Türkiye İMSAD ve Türkiye Deprem Vakfı'ndan 'Deprem Manifestosu'

Türkiye, 2011'de Van'da yaşanan deprem felaketiyle tekrar 'deprem gerçeğini' hatırlamıştı

Olası bir depreme karşı alıması gereken acil önlemlerin, kararların ve yapılması istenen düzenlemelerin yedi başlık altında toplandığı manifestonun en dikkat çekici talepleri arasında katılımcı bir süreç yönetimi, yönetmelik kirliliğinin gözden geçirilmesi ve bir 'bina yönetmeliği' hazırlanması, standartlar konusunda 'tercüme' kolaycılığından kaçınılması, uygulamacıların eğitimi ve kentsel dönüşümde tereddütlerin giderilmesi konuları başta geliyor.

Manifestonun gerekçe kısmına dair değerlendirmelerde bulunan Türkiye İMSAD Kentsel Dönüşüm-Yapı Güveliği Komitesi Başkanı ve Türkiye Deprem Vakfı (TDV) Yönetim Kurulu Üyesi M. Galip Sayıl, 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi sonrası geçen 14 yılda birçok mevzuat çalışması yapıldığını, deprem riskinin azaltılmasına yönelik gerekli mevzuatın eksikliklerine karşılık mevcut olduğunu söyledi. Ancak, her an beklenebilecek bir doğal afet olan deprem için acil olarak yapılması gereken çok şey olduğunun da bilinen bir gerçek olduğunu vurgulayan Sayıl, deprem riskinin azaltılmasında en önemli eksiklikleri şöyle sıraladı:

"Deprem riskinin azaltılmasında en önemli eksikliklerden biri, deprem riski farkındalığının yeterince yaratılamamış olması. Diğeri ise, hala deprem dayanımı yeterli olmayan binaların yapılması. Türkiye İMSAD ve onun çatısı altındaki 29 dernek ve TDV olarak, 17 Ağustos Kocaeli depremini anmakla yetinmek istemiyor; tüm sosyal paydaşların da katkılarıyla, depremle ilgili daha aktif ve hızlı çözümler üretilmesini ve hayata geçirilmesini istiyoruz".

Sayıl, amaçlarının güvenli binalar inşa edilmesini sağlayarak can kaybı ve yaralanmaları önlemek, olası depremlerin en az zararla atlatılmasını sağlamak olduğunu kaydederek, ilgilileri birlikte çalışmaya davet etmeyi bir sosyal sorumluluk olarak gördüklerini açıkladı.

Deprem Manifestosu

Deprem Manifestosu'nu okuyan Türkiye İMSAD Kentsel Dönüşüm-Yapı Güvenliği Komitesi Koordinatörü, Yönetim Kurulu Üyesi Yener Gür'eş de, söz konusu bütün önlemlerin temel amacının can kaybını önlemek olduğuna dikkat çekti. Ancak ekonomik kayıpların da göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Gür'eş, Türkiye'nin her yıl GSMH'sının yüzde 2'sini afetler için kullandığını anımsattı ve bu oranın yüzde 1'e düşürülmesinin önemli bir kazanım olacağını ifade etti.

Deprem Manifestosu'nun iskeletini oluşturan 7 madde ve içerikleri şöyle:

Sivil Deprem Platformu oluşturulmalı

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda, bünyesinde üniversitelerin, meslek odalarının, yerel kuruluşların, ve STK'ların görev alacağı geniş katılımlı sivil bir platform oluşturulması düşünülmeli. Devlet desteğiyle hayata geçirilecek bu platformun çalışmalarında bilimsel çevrelerin ve vatandaşların görüşleri daha geniş kapsamlı olarak dikkate alınmalı.

Deprem Strateji Eylem Planı konusunda katılımcılık artırılmalı

Ulusal Deprem Strateji Eylem Planı 2023'ün (UDSEP 2023) yayınlanmasıyla iş bitmemiştir. UDSEP 2023'ün tabana mal olmasını sağlamak amacıyla eylem planının süreçleri, deprem konusunda oluşturulması düşünülen geniş katılımlı sivil toplum platformu ile paylaşılmalı, şeffaf şekilde raporlanmalı, eksik ve aksayan noktalar tamamlanmalı, gerekirse planda makul ve muteber nedenlere dayalı revizyonlar yapılmalı.

