Türkiye Jeotermal Enerjiden Bir Yılda 20 Milyar Dolar Kazanabilir

Türkiye'de jeotermal kaynakların tam kapasiteyle kullanılması durumunda, yılda 20 milyar dolar katma değer sağlanması mümkün.

Enerji üretimi tüm dünyanın son dönemde üzerinde durduğu en önemli konuların başında geliyor. Zira kömür, doğal gaz ve petrol gibi fosil kaynakların tükeneceğine dair ortaya atılan tezler, bilim adamlarının yeni kaynakların bulunması için sürdürdüğü çalışmaların hızlandırılmasına neden oluyor. Enerji sorununa çözüm için jeotermal kaynaklar yenilenebilir, çevreci ve ucuz olması bakımından ilk akla gelen seçenek olarak göze çarpıyor. Dünyadaki toplam su miktarı içerisinde jeotermal kaynak oranı yaklaşık yüzde 5 olarak biliniyor. Türkiye de bu yüzde 5'lik dilimin içerisinde ve jeotermal kaynakları zengin ülkeler arasında gösteriliyor.

2005 Yılı Nisan ayında 4.'sü düzenlenecek Dünya Jeotermal Kongresinin Antalya'da yapılacak olması da bu bakımdan önem arz ediyor. Türkiye jeotermal enerji kaynakları bakımından dünyada 7. sıradayken, kullanım oranı ölçü alındığında 11.'liğe kadar geriliyor. Türkiye'de jeotermal enerjiyle ısınan ev sayısı 65 bin ve hedef 2010 yılında bu sayıyı 500 bin'e çıkarmak. Türkiye Jeotermal Derneği Genel Başkanı Orhan Mertoğlu, jeotermal enerjinin ülke için önemine değinerek, yıllık üretim miktarının 1.4 milyar dolar seviyelerinde olduğunu söylüyor.

Türkiye'nin sahip olduğu kapasitenin tamamını kullanması durumunda yıllık sağlanacak girdi miktarının 20 milyar doları bulacağını aktaran Mertoğlu, "Ülkede şu anda 5 milyon insan ısınmak için jeotermal enerjiyi kullanıyor. İstihdam edilen kişi sayısı ise 40 bin. Bu rakamları çok daha yukarılara çekebilecek potansiyelimiz var." diyor. Mertoğlu, 5 yılda bir yapılan ve gelecek yıl Türkiye'de düzenlenecek olan kongrenin, ülke tanıtımı ve turizmine büyük katkı sağlayacağını söylüyor.

Organizasyon Uluslararası Komite Başkanı Dr. James Koenig, tüm dünyada yaklaşık 200 milyon insanın jeotermal kaynaklarla üretilen elektrik enerjisinden faydalandığını anlatıyor. Dr. Koenig, ülkelerin sahip oldukları kaynaklara göre jeotermal enerji kullanım şeklinin de değiştiğine dikkat çekti.