzioğlu'nun yaptığı sergi, komşuluğun dünü, bugünü ve yarınına ironik/eleştirel bir yaklaşım sunuyor.
Geçen hafta yapılan Diyarbakır Edebiyat Günleri'yle aynı döneme denk gelen serginin açılışı hayli şenlikliydi. Çoğu kadınlardan oluşan kalabalık bir davetli grubunun katıldığı açılışın en 'leziz' kısmı elbette Engin Akın'ın 'Pirinç Yolu' performansıydı. Akın, önce davetlilere pirincin Çin'den başlayıp dünyaya yayılan öyküsünü anlattı, sonra da pişirdiği çeşit çeşit pilavı tattırdı. Hepsi de birbirinden lezzetliydi.
Galerinin girişinde Esma Paçam Turam 'Çamaşır Günü' adlı yerleştirmesiyle karşılıyor izleyiciyi. Ardından Zeynep Perinçek Signoret'nin eleştirel 'Komşunun Tavuğu' adlı tablosu dikkatimizi çekiyor. İkinci kez Diyarbakır'a sergi götüren Terzioğlu, "Amacımız çağdaş sanatı günlük hayatın bir parçası yapabilmek. O yüzden de anlaşılabilir, ulaşabilir konular seçiyoruz" diye başladı söze. 'Komşu'nun etnik grupların bir arada yaşadığı ve geleneksel komşu kültürünün hâlâ devam ettiği Diyarbakır'a çok uyduğunu söyleyerek devam etti sergiyi gezdirmeye.
Diyarbakırlıların sergiye ilgisi ise hayli yoğundu. Aralarındaki konuşmalardan anladığımıza göre onları en çok etkileyen Azade Göker'in değişik etnik gruptan insanlar resmettiği ancak kullandığı malzemeyle aralarında ilişkinin pamuk ipliğine bağlı olduğu mesajını verdiği 'Pamuk İpliği' adlı eseriydi. Azade Göker, Piyale Madra, Engin Akın ve Zeynep Signoret'nin yanı sıra Şakir Gökçebağı, Lerzan Özer, Maria Sezer, Sümbül Eren, Yücel Kale, Aslımay Altay, Erhan Şermet ve Emre Senan'ın eserlerinin de olduğu sergi 7 Aralık'a kadar devam edecek.