Türk İnsanı 'Becerilerim Beş Yılda İşe Yaramaz hale Gelecek' Diyor
Türkiye’de çalışanların çoğu, kendilerinden istenecek
görevler karşısında yetersiz kalacağı endişesi duyarken, her 10 kişiden sekizi,
şu anki becerilerinin beş yıl içinde geçerliliğini yitireceğine inanıyor.
İnsan Kaynakları Danışmanlık Firması Kelly Services tarafından
yapılan ‘Çalışanların Eğitimi’ konulu araştırmada, 34 ülkeden
yaklaşık 100 bin kişinin görüşü alındı. Araştırmaya, Türkiye’den de 6 binden
fazla kişi katıldı.
Eğitim şart
Araştırmaya göre Türkiye’de, çalışanların büyük bölümü, iş hayatında eğitimi
bir şart olarak görüyor. Bunlardan yüzde 74’ü eğitimde ilk tercihin ‘profesyonel
gelişim kursları’ olması gerektiğini belirtirken, bunu yüzde 14 ile ‘işbaşında
eğitim’, yüzde 9 ile ‘kendi kendine öğrenme’ ve yüzde 3 ile ‘resmi üniversite
veya akademik eğitim’ takip ediyor. Araştırmaya katılan 30-47 yaş arasındaki
kadınlar, en başta, aldıkları eğitimin düzeyi konusunda tedirginlik duyuyor ve
yüzde 68’i de bunun becerilerini geliştirmeye ve kariyerlerinde ilerlemeye
yeterli olmadığını söylüyor.
18-29 yaş arasındaki genç erkeklerin yüzde 88’i ise beş yıl içinde işyerinde
oluşacak değişikliklere ayak uydurabilmek için bilgi ve beceri düzeylerinin
geliştirilmesi gerektiğine inanıyor. Çalışan kadınların yüzde 62’si, erkeklerin
ise yüzde 63’ü işveren tarafından sağlanan eğitim düzeyini tatmin edici ve
yeteneklerini geliştirici bulmuyor. Türkiye’de, çalışanların yüzde 70’i ise
insan kaynakları departmanının hedeflere ulaşmada yardımcı olmadığını
belirtirken, bu rakamla Türkiye, bu alanda araştırmaya katılan 34 ülke arasında
ilk sırada yer alıyor. Araştırmada, tecrübeli çalışanları ifade eden 48-65 yaş
arasındaki kesimin yüzde 67’si ile araştırmaya yanıt verenlerin yüzde 65’i,
eğitim sağlanmasını işveren ile çalışanların ortak sorumluluğu olarak görüyor.
Yetersizlik korkusu var
Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Kelly Services Ülke Müdürü
Derya Türkkorkmaz, söz konusu bulguların, çalışanların yeni
görevler karşısında yetersiz kalacakları konusunda duydukları endişeyi bir defa
daha gözler önüne serdiğini belirtti.
‘Bu sorun devam edecek’
Mevcut ekonomik şartlarda, insanların kapasitelerinin sınırlarını fark
ettiklerini ve bunun durgunluk dönemi ve sonrasındaki toparlanma sürecinde
yeterli olup olmayacağını sorgulamaya başladıklarını belirten Derya Türkkorkmaz,
sözlerine şöyle devam etti:
“Sahip olunan bilgi ve becerilerin yetersiz kaldığı inancı, son zamanlarda
birçok endüstri kolunda şahit olunan ve kariyer gelişimi için eğitime gereken
önemin verilmediği takdirde gelecekte de devam edecek olan bir sorun. Rekabetin
gittikçe artması ve teknolojideki değişimler, çalışanların daha verimli
olmalarını gerektirmekte ve bu gereklilik eğitimin önemini ortaya çıkarıyor.
İşverenlerin, altyapıya, gayrimenkule ya da üretim tesislerine yaptıkları
yatırımı eğitime de yapmaları ve bütçe ayırmaları hem bugün hem de ileriki
dönemler için çok önemli bir hamledir.”
Türkkorkmaz, eğitimin kârlılık için tek parametre olmadığını ancak değeri gün
geçtikçe anlaşılan ve organizasyonların artı değer yaratmak için kullandıkları
çok etkin ve önemli bir kriter olduğunu söyledi.
Yatırıma devam
Durgun piyasa ortamını, eğitime yatırım yaparak geçiren birçok firma
bulunduğunu bildiren Türkkorkmaz, bu firmaların, piyasaların olağan seyrine
dönmesiyle birlikte rakiplerine karşı daha avantajlı bir konuma geleceğini
belirtti. (aa)
34 ülke karşılaştırıldı
Araştırmada ayrıca Türkiye’ye ilişkin sonuçların, Kuzey Amerika ve Asya
Pasifik ile Avrupa kıtasından araştırmaya katılan 34 ülke sonuçlarının
karşılaştırmasına da yer veriliyor. Buna göre Türkiye, işverenin çalışanlara
sağladığı eğitimi yetersiz bulanlar arasında yüzde 62 ile Rusya ve Ukrayna’dan
sonra üçüncü sırada bulunuyor. Türkiye, önümüzdeki beş yıl içinde işte
ilerleyebilmek için yeteneklerinin geliştirilmesi gerektiğine inananlar arasında
ise yüzde 86 ile Rusya, Endonezya ve Çin’in de aralarında bulunduğu
ülkelerden sonra 11. sırada yer alıyor.