Fatih'te Tarihi Dönüşüm



Fatih'teki kentsel dönüşüm sadece Sulukule'den ibaret değil. 2 bin binayı kapsayan proje sonucu, ilçe üç yıl içinde Türk mahallelerinden oluşan eski tarihi dokusuna kavuşturulacak.

Romanların da taşınmasını öngören projeyle gündeme gelen 'surlar'a ilişkin çevre düzenlemesi, Fatih'te başlatılan çok büyük bir kentsel dönüşümün sadece küçük bir parçası. Sulukule'nin yanı sıra Ayvansaray'da ahşap, iki katlı, cumbalı evlerle 'Türk Mahallesi' yapacaklarını belirten Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Fatih genelindeyse binlerce binayla semtteki 2 bin yıllık bir tarihi canlandıracaklarını söyledi.

Sulukule'nin Sur Koruma Bandı Projesi'nin bir parçası olduğunu belirten başkan Demir, Belgradkapı, Yedikule, Silivrikapı ve Mevlanakapı'daki trafik yoğunluğunu azaltmak için 100 trilyonu bulan kamulaştırmalar yapacaklarını söyledi. Demir, "Projede sosyal unsurları da düşündük. Başta orada oturanların güvenlik, sağlık ve sosyal sorunları var" dedi. Sulukule'de 571 tane tek katlı yapı bulunduğunu, ancak eklentilerle bu sayının çok arttığını belirten başkan Demir, şu bilgileri verdi:

Romanlara üç seçenek: Sulukule'deki evlerin 257'sinde sahibi, 303'ünde kiracı, 11'inde işgalci var, 51 bina da boş. Bu yapıları yıkarken, ev sahibi ve kiracılarını mağdur etmeyen seçenekler sunacağız. İsteyen, katkı payı ödeyerek yeni yapılacak binalardan ev sahibi olabilecek. Bir rant oluşacaksa, bunu orada yaşayanlar alacak.

Değer tespit komisyonunun belirlediği rakamlar, konut ve altyapı maliyetiyle mukayese edilecek. 100 metrekarelik müstakil eviniz, binada 20 metrekare eder. Bir sertifika gibi. İsteyen mülkiyetinin karşılığını alabilecek. Ya da mülkiyetini devrederek TOKİ' nin sunacağı yeni evde oturabilecek.

Kültür korunacak: Bu alanın tespiti asla Çingenelerimize yönelik bir hareket değil. Çingenelerimizin bulunduğu alanları işaretleyip, diğer insanları bu alanın dışında tutmadık. Tarihi yarımada planlarında bulunan sur koruma bandı içerisindekileri baz aldık.
Bu alanın dışında da Çingenelerimiz var ve belki de bu projenin içinde yer almayı çok isteyecekler, ama olamayacaklar. Oradaki kiracılar da Toplu Konut İdaresi'nden (TOKİ) uygun koşulla ev sahibi olacak. TOKİ, isterlerse Taşoluk'ta kendi sanatlarını ve kültürlerini icra edebilecekleri türden yapılar da düşünüyor. Turizme yönelik çalışma da yapabilecekler.

Cumbalı evler: Sulukule'de yapılacak yeni evler, tarihi yarım-adanın klasik mimarisini yansıtacak. Cumbalı, iki katlı, bitişik nizam olacak ve sokak siluetleri korunacak. Surdan uzaklaştıkça üç katlı ve bahçeli de olabilir. Sulukule'nin yanı sıra, Ayvansaray'daki 15 dönümlük arazide de bu şekilde Türk mahallesi yapılacak.

Kamulaştırmaların ardından, buradaki tescilli 16 binayla birlikte, 48 bina yapılacak. Esma Sultan Yalısı'nın mimarı Gökhan Avcıoğlu'yla birlikte çalışıyoruz. Ahşap, cumbalı evleriyle burası küçücük, ama dünya çapında ses getirecek projesi olan bir mahalle. Gece ve gündüz yaşayan bir mekâna dönüşecek bölgede, toplu konut tarzı bina yapılmasına biz de koruma kurulu da asla izin vermez.

2 bin Fatih evi: Göreceksiniz, şehir yavaş yavaş dönüşecek. Artık 50 yıl sonrasını gösteren imar planlarımız da var. Önceki yıl 30 imar durumu verilmiş, ben geçen yıl 40 tane verdim. Bu sene 600 imar durumu verdik. Bunu verirken, şunu söylüyoruz: İçinde ne yaparsanız yapın, yeter ki sağlam olsun. Ama binanın dışını, bizim hazırladığımız kentsel tasarım rehberimize göre yapacaksınız.

Belirlediğimiz modellerden birini seçip, protokol yapıyorlar. Tarihi yarımadada artık kimse kafasına göre dış cephe yapamayacak. Cam mozaik olmayacak mesela. Dış cepheler cumbalı, pencere detaylarına kadar belli olacak. Hedefim, dönemimde Fatih'in yüzde 6'sına denk gelen 2 bin binaya imar vermek. Bu da Fatih'in dönüşümünü bitirmek demek.

'Kurarız kaleye bir çadır...'
Sulukule'de eğlence evleri de çoktan tarih olmuş. Kentin diğer eğlence yerlerinde çalışan Romanlarla topluluk içinde konuşurken, "Yapamayız başka yerde" diyerek projeye tepki gösteriyorlar. Ancak baş başa kaldığımızda, "Bakma sen böyle konuştuğumuza, aslında herkes bir an önce buradan kurtulmak istiyor" diyorlar.

Gülşah Vatanafeda: Üç çocuğumuz var, garibanız. Enişten şarapçının biri. Bizi buradan atarlarsa, 20 milyonu veremeyen 300 milyonu hiç veremez. Çıkacaksın daireye, beşer-onar çocuk, karışır memleket. Bizi atarlarsa kurarız kaleye bir çadır.
Öznur Kılıç: Padişahlar döneminden beri buradayız. Eğlenceden ekmek yiyoruz. Orada kültür-mültür biter. Yapsınlar bize eğlence evleri, turistik. Ben bakkalımdan borç alıyorum, diyorum ki; 'Çocuklarım aç, iki ekmek dört yumurta ver.' Gittiğimiz yerde kimden isteyeceğiz? Burada herkes işsiz. Yeni evleri neyle ödeyeceğiz?
Erkan Yüceturanlı: Ben darbuka çalıyorum, grubumuz var. Kundağımız burada açıldı, başka yerde yapamayız. Atalarımız bize burayı bıraktı. Beş çocuğum var, geleceğin müzisyenleri...