"Türkiye'de Mimariye Hükümet Karar Veriyor"



Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) düzenlenen “Norveç Mimarisinde Kentsel Dönüşüme Duyarlı Yaklaşımlar” Konferansı’nın son oturumunda Norveç ile Türkiye’deki mimari anlayış farklılıkları ve işbirliği olanakları masaya yatırıldı. Norveç Danışman Mimarlar Derneği Genel Müdürü Egil Skavang'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen son oturuma, İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. İpek Akpınar, Norveç Mimarlar Odası Başkanı Kim Skaara, XXI Dergisi Yazı İşleri Müdürü Hülya Ertaş katıldı.

Moderatör Skavang, Norveç’teki mimaride doğa ile insanın birlikteliğine odaklandıklarını belirterek, bu çerçeve içersinde mimari tasarım yaptıklarını ifade etti.

“Norveç’te kesinlik, İstanbul’da belirsizlik var”

İpek Akpınar, konuşmasında Türkiye’deki mimari anlayış ile Norveç’teki mimari anlayışın farklılıklarına değindi. İki ülke arasındaki mimari anlayışın birbirinden tamamen farklı olduğunu söyleyen Akpınar, “En önemli farklardan biri Norveç’te kesinlik, İstanbul’da ise belirsizlik var” dedi.

“Türkiye’de şeffaflık yok”

Akpınar, Norveç’te homojen bir kimlik olmasına karşın, İstanbul’da kozmopolit yaklaşımların olduğunu ifade ederek, Norveç’te güçlü ve karar verici yerel idarenin olduğuna dikkatleri çekti. Norveç’te mimaride şeffaflık olduğunun altını çizen Akpınar, “Sizde şeffaflık üzerine kurulmuş bir politika var. Mimari projelendirmelerde, şeffaf bir yapılanma söz konusu. Türkiye’de şeffaflık yok. Sizde her şey diyalog temelli. Bizde değil. Bizde tek kişi var. Merkezi yönetim yani hükümet  her şeye karar veriyor” şeklinde konuştu.

“Biz insan ile doğayı aynı anda ele alamıyoruz”

Ertaş da, Türkiye ile Norveç arasındaki mimari yaklaşım farklılıklarını anlatarak, Norveç’te insanı doğanın bir parçası olarak gördüklerini, Türkiye’de ise bu durumun tamamen farklı olduğunu belirtti. Ertaş, “Bizde ya doğa ya da insan vardır. Biz insan ile doğayı aynı anda ele alamıyoruz” dedi. Ertaş, Norveç’teki farklı mimari yaklaşımların Türkiye’ye çok şey öğretebileceğinin de altını çizdi.

Mimarlar Odası Başkanı Kim Skaara, Türkiye’ye ilk defa geldiğini belirterek, kendi ülkesinden Türkiye’ye mesaj getirdiğini söyledi. 4000 kişilik bir mimar ailesini temsilen burada olduğunu ifade eden Skaara, mimarların kent ve insan ile ilgili sorunları çözmede anahtar olduklarını belirtti.

Moderatör Skavang, hem siyasetçilerin, hem de müşterilerin sürdürülebilir ve kaliteli projeler için ikna edilmesinin önemine değinerek, konuşmacılara bunun nasıl gerçekleşebileceğini sordu.

“Uzun vadede bir şeyler yapmak”

Akpınar, mimari ve kentsel tasarımda kaliteli projelerin yapılmasının sadece maliyet değil, isteklerin yavaşlaması ile de ilgili olduğunu söyledi. “Bir şehri modernleştirmek için nasıl bir hızda hareket edilmesi” gerektiğini soran Akpınar, Türkiye’de hükümet ve yatırımcıların da olduğu büyük bir grubun hızlı bir değişimin peşinde olduğunu belirtti. Akpınar, sürecin yavaşlatılması gerektiğine vurgu yaparak, “Yüksek kalitede mimari ile uzun vadede bir şeyler yapmak gerekiyor” dedi.

“Türkiye ilginç bir Pazar”

Moderatör Skavang, Türkiye’yi ilginç bir Pazar olarak gördükleri için geldiklerini belirterek, Türkiye ile iklim değişikliği, insanların yer değiştirmesi gibi benzer sorunları yaşadıklarını belirtti. Stoknes, felsefelerinin ‘kendi deneyimlerini ve uzmanlıklarını diğerleri ile paylaşmak’ olduğuna vurgu yaparak, “Başka ülkelerle işbirliği yapmak istiyoruz. Türkiye’nin bize vereceği çok şey var” şeklinde konuştu. Moderatör, konuşmacılar Türkiye pazarına nasıl girebileceklerini sordu.

“Türk mimarlar siyasetçiyi zorlamalı”

Skaara, bu anlamda mimarlığın yeniden tanımlanması gerektiğini belirterek, “geliştiricileri güçlendirmek lazım” dedi. Her şeyi siyasetin belirlediğinin altını çizen Skaara, Türk mimarlarının karar verici konumda olan siyasetçiyi ve mütahhitleri zorlaması gerektiğini belirtti.

“Kentsel sorunlar İstanbul’da göz ardı ediliyor”

Akpınar, işbirliği açısından dürüst ve net olunması gerektiğine vurgu yaparak, Türkiye’de siyasetçilerin ve ekonomistlerin büyük, yükselen, parlak İstanbul’a odaklı olduğunu söyledi. Akpınar, kentsel sorunların İstanbul’da göz ardı edildiğini ifade ederek, “Kentsel ve doğal kaynaklarımızı daha nereye kadar kötü kullanabiliriz?” diye sordu. Akpınar Norveç’in mimari projelere sürdürülebilirlik ölçeğinde ve tutku ile yaklaştığını belirterek, birlikte entegre bir plan yapılması gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Akpınar, “Ortaklık, İstanbul geleceği parlak fikirlerin doğmasına yol açabilir” dedi.

Kim Skaara ise karşılaşılan zorlukların acı verici olabileceğini ifade ederek, işbirliğinin önemine değindi.