Türkiye'nin 5 kentini Avrupa kültür haritasına taşıyacak
olan "Benim Kentim" projesi, İngiltere'nin
Ankara Büyükelçiliği'nde düzenlenen törenle tanıtıldı.
Avrupa Komisyonunca desteklenen ve British
Council tarafından yürütülen projenin hayata geçirileceği 5 kent,
Mardin, Çanakkale, Trabzon,
Konya ve İstanbul olarak belirlendi.
Sözkonusu 5 kentten vali ve belediye başkanlarının da katıldığı törende
konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB
müzakere sürecinde üç önemli ayağın bulunduğunu belirterek, bunları reformlar,
müzakereler ve sivil toplum diyaloğu olarak sıraladı.
Sivil toplum diyaloğunun önemine işaret ederek, kültür ve sanatın bu
diyaloğun en önemli parçaları olduğunu kaydeden Bağış, sanatta ve kültürde
gelişmiş ülkelerin demokrasilerinin de güçlü olmasının bir tesadüf olmadığını
söyledi.
Türkiye'nin de kendi kültür ve sanatında her geçen gün daha da ilerlediğini
ifade eden Bağış, "Artık Türkiye 50 yıl önceki gibi darbeler sonrası
başbakanların idam edildiği veya 30 yıl önceki gibi Kafka'nın, Dostoyevski'nin
kitaplarının komünizm propagandası iddiasıyla toplatıldığı ya da 10 yıl önceki
gibi belediye başkanlarının şiir okuduğu için hapsedildiği bir ülke değil. Bugün
aynı şehir İstanbul, Avrupa'nın ifade özgürlüğünün en önemli platformu kabul
edilen kültür ve sanat alanında başkenti, aynı belediye başkanı da bugün
Türkiye'nin lideri" diye konuştu.
Bağış, Türkiye'nin AB sürecinde daha atması gereken çok önemli adımların,
kararlılıkla hayata geçirmesi gereken reformların olduğunu belirterek,
"Türkiye'ye yakışır bir anayasaya kavuşmak durumunda. Türkiye'ye yakışır reform
kanunlarını meclisten hep beraber iktidarı ve muhalefetiyle geçirmek durumunda"
ifadesini kullandı.
Türkiye'nin eninde sonunda AB müzakerelerinde başarıya kavuşacağına ve AB'nin
saygın bir üyesi olacağına yürekten inandığını kaydeden Bağış, "Bu süreçte bizi
pes ettirmek isteyen, gerek içerideki gerek dışarıdaki direnç odakları
ellerinden geleni yapacaklardır ama biz sabırla, dostlarımızın desteğiyle bu
süreci aşacağız" diye konuştu.
Sözlerini Türk kültürüne has bir söyleyişle tamamlamak istediğini ifade eden
Bağış, "Türkiye'deki en büyük mimari yapıtlardan biri Edirne'deki Selimiye'dir.
Bizde derler ki, Selimiye'yi yıkmak için bir çekiç yeter, ama bir Selimiye
yapmak için hem bir Selim gerekir, hem de bir Sinan gerekir. Türkiye'nin AB
sürecinde de İngiltere ve Miliband gibi dostlarının sayesinde biz daha çok büyük
eserleri hep beraber dikeceğiz" şeklinde konuştu.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband da, "Benim Kentin"
projesinin açılışını yapmaktan duyduğu heyecan ve mutluluğu dile getirerek
konuşmasına başladı. Miliband, projenin, Türkiye'nin AB'de çok iyi tanınmayan
bazı şehirlerini tanıtmak için önemli bir adım olduğunu ifade etti. Türkiye'nin
AB'ye tam üye olarak katılımı sürecinde, zihniyetlerin ve fikir yapılarının
değiştirilmesinin çok önemli bir unsur olduğunu dile getiren Miliband, bunu
yapmanın en iyi yolunun kültür ve sanatı kullanmak olduğunu kaydetti. Miliband,
halklar ve kültürler arasında temas sağlanamazsa siyasette de başarılı
olunamayacağını belirterek, "Bu proje, Türkiye'nin AB ile gittikçe güçlenen
bağlarının bir sinyali, öncüsü" dedi.
İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird de, "projenin,
modern ve çağdaş Türkiye'nin dinamik ve çok kültürlü yönünü AB'ye tanıtmak
açısından büyük önem taşıdığını" söyledi.
Benim Kentim projesi
Türkiye ile Avrupa arasındaki diyaloğun sanat ve kültür aracılığıyla
güçlendirilmesinin hedeflendiği "Benim Kentim-My City" isimli
proje, Avrupa Komisyonu tarafından "Sivil Toplum Diyaloğu: Kültür
Köprüleri" programı kapsamında destekleniyor.
British Council tarafından yürütülen projeye,
Anadolu Kültür, Platform Garanti Güncel Sanat
Merkezi de yerel ortak olarak katılıyor. Proje kapsamında, alanlarında
tanınmış 5 Avrupalı sanatçı, uluslararası komite tarafından seçilen Mardin,
İstanbul, Çanakkale, Trabzon ve Konya'da kamusal alanda sanat projeleri
gerçekleştirmek üzere davet edilecek.
Uluslararası proje komisyonunca belirlenecek Avrupalı sanatçılar, bu yıl
Eylül ayında gerçekleştirilecek olan Uluslararası İstanbul
Bienali sırasında açıklanacak. Önümüzdeki 2 yıl proje kentlerinde
düzenlenecek bir dizi etkinlik aracılığıyla sanatçıların özellikle şehirlerdeki
gençlerle iletişim içinde olmaları sağlanacak. Böylece Avrupalı sanatçılara,
şehirlerin kültürel zenginliklerini gençlerden öğrenme ve bu zenginliği tüm
dünyaya tanıtma fırsatı sağlanacak.
"Benim Kentim" isimli proje, ayrıca aynı zamanda Türkiye'den 5 sanatçıya da
birikimlerini Avrupa ülkelerinde misafir sanatçı programı kapsamında sergileme
şansı sunacak.
Sanatçıların "Benim Kentim" proje ekibi ve kentlerin yerel yönetimleri ile
geliştirecekleri projeler 2010 yılında halka açılacak. Proje, yalnızca görkemli
sanat yapıtları üretmeyi değil, kent sakinlerini ve her kentteki farklı uzman
alanlardan grupları ( kamu danışmanlığı, miras, bellek ve tarih, inşa edilmiş
çevre, parklar ve kamusal alanlar ile sosyal iletişim) işin içine katan geniş
çaplı bir programı içeriyor.