Türkiye'nin farklı üniversitelerinden 11 mühendis ve
ekonomist 4.5 yıllık bir çalışmanın ardından yüzde 100 yerli ilk rüzgâr
türbinini üretmeye başladı. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak
amacıyla yola çıkan girişimciler, uygun ödeme koşullarıyla kurdukları rüzgâr
türbinlerini tüm Türkiye'ye yaymayı hedefliyor. Yabancı finans kuruluşlarından
sermaye desteği alarak EcoWind'i kuran girişimciler,
hedeflerini "siteleri, otelleri veya fabrikaları elektrik faturasından
tamamen kurtarmak" olarak açıklıyor.
EcoWind'in beyin takımı; Orta Doğu Teknik Üniversitesi Havacılık ve Uzay
Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Ozan Tekinalp, Dr.
Nilay Sezer ve Güçlü Seber, Ege Üniversitesi, Güneş
Enerjisi Enstitüsü, Rüzgâr ve Yenilenebilir Hibrit Enerji Sistemleri Ar-Ge Grubu
Başkanı Y. Doç. Dr. Numan Çetin, İTÜ Makina Mühendisliği Bölümü
mezunu Baha Saffet Pakkan, Celal Bayar Üniversitesi'nden mezun
Evren Üstün, Adnan Menderes Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden
Gülin Aytekin ve Hacettepe Üniversitesi'nden Gökhan
Kebapçıoğlu, Uluslararası Lisans Departmanı Müdürü Mehmet
Karaer ve Bölgeler Genel Müdürü Nihat Aygün'den
oluşuyor. Kendilerini bir şirket değil oluşum olarak tanımlıyorlar. Uzun yıllar
süren bir Ar-Ge'nin ardından sadece kanat, kule ya da jeneratörünü değil bir
rüzgâr türbininin bütün parçalarını özgün bir tasarımla yüzde 100 yerli üretmeyi
başardılar.
Bir saatte 300 otel başvurdu
Üretimin tüm aşamalarını yerlileştirmek, kendilerine özgü bir model
geliştirmek, modelin mevcutlardan daha verimli olması ve dünyadaki rüzgâr
türbinlerinden maliyet olarak daha düşük bir ürün yaratmak amacıyla yola
çıktıklarını anlatan girişimciler, dünyada ilk defa akıllı küçük rüzgâr türbini
ürettiklerini açıklıyor. Ürün geliştirilirken sadece rüzgâr enerjisinden daha
verimli yararlanılması amacı güdülmemiş aynı zamanda maliyetler de göz önünde
bulundurulmuş. 5784 sayılı kanunla 500 kilovata kadar olan yenilenebilir
enerjiye dayalı üretim tesislerinin lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden
muaf tutulması üzerine seri üretime geçmeye karar veren girişimcilerin hedefi
elektrik faturalarını minimuma indirmek...
Türkiye'nin rüzgâr bakımından dünyanın en verimli ülkelerinden biri olduğunu
belirten EcoWind Pazarlama Müdürü Gökhan Kebapçıoğlu, "Dünyada
rüzgârın en bol olduğu iki ülke var, bunlardan biri İngiltere diğeri ise
Türkiye. Her iki ülkede de rüzgâr elektrik santralları Almanya, Fransa ve diğer
ülkelerin çok gerisinde. Türkiye'de rüzgâr türbini dediğimiz sistemler 500
megavat düzeyinde, Almanya'da ise bu rakam 30 bin megavat. Bu kadar rüzgârı bol
olan bir ülkede elektrik faturası ödenmesi çok saçma. Türkiye'de yaşayan herkesi
ömür boyu elektrik faturasından kurtarmak için bu işe girdik" dedi.
Birkaç ay önce tanıtıma başlayan EcoWind'in kısa sürede büyük ilgi gördüğünü
belirten ve başta konut siteleri olmak üzere otellerden binlerce başvuru
aldıklarını belirten Kebapçıoğlu, "İşbirliği için şu an başlangınç aşamasında
olduğumuz 80 site, bir o kadar da otel var. Türkiye'deki otellerin, binaların,
AVM'lerin yeşil bina Breeam Sertifikası alması gerekiyor. Rüzgâr türbini
kuranlar bu sertifikayı alabiliyor. Bu yüzden bilgi geçtiğimizde bir saat içinde
300 otelden başvuru geldi. Çeşme'de Ilıca Otel'de geçen hafta temel atıldı"
dedi.
