Evrensel Gazetesi'nden Metehan Ud'un haberine göre Bornova Karaçam köyü Bademli mevkiinde bakanlık “parsele özel” imar değişikliği yaptı. Ankara’dan gelen karar sonrasında İzmir-Manisa yolu yakınında ve Çiçekliköy girişinde yer alan toplam 23 bin 178 metrekarelik alanın birinci derece doğal sit alanı statüsü kaldırıldı.
Çiçekliköy girişinde mesire alanı ve orman arazisi bitişiğindeki milyonlarca lira değerindeki taşınmazın binlik ve beş binlik planları 9 Haziran günü askıya çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bornova Belediyesinin devre dışı bırakıldığı plan değişikliğine bakanlık gerekçe olarak ise kamu yararını gösterdi.
Kentin nefes aldığı sayılı alanlardan olan ve kent ormanları ile çevrili Bornova’daki arazide bakanlık eli ile yapılan plan değişikliği sonrasında bölgede yapılaşmanın da önü açılacak. İzmir 1 No’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan da onayını alan düzenleme neticesinde özel eğitim öğretim tesis alanına çevrilen taşınmaz üzerine dört kata kadar inşaat yapılabilecek.
Kritik plan değişikliğinde mülkiyet sahibinin ise AKP’nin kurucuları arasında yer alan Eski İl Başkan Yardımcısı Rahmi Taştan olduğu ortaya çıktı. Rahmi Taştan, aynı zamanda Ege Kolejinin kurucuları arasında yer alıyor.
Planın açıklama raporunda, 1. derece doğal sit alanı olan bölgenin, doğal sit özelliği taşımadığı öne sürüldü. Örnek olarak da, dört bir tarafı ağaçlarla çevrili arazi için “Alanda yetişmiş bitki örtüsü ve ağaç dokusu yer almamaktadır” denildi. Ayrıca, arazinin 1. derece sit alanı olarak belirlenmiş olması mülkiyet hakkının kullanılmasına engel olarak nitelendirildi. Raporda “1.derece doğal sit alanı içindeki parselin bu yönleriyle mülkiyetin kullanım hakkı açısından hak kayıpları çok yüksek seviyededir” ifadesi kullanıldı.
"Kamu yararından bahsetmek mümkün değil"
8 Temmuz’da askı süresi bitecek planlarla ilgili gelişmeleri TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi mercek altına aldı Bakanlığın kararını gazetemize değerlendiren Şube İkinci Başkanı Uğur Bayrak, kişiye özel imar sağlandığını ifade ederek “Urla Villalarına benzer bir konu gibi geliyor. Urla Villalarından sonra ikinci bir şekilde bu şekilde bir karar uygulanmış. Bu kararlar her geçen gün artacak gibi duruyor” dedi. Karara karşı dava açacaklarını da dile getiren Bayrak şunları söyledi: “Kamu yararı dedikleri şey toprakları yok etmek, doğal alanları tahrip etmek değil. Kamu yararı doğayla bütünleşik bir plan olgusunu gerektirir. Bu arazide yapmak istedikleri eğitim alanının arkasına sığındıkları bir şey. Kamu yararından bahsetmek mümkün değil.”