Türkiye ile Rusya Perşembe günü ’Yüzyılın
anlaşmaları’ diye lanse edilen işbirliklerine imza attı ancak
Türkiye’nin Putin’in dediği gibi sıkı pazarlıkçı çıkmadığı
görüldü. Batı Hattı’ndan 2011’den sonra da gaz almaya devam
edecek Türkiye ‘al ya da öde’ yükümlülüğünü iptal ettiremedi. Gazın fiyatını
düşüremedi ve kullanmadığı gazı satma hakkını alamadı.
Geçtiğimiz hafta Rusya Başbakanı Vladimir Putin’le,
Başbakan Erdoğan’ın gerçekleştirdiği “tarihi zirve”nin ilk
heyecanı geçtikçe, imzalanan protokollerin Türkiye için ne anlama geldiği de
yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Rusya’dan 3 ayrı hat ve anlaşmayla doğalgaz
alan Türkiye’nin 2011 yılında sona erecek Batı Hattı anlaşmasını uzatması bir
“kazanım” olarak açıklanırken, alınan kararın arka planı tartışma yaratacak gibi
görünüyor.
Putin ve Başbakan Erdoğan’ın imzaladığı doğalgaz protokolünde anlaşmanın
süresinin uzatılması, Türkiye’nin bu hattan Rus doğalgazı alması kararı yer
alırken, Türkiye pazarlık şansını bu kez de kullanamadı. Enerji Bakanlığı
yetkililerinden alınan bilgiye göre, halen en pahalı doğalgaz kullanan
ülkelerden biri olan Türkiye, bu hattan aldığı doğalgazın fiyatında bir indirim
sağlayamazken, almadığı doğalgaza para ödemesine neden olan “al ya da öde”
yükümlüğünden ve fazla gazı bir başka ülkeye ihraç etmesine izin vermeyen
zorunluktan da kurtulamadı. Böylece Türkiye, 2011 yılından sonrasını
düzenleyecek anlaşmada da bu ağır hükümleri kabul etmiş oldu.
500 $’lık fiyata devam
Türkiye’nin 2011’de bitecek olan Batı Hattı doğalgaz anlaşmasına göre
doğalgazın bin m3’üne ödediği tutar 2008 yılı sonu itibarıyla 500 dolar, petrol
fiyatlarındaki düşüşün gecikmeli etkisiyle 2009’un ilk çeyreğinde de yaklaşık
450 dolar civarında belirlendi. Ancak petrol fiyatlarının yeniden yükselişe
geçmesi nedeniyle, önümüzdeki aylarda bu fiyatta belirgin artış yaşanacak.
Rusya, Ukrayna ve Baltık ülkeleri ile Avrupa ülkeleri ve Türkiye’ye farklı
fiyatlardan doğalgaz satıyor. Ukrayna’ya siyasi gerilime paralel doğalgaz
fiyatında yaptırım uygulayan Rusya, geçtiğimiz aylarda bin m3’lük doğalgazın
179.5 dolarlık fiyatını, 418 dolara çıkarmıştı. Rusya’nın Avrupa’ya sattığı
doğalgazın fiyatı ise 265 dolar ile 470 dolar arasında salınıyor.
Almasan da ödersin
Türkiye Rus gazında yeni bir pazarlık şansı elde etmişken, almadığı doğalgaza
para ödemesine neden olan “al ya da öde” (take or pay) yükümlülüğünü de pazarlık
konusu etti. Bu hükme göre Türkiye, mücbir sebepler dışında herhangi bir nedenle
Rusya’dan anlaşmayla almayı taahhüt ettiği miktarın altında doğalgaz alırsa,
almadığı doğalgazın parasını Rusya’ya ödemek zorunda. Yeni anlaşmada bu hükümden
kurtulunması, en azından yüzde 75 olan “al ya da öde” oranının aşağı çekilmesi
hedefleniyordu. Ancak bunda da başarı sağlanamadı. Yeraltı doğalgaz deposu
bulunmayan Türkiye, “al ya da öde” hükmü nedeniyle de almasa bile anlaşmadaki
miktar üzerinden doğalgaz parasını ödüyor. Bu nedenle Türkiye, Rusya’dan
parasını ödediği ancak kendi kullananımı gerekmeyen doğalgaz miktarını başka
ülkelere satabilme hakkı istiyor.
“Re-export” hakkı olarak bilinen bu hak, Türkiye-Rusya arasında 2003 yılında
yapılan anlaşma revizyonuyla Türkiye’den alındı. Halen Azerbaycan’dan aldığı
doğalgazla ilgili “Re-export” hakkına sahip bulunan, daha önce de Rus gazında bu
hakka sahip olan Türkiye, 2003’ten beri kaybettiği bu hak talebini Batı Hattı
müzakerelerinde de gündeme getirdi.
Türkler sıkı pazarlıkçı
Rusya Başbakanı Putin yaptığı 1 günlük ziyarette, Nabucco’yu destekleyen
Türkiye’den Güney Akım konusunda istediğini aldı. Nükleer enerji santralini
sanki Rus konsorsiyum kazanmış gibi konuştu. Basın toplantısında ise “Türkler
sıkı pazarlıkçı, bizi terlettiler” dedi.