450 bin euroya mal oluyor
Bir türbini kurmadan önce aylık ödenen elektrik faturasını ilk önce 48 ay ile
daha sonra 1.20 ile çarparak ne kadar bir güce ve ödemeye ihtiyaç duyulduğunun
hesabını yaptıklarını belirten Kebapçıoğlu, ortalama 45-50 günde kurulan 500
kilovat gücünde bir rüzgâr türbininin maliyetinin 450 bin euro civarında
olduğunu söyledi. 100 villalık bir sitenin villa başına ortalama 4-5 bin euro
ödeyerek elektrik faturalarından tamamen kurtulabileceğini belirten Kebapçıoğlu,
"Biz diyoruz ki bu rakamın 1500 TL'sini peşin verin, geri kalanını normal bir
elektrik faturası öder gibi 2 yılda ödeyin. Zaten rüzgâr türbini kurulunca
TEDAŞ'la ilişki kesiliyor yani çift fatura ödemek zorunda kalınmıyor" dedi. Pek
çok bankayla anlaşma yaptıklarına, faizsiz yatırım imkânı sunduklarına dikkat
çeken Kebapçıoğlu, devletin de yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik pek
çok teşvik verdiğini dile getirdi.
Ayrıca rüzgâr enerjisine geçenlerin önümüzdeki dönemde gaz salımında daha az
bulundukları için karbon haklarını satabileceklerine dikkat çeken Kebapçıoğlu,
"Türkiye de artık Kyoto Protokolü'ne imza attı. Artık herkes istediği gibi
bacayı çalıştıramayacak. İhale yöntemiyle karbon hakkını devletten satın alacak.
100 birim karbon hakkı aldı, ay sonunda 120 birime ihtiyacı var. Bunu da rüzgâr
gibi yenilenebilir enerji kullanarak karbon hakkını saklı tutanlardan satın
alacak. Yani rüzgâra yatırım yapanlara getirisi çok yüksek olacak" dedi.
Kebapçıoğlu, ayrıca kurdukları her rüzgâr türbini için 500 fidan dikeceklerini
belirtti.
13 milyon euro yatırım
Şirket tamamen yerli üretim olan rüzgâr türbininin bir kısmını farklı üretim
tesislerine yaptırıyor. Kanatları ve jeneratörün tamamını ise kendi üretiyor. Şu
anda kendilerine ait tesiste 12 kişinin çalıştığını ancak talep nedeniyle
kapasite artırarak 6 ayda personel sayısını 200-250'ye kadar çıkaracaklarını
belirten Kebapçıoğlu, 2 bin metrekare olan fabrikayı da 13 milyon euro yatırım
yaparak 10 bin metrekarelik kapalı alana taşıyacaklarını dile getirdi. Eco
Enerji'nin diğer hedefi ise halka açılmak. Kebapçıoğlu, 9 ay içinde halka açık
bir şirket olarak faaliyetlerine devam edeceklerini vurguladı.
Eco Enerji, Türkiye geneline yayılmak için bir bayilik ağı oluşturuyor.
Şirket, rüzgâr enerjisinin önemini anlatacak, bölgesini iyi tanıyan aynı zamanda
türbinin kurulumunu yapacak, enerji konusunda bilgi sahibi bayiler arıyor.
Bayilerin satış üzerinden komisyon alacağını belirten Kebapçıoğlu, 81 ilde 81
bayilik oluşturmak istediklerini vurguladı. 500 kw gücünde bir türbin pazarlayan
bayinin 21 bin euro komisyon alacağını dile getiren Kebapçıoğlu, türbinin gücüne
göre bu rakamın azalacağını belirtti. Bayilerden hiçbir ücret almadıklarına
dikkat çeken Kebapçıoğlu, "Biz enerji konusunda bilgili ve yenilenebilir
enerjinin önemini anlayan çevre dostu bayiler arıyoruz" dedi.