"Kültür ve sanatın başkenti" olma iddiasının yanı sıra kongreler, fuarlar kenti olma istemini her fırsatta dile getiren İzmir'in bu eksende rüzgârını doldurmasını sağlayacak "Yeni Kent Alanı" projesi gündemdeki sıcaklığını koruyor.
Turan - Alsancak Limanı arasındaki 550 hektarlık alanı kapsayan "3. İzmir" ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde son yapılan yoğunluk artışı düzenlemesi, iptal istemiyle yargıya taşınmak üzere. Buna karşın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu , yatırımcıyı teşvik amacıyla kat artışı vermelerinin gerekli olduğunu vurguluyor.
Yedi yıl önce Alsancak Limanı'nın arka bölgesi için açılan proje yarışmasından edinilen fikirle geliştirilen 3. İzmir Projesi'nde yapılan kat artışı, dikkatleri alana çekti. Konuyla ilgili plan, imar ve bayındırlık komisyonlarından geldiği şekliyle İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nden geçti. Buna göre zeminde yüzde 25, 30 ve 35 olan kullanım hakkı, yüzde 40, 45 ve 50'ye yükseltildi. Planda 3 ve 3,5 emsal olarak iki tip şeklinde kabul edilen inşaat yoğunluğu hakkının da 4 ve 4,5 emsale çıkarılmasına karar verildi.
Meclisin 1/5000'lik planda değişikliğe gitmesi üzerine bölgede sınırları olan Karşıyaka, Konak ve Bornova Belediyeleri de 1/1000'lik uygulama planlarında değişiklik yapacak. Bunun, yatırımcıların Turan, Bayraklı ve liman arkasında gökdelen projelerini hayat geçirmesine olanak sağlama amaçlı olacağı belirtiliyor.
CHP İzmir İl Başkanı Selçuk Ayhan da, gelişmelere çekinceyle baktıklarını açıklayanlar arasına katıldı. Ayhan, projenin uygulamasının geciktiğini anımsatarak, büyük sermayedar gruplarının bölgede arsa topladığına dikkat çekti.
Kamu Yararı Yok Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, kentin çok katlı yapılaşmasının belli bir alana toplanmasının olumlu karşılandığı, ancak son yapılan plan değişikliğinin çekinceli olduğu bildirildi. Oda açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
"Planın, geçmiş planlardan gelen uygulama verilerini göz ardı ederek, sorunları yalnızca yoğunluk artışıyla çözmeyi hedeflemesi dikkat çekiyor. Toplam inşaat alanın artışından kaynaklanabilecek teknik ve sosyal altyapı yetersizliği konusuna dikkat edilmeli. Projenin son halinin, nazım plan sürecinden bağımsız ele alınmış olması ve şehircilik ilkeleri ve kamu yararı doğrultusunda değil, sermaye ve yatırım çevrelerinin taleplerine göre hareket edilmesi söz konusu. Sivil toplum örgütleri ile mutabakata varıldığının söylenmesine rağmen, plan revizyonu ile elde edilen öneri plan hakkında kamuoyunun yeterli bilgisi yok."
Çin Seddi
13 Mart 2006 tarihinde toplanan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde kabul edilen yoğunluk artışını yargıya taşıyacaklarını belirten DSP İzmir İl Başkanı Özdemir Sökmen, "İzmir'in tümden Çin Seddi'yle çevrilmesine izin vermeyeceğiz" dedi. Sökmen, imar planının son haliyle söz konusu alanı yok edeceğini savunarak, şu görüşlere yer verdi:
"Büyükşehir başkanını çeşitli defalar uyardık, ancak etkili olmadı. Meclis kararına itirazımızı yapacağız. Reddedilmesi halinde kitle örgütleri ve meslek odalarının da katılımıyla idare mahkemesine meclis kararının iptali istemiyle dava açacağız. Üçüncü İzmir'in 21-22 katlı gökdelenlere kurban edilmesine karşı duruyoruz."
Son yapılan meclis toplantısında plan değişikliğine red oyu veren İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin SHP'li Meclis Üyesi Mehmet Gültekin de, tabandaki genişlemeyle bölgede yoğunluğun artacağını anımsattı. Zemin kullanım alanının genişletilmesiyle bölgenin, sahili duvar gibi ören kentin diğer yerlerinden farkı kalmayacağını belirtti. Mevcut planın amacının, taban alanını sınırlayıp dikeyde yapılaşmayı teşvik etmeye yönelik olduğunu, yeni yapılan düzenlemenin eski planın ruhunu yok ettiğini vurguladı.
