TÜSİAD'ın Kopenhag Değerlendirmesi: Türkiye COP 16'ya Kadar Olan Süreci İyi Değerlendirmeli
TÜSİAD, 2012 sonrası yeni iklim rejiminin çerçevesinin
belirlenmesi amacıyla Kopenhag'da gerçekleştirilen COP
15 İklim Zirvesi sonunda açıklanan ve bağlayıcılığı bulunmayan
'Kopenhag Mutabakatı'nı bir uzlaşı metni olarak yorumladı.
Yazılı bir açıklama yaparak COP 15 İklim Zirvesi'ni değerlendiren TÜSİAD,
Haziran 2010'da Bonn'da yapılacak ara toplantıyı takiben resmi
bağlayıcılığı olan bir anlaşmaya en geç Aralık 2010'da
Meksika'da gerçekleşecek COP 16 toplantısında
varılmasının hedeflendiğine dikkat çekti.
2012 sonrası yeni iklim rejiminin diğer ülkeler gibi Türkiye’yi de yakından
ilgilendirdiğinin ve Türkiye'nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin EK
1 ülkeler listesinde yer aldığının hatırlatıldığı açıklamada, "Türkiye bu süreci
iyi kullanarak gerekli envanter, veri, bilgi, strateji ve eylem planı
çalışmalarını tamamlamalıdır. Türkiye’nin, yeni oluşacak iklim rejiminde
gelişmekte olan ülkelere sağlanması öngörülen teknoloji ve finansman fonlarından
faydalanması, rekabet gücünü koruması ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi
açısından hayati önem taşımaktadır" denildi.
Açıklamada, Türkiye’nin Avrupa Birliği katılım süreci çerçevesinde çevre
faslının da müzakereye açıldığına değinilerek, birçok sektörü yatay kesen çevre
konusunun vizyoner bir bakış açısı ve entegre bir yaklaşımla ele alınmasının
önemi vurgulanıyor. "Direktiflere yönelik toplam maliyet, yatırım, detaylı
uygulama planları ve uygulama süresini içeren bir etki analizi yapılmalı ve
müzakere pozisyonu bu etki analizi ile desteklenmelidir" diye devam eden
açıklama, süreçte yükümlüğü paylaşacak olan özel sektörün, müzakere ve uyum
sürecinde aktif rol almasının da ülke rekabet gücü açısından hayati önem
taşıdığı belirtiliyor.