Balıkesir’in üç ilçesinde üç farklı şirket maden projeleriyle halkı tedirgin ediyor. Balya’da altın üretimi planlayan Altınordu Madencilik, 13 Aralık 2024’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ÇED başvurusunu sundu. Karesi’de patlatmalı açık ocak kurmak isteyen Koza Altın İşletmeleri, 11 Nisan 2025’te inceleme raporunu hazırladı. Bigadiç’te ise altın-gümüş madeni üretim kapasitesini 83 kat artırmak isteyen Zenit Madencilik, 10 Ekim 2025 tarihinde kapasite artışı dosyasını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sundu. Projelerin üçü de ‘inceleme-değerlendirme’ aşamasında bulunuyor.
BirGün’den Aycan Karadağ’ın haberine göre; CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın hazırladığı teknik inceleme raporu, üç ilçedeki projelerin ortak bir tabloya işaret ettiğini ortaya koydu. Rapora göre maden sahaları, aktif fay hatlarına tehlikeli biçimde yakın. Orman ve tarım alanları “bedel karşılığı” izinlerle madenciliğe açılmış durumda. Uzmanlara göre bu tablo, artık yalnızca yerel bir çevre sorunu değil; Balıkesir’in topraklarını, sularını ve geleceğini kuşatan sistematik bir madencilik politikası.
Üç projede de madencilik sonrası rehabilitasyon planı bulunmuyor. Turplu’ya ilişkin raporda “bitkisel toprağın yeniden serileceği” belirtilse de ekolojik restorasyon kriteri tanımlanmadı. Balya projesinde “saha kapanışı 3 yıl sürecek” denilse de bu sürecin yalnızca teknik faaliyetleri kapsadığı, bağımsız izleme ve şeffaf raporlama mekanizmasının tanımlanmadığı tespit edildi.
CHP’li Serkan Sarı, durumu şöyle özetliyor: “Balıkesir’in dört bir yanında aynı tablo var. Ormanlar, tarım alanları ve su kaynakları rantın hedefinde. Madenlerin her biri ayrı bir risk ama birlikte değerlendirildiğinde Balıkesir bir madencilik kuşatması içinde.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.