DEÜ Mimarlık Fakültesi'nde restoratör-mimar olarak öğretim üyeliği yapan Prof. Dr. Etilevi Akyüz de konunun farklı ve bir o kadar da önemli yanına dikkat çekti. Akyüz, İzmir'in tarihsel dokusuyla modern yaşam figürlerinin çoğu yerde kopuk olduğunu, ancak 3. İzmir alanında tarihsel çekirdek ile modern yaşamın iç içe bulunduğunu söyledi. Akyüz, "Nihai proje, bu olgu göz önüne alınarak biçimlendirilmeli. Başka kentlere nasip olmayan bu şans, İzmir için en sağlıklı biçimde değerlendirilmeli" dedi.
Söz konusu alanda, şu an atıl durumda olan, 1874 yılında yapılan havagazı fabrikası, 1928 yılında inşa edilen elektrik fabrikası, uzun yıllar DGM binası olarak kullanılan tarihi un fabrikası, Sümerbank fabrikası, Bayraklı'daki tarihi Yahya Paşa Konağı'nın yanı sıra dikkat çekmeyen çok sayıda tarihi yapı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Geçmiş ile geleceğin sağlıklı birlikteliği, 3. İzmir'de sağlanmalı. Bu oluşum gerçekleşirse, paha biçilmez bir zenginlik ortaya çıkar. Yarışma sonucu dereceye giren projede, tarihsel değerler refere edilmiş durumdaydı. Nihai projede de bu olgunun dikkate alınması gerekir. Geçmişte Güzelyalı ve Kordon'daki tarihi yapılar yerle bir edildi ve beton setlere teslim oldu. Kentin iç kısmına artık imbat girmiyor. Geçmiş hatalardan artık ders alma vakti geldi. Bin düşünüp, bir karar verilmeli. 3. İzmir alanındaki tarihi yapıların her biri, bölgeye inşa edilecek modern yapılar arasında yaşayan birer merkez olmalı. Bu sağlanırsa projenin prestiji artar."
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda, imar planına göre inşaat kullanım alanına çok az bir artış getirildiğini savundu. Kocaoğlu, son meclis toplantısının ardından yaptığı açıklamada şu görüşlere yer vermişti:
"Bu karar, kentin gelişimi için verilen bir teşviktir. Zemin kullanımındaki artış, hava sirkülasyonuna olumsuz etki yapmayacak. Burası gökdelen alanı. Bu bölgenin bir an önce hareketlenmesi için en azından bu teşvikin verilmesi gerekiyordu. Biz de en azı verdik. Kentin diğer bölgelerini gökdelen baskısından arındırmak için böyle bir teşvik öngördük."
İzmir'in yeni vizyonu
-Körfez'in kuzey ve güneyinde birbirinden kopuk olarak gelişmiş Karşıyaka ve Konak kent parçaları bütünleşecek.
-Günümüzde yetersiz kalmış kent merkezi ve alt merkezler üzerindeki yoğun yapılaşma baskısı kalkacak.
-Kent içindeki coğrafi konumuna ve doğal değerine yakışmayan biçimde kullanılmakta ve aşırı düzeyde kirletilmiş olan söz konusu alan, temizlenmiş, yeniden değerlendirilmiş ve kent kazandırılmış olacak.
-İzmir'in ilk kurulduğu yer olduğu bilinen Bayraklı Höyüğü bir tarih ve kültür merkezine dönüştürülecek
Proje ayrıntıları
-Turan Mahallesi'nin doğu bölümü "ticaret ve turizm" kullanımına ayrıldı. Turan Mahallesi'ndeki mevcut konut bölgesi korunarak, burada küçük turizm işletmeciliğine de olanak sağlayan turizm ve konut plan hükmü getirildi. Kıyı boyunca ise günlük ve rekreasyon amaçlı küçük ticaret için yer ayrıldı.
-İkinci bölümde, Anadolu Caddesi'nin kara yönündeki imar adalarının büyük çoğunluğu, merkezi iş alanı kullanımına ayrıldı.
-Adliye binası çevresi "yönetsel merkez" olarak belirlendi. Bu bölgede kıyıya en yakın imar adaları turizm ve ticaret alanı olarak tespit edilirken, Bayraklı Höyüğü çevresinde bir ayrıksı durum yaratılarak ticaret ve turizm kullanımı Tepekule'ye değin genişletildi.
-Alsancak Limanı gerisinden başlayıp güneydeki Ege Mahallesi'ne kadar uzanan alan ise turizm, ticaret ve kültür tesisleri için ayrıldı.
-İşçiler Caddesi'nin iki yakasında birer parsel derinliğindeki alan, cadde boyunca "küçük ticaret ve konut" kullanımına ayrıldı.