Bina Yönetmeliği hazırlanmalı

Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan ve Aralık ayında gerçekleştirilecek 5. Kalite Zirvesi'nde sunulacak 'Kentsel Dönüşüm ve Türkiye'de Yapı Güvenliği Raporu' hazırlıkları kapsamında; bazıları birbileriyle, bazıları standartlarla çeşitli yönetmelikler yerine, bunların hepsini kapsayacak bir 'Bina Yönetmeliği'nin hazırlanmasına ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmeliğin ve Deprem Tehlikesi Haritası'nın güncelleştirilmesi çalışmaları, AFAD koordinasyonu altında yapılmaktadır. Bu çalışmalar sırasında da görülmüştür ki, bina yapımı konusunda ülkemizde hissedilen en büyük eksikliklerden biri ilgili tüm konuları içeren bir Bina Yönetmeliği'nin olmamasıdır. Bu nedenle, bu konuda yetkili olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın acilen bu konuyu incelemeye başlamasını; söz konusu yönetmeliğin hazırlanması için Bakanlık koordinasyonun çeşitli kamu kurumları, üniversiteler, meslek odaları ve ilgili STK'lardan oluşturulacak bir sivil platform veya geniş katılımlı bir konsey oluşturulmasını önermekteyiz.

Bina Yönetmeliği'nin dayandırılacağı Yapı Kanunu çalışmaları da bu paralelde tekrar ele alınmalı; yönetmelikte hangi işin hangi standarda göre yapılacağının belirtilebilmesi için standart çalışmalarının da salt tercimeye dayalı olmaktan kurtarılıp, daha araştırmacı ve gerçekçi bir zemine dayalı olarak yürütülmesi sağlanmalıdır.

Uygulamacılar belgeli ve eğitimli olmalı

UDSEP 2023 Eylem B.1.7.4. kapsamında ele alınan bu husus, inşaatların kalitesi açısından uygulamacıların eğitimleri ve belgelendirilmeleri çok önemli. Buna paralel olarak Çalışma Bakanlığı Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), Eğitim Bakanlığı ve meslek örgütleri / STK'lar arasındaki işbirliği ve koordinasyon geliştirilmeli; eğitim ve liyakata dayalı belgelendirme teşvik edilmeli. Bu bağlamda bireylerin küçük yaşlardan itibaren deprem bilinci ile yetiştirilmesine yönelik eğitim faaliyetlerine de ağırlık verilmeli.

Kentsel dönüşümde tereddütler giderilmeli

Kentsel dönüşüm konusunda halkın ve ilgili sektörlerin tereddütleri giderilmeli, halkın mağduriyetine neden olmayacak ve gönüllü katılımını teşvik edecek çözümler ve formüller üretilmeli. Kentsel dönüşümde önemli role sahip olan ve binalara depreme dayanıklılık raporu veren yetkili firmaların ve kuruluşların yeterliliği sorgulanmalı, kullanılan analiz yöntemleri doğrulanmalı ve uygunluğu gözden geçirilmeli. Ayrıca, kentsel dönüşüm projeleri için de kullanılabilmesini sağlamak için AFAD tarafından yürütülen Deprem Yönetmeliği Revizyon çalışmalarına hız verilmeli.

Güvenli ve çağdaş binalar yapılmalı

Binaların sadece depreme dayanıklı olmaları değil, çağdaş bina özelliklerini de taşımaları sağlanmalıdır. Güvenli, dayanıklı, enerji verimliliği yüksek ve sürdürülebilir binalar için, standart ve yönetmeliklere uygun tasarım ve uygulama ile birlikte; kaliteli, standartlara uygun, teknolojik ve sertifikalı yapı malzemelerinin kullanımı sağlanmalı.

Deprem ve güvenli yapı bilinci

Afet kayıplarını en aza indirmenin en etkin yolu olan güvenli yapının, 'doğru tasarım, doğru malzeme, doğru üretim, doğru uygulama ve denetimle sağlanabileceği' toplumun her kesimine anlatılmalı.